GİDECEKSİNİZ O KADAR

Yazan: Turgut Koçak 23 Ağustos 2011

Afganistan’da yaşanan işgal ve katliamlarla ilgili olarak ne düşündünüz ne yaptınız?

Ya Irak? Irak, ABD emperyalistleri ve ortakları aracılığı ile işgal edilir, yağmalanır, milyonlarca insan katledilir, işkenceden geçirilir ve kadınlarının ırzına geçilirken kimin yanındaydınız ve kime her türlü lojistik desteği, ülke kamuoyunun ve dünya halklarının gözünün içine baka baka vermekten çekinmediniz?

Emperyalistlerin “demokrasi” getireceğiz safsatasıyla Arap ülkelerinde başlattıkları sözde halk hareketiyle ilgili olarak Tunus, Mısır, Yemen, Bahreyn’de yaşananlar için düşünceniz neydi, hangi insanlık düşmanı suç odaklarının yanında yer alarak küresel sermayenin havuzuna su taşıdınız? Şimdi Tunus ve Mısır’da demokrasi mi var? Bu ülkelerde yaşanan sömürü, baskı ve zulüm son mu buldu? Göğsünüzü gere gere desteklediğiniz Libya’nın işgali olayında Küresel sermaye adına hareket eden saldırı ve savaş örgütü NATO’nun Libya’da işlediği katliam ve yıkımlarda bu kadar öne çıkmanızı ve işgalci emperyalistleri bu denli gözükara desteklemenizin hikmetini açıklayabilir misiniz? Ya da bundan böyle Libya’da sömürü, zulüm, işkence son bulup özgürlükler mi yaşanacak; yoksa Libya halkı geçmişi çıra ile mi arayacak?

Türkiye’nin bu Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi’nde bu denli öne çıkmasının Türkiye’ye kazandırdıkları ve kaybettikleri ile ilgili olarak bir hesap yaptınız mı? Değişik soralım desteklediğiniz emperyalist güçlerin işlediği cinayetler sonucu kaç kişi yaşamını yitirdi, kaç kişi yaralandı sayısını biliyor musunuz? Gelecekte emperyalizmin bunca zulmünü yaşamış halkların çocuklarının emperyalizme en önde yaptığınız yardımlar için sizi nasıl anacağını hesaplama fırsatınız oldu mu?

Arap ülkelerinin tümü özellikle de Suriye ile tarihsel ve kültürel bağlarımızı bir yana bırakarak Batı emperyalistlerinin yanında yer almak hangi inanç kültüründe var ya da siz bu olguyu nasıl içselleştirip vicdanınıza kolaylıkla anlatarak emperyalist dünyanın uçbeyi olabiliyorsunuz. Daha dün Kaddafi’ye çağrı yaparak adalete teslim olmasını söyleyen Sayın Bülent Arınç sizce hangi dilden konuşuyor dersiniz?

Bu soruları çoğaltabilir ve sizlerin kalın maskelerin arkasına gizlenmiş yüzlerinizi bir bir ortaya çıkarabiliriz ama buna gerek yok. Çünkü sizler artık maske kullanmaya bile gerek duymuyorsunuz. Küresel sermayenin alametine binmişsiniz doludizgin hem kendinizi hem de ülkeyi kıyamete götürüyorsunuz.

Ülke içinde de çelişkileriniz büyük. 12 Eylül faşizmini aratır oldunuz. Dünden bugüne organize edip güçlendire güçlendire nihayet polis devleti sıfatını hak ettiniz. Öyle ki, emrinizin altında olan polisler öğrencilerin, işçilerin, emekçilerin, doğacıların, sosyalistlerin gösterilerini öyle bir hınçla dağıtıyorlar ve şiddet uyguluyorlar ki, bununla övünmek hakkınız. Hemen her konuda olduğu gibi her olayı da kendinize göre değerlendiriyor ve polisi insanların üzerine sürerek acımasız güç kullanmaktan çekinmiyorsunuz.

Birçok il ve ilçe merkezlerinde güvenlik güçlerine her türlü silahla karşı konulur ve güvenlik güçleri üçer beşer öldürülürken olayları önlemek için şiddet kullanmamaya özen gösterirken (doğru olan budur) nasıl oluyor da silahsız, şiddetsiz bir gösteriyi acımasızca bastırıp herkesi yerlerde sürükleyerek, gazlayıp copluyorsunuz? Önceki gün İşçi Partililere karşı uyguladığınız şiddetin boyutlarının nerelere vardırıldığını gördünüz mü? Ya da bu denli hınçlı olmanızın nedeni nedir?

Avrupa Birliği Bakanlığı kurdunuz. Başına da Amerika’da eğitim görmüş, orada bulunduğu dönemde Türk Amerikan Derneklerinin yöneticiliğini yapmış CIA gönüllüsü Egemen Bağış’ı getirdiniz. İşçi Partililerin buraya girip açıklama yapmak istemelerini nasıl bastırdınız gördük. Ya o Egemen Bağış’ın açıklamalarına ne dersiniz? Oradaki olayların yayınlanmaması için basına emir vermeler (zaten o mütareke basını yayınlamıyor), gösteri yapanları suçlayarak; demek ki Ergenekon Davası boş değilmiş değerlendirmesi yapmasını nereye koyarak savunuyor ve arkasında duruyorsunuz?

Türkiye’dek görsel ve yazılı basın sahiplerine soruyoruz: Evet, ülkemizde yaşananları görmezden gelerek, Libya’da El Cezire ve El Arabiyya televizyonlarının görüntülerini beş dakikada bir yayınlayarak kimin sesi olmaya soyundunuz? Dün Suriye’de ekrana bir görüntü getirildi. Güvenlik güçleri bir kişiye eziyet ediyor, ona da Allah yoktur, Allah Beşar Esad’dır dedirtilmeye çalışılıyordu güya. Gerçekten ne utanmaz arlanmaz, basın ahlakından yoksun soyguncu çetelerisiniz siz? Bu haberin böyle olmayacağını bilmeyecek kadar bilgi fukarası mısınız? Yoksa Beşar Esad ve yandaşları nihayet Allah’a da dil uzattı diyerek Türkiye’deki inançlı insanları Suriye düşmanlığına mı hazırlıyorsunuz? Dedik ya sorularımız çok. Ancak unutulmamalıdır ki, sel gider, kum kalır demişler. Bugün sel gibi de olsanız, sizde kumun ağırlığı yok.

Bu yüzden de kalamayacak GİDECEKSİNİZ O KADAR!..