GÖNÜLLÜLER KOALİSYONU

Yazan: Turgut Koçak 1 Eylül 2013

Suriye’ye yapılacak operasyon düşün ayrılıkları nedeniyle gerçekleşmedi. Obama bile yetki alma gereği duydu. Arkasından da dedi ki, “Suriye’ye kısmi operasyon yapılmalı.” Ne var ki, artık iyice haritayı pusulayı şaşırmış olan Recep Tayyip Erdoğan ise kısmi operasyon açıklanmasından hoşlanmadı ve “Suriye yönetimine karşı bir gönüllüler koalisyonu kurulmalıdır” açıklamasını yaptı.

Peki, Recep Tayyip Erdoğan’ın gönüllüler koalisyonu içinde hangi ülkeler yar alabilir acaba? Duruma bakarsak artık ne Arap ülkelerinde ne de emperyalist dünyada Recep Tayyip Erdoğan’la gönüllüler koalisyonu kuracak bir ülke aşağı yukarı yok gibi. Öyleyse Recep Tayyip Erdoğan hangi maddi dayanaklara dayanarak gönüllüler koalisyonundan söz etmektedir? Bu gibi içi boş açıklamalar hiç aklı başında bir devlet yöneticisi için olası mıdır ki Başbakan böylesi açıklamalarla Türkiye’yi daha da fazla bataklığın içine çekiyor?

Hiç kuşku yok ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın gönüllü koalisyondan anladığı şey; kimi devletlerle oluşturulacak bir koalisyon değildir. Başbakan bu durumda kiminle koalisyon kuracak acaba diye sormaya da gerek yoktur. Çünkü zaten böyle bir “gönüllü koalisyon” vardır. Bu koalisyonu oluşturan güçlere baktığımız zaman özetle bunlar; El Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler, Çeçenler ve Makedonya’dan katılan kimi ipten kazıktan kopma unsurlardır. Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan eliyle Türkiye terör örgütleri ile zaten adı konmamış bir koalisyon halindedir, iş sadece bu birlikteliğin adının konmasına gelmiştir.

Türkiye halkı bir anlamda AKP iktidarı eliyle emperyalist güçlerle kurulacak koalisyondan kaçarken terörist örgütlerle kurulacak koalisyona mahkum edilecektir. AKP iktidarının gelinen noktada koalisyon kuracağı hiçbir ülke kalmadığına göre gerçek bu kadar açıktır. Dolayısıyla uzun zamandan beri Türkiye devletinin kurumlarına iktidar tarafından çekilen operasyon ise AKP’nin bu yöndeki eğilimini daha da güçlendirmiştir. Bugün Suriye konusu ile ilgili konuşacak ve karar alınmasında etkili bir rol oynayacak kurumlardan birisi ordudur. Durum anlaşılmaktadır ki, ordunun Suriye ile ilgili konularda karar alınmasında etkisi neredeyse sıfırdır. Bize göre ordunun içine düştüğü durumsa gerçekten komiktir. Bir düşünün ki, Suriye’den kaçakçı olarak isimlendirilen 3 bin kadar atlı yaya ve araçlarla gelen kimselerin bile niteliğini anlamaktan ve bunları etkisiz kılmaktan yoksun olan bir ordu niyeyse Suriye sınırında iki adet helikopterle sözümona denetim yapmaya çıkmışlardır. İşi bu denli komik noktaya getirenlerin Türkiye kamuoyuna edecek tek sözleri bile yoktur. Olsa bile bu sözlerin inandırıcılığı bulunmamaktadır.

Demek ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın “gönüllü koalisyon” önerisi de bölge ülkelerine ve ülkemize kurulan ve kurulacak olan tuzaklardan öteye bir şey değildir. Gerçekten de bu ciddiyetsizliği iyi irdelemek ve ben yaptım oldu, ben böyle düşünüyorum doğrudur hesabında olan bir iktidarın meşruluğundan söz edilemez. Ki, bu iktidar Suriye’ye olası bir savaş girişiminde bile meclisi devre dışı bırakacak Alicengiz oyunlarının peşindedir. İktidar yetkililerine göre eski tezkerelerle savaşa girilebilirmiş, yenisinin çıkarılmasına gerek yokmuş. İşin özü Recep Tayyip Erdoğan burjuva demokrasisi sınırları içinde anılacak bir iktidar profilini bile çoktan terketmiş bir iktidardır. Bu yüzden de AKP iktidarının aldığı ve alacağı hiçbir kararın meşruluğu kalmamıştır.

Obama’ya gelince; bir zamanlar Obama iktidara geldiğinde siyahi olması hesabıyla zil takıp oynayanlar oldu. Afrika’da ve Asya’da birçok ülke bu sözü geçen kişiyi kendisine yakın bularak çoşkulu açıklamalar ve kutlamalar yaptılar. Ne var ki, gerçekler bir kez daha kendisini bütün çıplaklığı ile gösterdi. Amerikan başkanlık koltuğuna oturacak kimsenin CIA ve sermaye kuruluşlarının denetimi dışında oturamayacağı anlaşıldı. Bugün Suriye’ye yönelik kesin operasyon yapılacağını söyleyen ve kongreden yetki alma yoluna giden Obama böyle bir eyleme girişirse, ki girişecek gibi görünüyor. O zaman da Türkiye halkına düşen görev topyekun davranarak başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki Amerikan üslerini kullandırmamaktır. Kullandırmaya teşne AKP iktidarını ise bir an önce iktidardan göndererek bu ağırlığı sırtından atmaktır.

Bundan böyle ne “gönüllü koalisyon” vıdıvıdısını ne de Amerika’nın Suriye’ye müdahalesini kaldırabiliriz.

Madem bunlar hadlerini bilmiyorlar bize de bundan böyle bunların hadlerini bildirmek düşer o kadar…