GEZİ GÖSTERİLERİ İÇİN KÜÇÜK NOTLAR

Yazan: Turgut Koçak 4 Haziran 2020

Gezi gösterileri başlayıp yükselişe geçtiğinde ilk kez sol ve sosyalist çevrelerde umut ışığı da yanmaya başladı. Çünkü sol ve sosyalist sol uzun süredir kendisi için de büyük moral olacak çaplı bir eylemlilik içinde olmamıştı. Bu yüzden de sürekli olarak eski defterler karıştırılır, eskilerden de 15-16 Haziran 1970 Şanlı İçi direnişi bulup bulup çıkarılır ve onun üzerinden herkes kendine bir şeyler bulup rahatlardı. Bu kez farklı bir şey oldu. Üstelik geliyorum da demeden birden bire Gezi gösterileri patlak verdi ve çok özneli ve çok geniş kitleli bir direniş AKP iktidarına karşı büyüyerek devam etti.

2 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte iktidar koltuğuna oturan AKP, bazılarının farklı şeyler söylüyor olmalarına karşın, adım adım kısıtlı da olsa demokratik ortamı ortadan kaldırma çabası içindeyken ve her türlü hak ve özgürlükleri ayaklarının altına alırken bile gidişin tam da tanısı konulmuş değildi. 2013 yılına gelindiğinde Türkiye’de bir anayasa değişikliği yaşanmış AKP arkasına aldığı rüzgarın verdiği yüreklilikle dediğim dedik, havasında bir tünelin içine girdiği günler de epey geride kalmıştı. İşte böyle bir ortamda başlayan gösteriler belki de dünyanın en kitlesel gösterileri içinde yer aldı ve öylece de tarihe Gezi gösterileri bir not düşmüş oldu.

Gezi gösterilerine kadar içerde ve dışarda özellikle de dışarda çeşitli çevreler işin ne olduğunu biliyorlardı ama yine de AKP iktidarını işlerine geldiği için demokratik ortamın gelişmiş olduğuna yoruyorlardı. Gezi gösterileri AKP iktidarının ve bu iktidarın en tepesinde yer alan kişinin hiç de söylendiği gibi olmadığını Gezi gösterileri ile birlikte söylemeye ve dillendirmeye başladılar. AKP iktidarı ise Gezi gösterilerini terörizmle örtüştürmek için çabalar harcadıysa da bu çaba sınırlı sayıda AKP’linin yabancı dil bilmesi nedeniyle Gezi gösterilerini başka şekilde göstermelerine yetmedi ve AKP’nin bazı yöneticileri de bu yüzden cepheden Gezi gösterilerine saldırmayıp hiç Türkiye’de demokrasi olmasa bu kapsamda gösteriler yapılabilir mi şeklinde çıkışlarla girişimlerde bulundularsa da iktidarın çabaları ses getirmedi ve Gezi dışarda da birçok çevrenin görüş değiştirmesine olanak sağladı.

Bazı AKP’li çevreler Gezi gösterileri sırasında sürecin iktidar tarafından iyi yönetilmediği yolunda düşünceler ileri sürdüler. Hatta bu gösterilerde insanlar ne istiyor anlamaya çalışmalı, yetmez anladığımızı da göstermeliydik benzeri o kadar çok şey söylediler ki onların bu halleri Recep Tayyip Erdoğan’ın masaya güm diye yumruğunu vurmasıyla son buldu. Üstelik o dönem Erdoğan’ın birlikte ıslanıp birlikte yürüdüğü Fetöcülerle de alttan alta bir mücadeleye de giriştiği dönemdi ki, Erdoğan daha sonra Gezi gösterilerinin arkasında Fetöcülerin olduğunu söyleyecek kadar da ileri gitti.

Düşünün ki bir kişi kendisinin dışında kim varsa hiçe saymış. Hep kendisi öne çıkarılsın hep kendisinin ne biçim öngörü ve güç sahibi olduğu anlatılsın, bir dediği iki edilmesin havasında olan Sayın Erdoğan gün oldu öyle sözler etti ki Gezi gösterileri için örneğin Kabataş yalanı gibi hepsinin altında yine de kendisi kaldı. Geziye saldırılarının tümü boşa çıktı. İşte bu yüzden Gezi gösterileri ne zaman aklının kıyıcığında dolaşsa öyle sanıyorum ki kesin hıncını alamamışlığının ahını çekiyordur. Üstelik de güç ve ders verme hevesi de kursağında kalmış.

Sonuçta tarih hükmünü verdi, Gezi gösterileri de yaşandı bitti. Bizler kitle gösterileri konusunda çok şey öğrendik kesin ama tarihe de örneğin bir Paris Komünü’ne benzer altın bir çivi çakamadık. Sonuçta bu gösteri biz çok istediğimiz için de yaşanmadı. Koşulları vardı koşullarla birlikte yaşandı ve sonuçlandı. Bir daha bizler ne kadar istersek isteyelim böyle bir Gezi gösterisi de yaşanmayacaktır.

Biliyoruz, Gezi gösterileri Recep Tayyip Erdoğan’da denge sorunu yaratmıştır, bu yüzden de istemektedir ki aynısı bir daha yaşansın ve böyle bir kalkışmada bulunanlara karşı da muktedir Hanya neymiş Konya neymiş göstersin.

Toplumsal olaylar biz istediğimiz de nasıl yaşanmıyorsa Erdoğan istedi diye de bir daha aynısı yaşanmayacak fakat ülkemiz ve dünya daha ne Gezi gösterisi, o Gezi gösterisini solda sıfır bırakan çok daha büyük gösterilere tanık olacak ve ülkemizin de dünyanın da iklimi ta kökünden değişecektir.