GEL DE İNAN

Yazan: Turgut Koçak 30 Kasım 2015

Terörle mücadele polislerine, PKK’nın gençlik yapılanmasından olduğu bildirilen kişilerin bir taksiye binerek basın açıklamasının yapıldığı yere doğru geldikleri haber verilmiş. Bunun üzerine olay yerine yakın bir yerde durdurulan arabalara doğru gerekli önlemlerden uzak hatta çelik yelek bile giymeden yaklaşan polislerin üzerine bir anda ateş açılıyor ve bu eylemi yapanlar oraya buraya koşuşurken bir tanesi de elinde silah basın açıklamasının yapıldığı yöne doğru polislerin silah atışları altında koşuyor. Ne var ki, bu kişi vurulmadan olay yerinden uzaklaşıyor.

İşte bu kargaşada Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ensesinden bir kurşunla vurularak öldürülüyor. Sonra olay yerine gelen savcı ve polislere de PKK gençlik yapılanmasından oldukları ileri sürülen kişiler ateş açtıkları için olay yeri incelemeleri yapılamıyor. Tahir Elçi’nin ölümüne sebep olan kurşun çekirdeği ise vücuttan çıktığı için bulunamıyor ama Tahir Elçi yerde yatarken kaçan PKK’lının elindeki silah olay yerinde ve Elçi’nin ayaklarına yakın bir yerde öylece duruyor. Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamaya göre bu silahtan çıkan kurşunlarla iki polisin katledildiği söyleniyor. Diğer yetkililer de bu yönde açıklamalar yaptılar.

Bu açıklamaları işitince hemen diyorsunuz ki, bundan daha acemi senaryo gerçekten de olamaz. Ama ne var ki, bazen de gerçekleri aydınlatacak olan böylesine acemi senaryolardır da diyebiliriz. Çünkü AKP iktidarı döneminde gerçekten de ülkemizde garip şeyler oluyor. Bu iktidarın inanıyorum ki, halkımızdan sakladığı çok ama çok şeyler var olsa gerektir. Bu yüzden daha önce pek çok olaya yayın yasağı getirerek olup bitenlerin haber yapılmasını ve araştırmasını bu iktidarın engellediğini görüyoruz. Şimdilik Diyarbakır’da yaşananlara haber yasağı getirilmiş değildir ama hiç belli olmaz belki de bir de bakmışsınız ki yayın yasağı getirilivermiştir.

Burada yaşanan ilginç bir konu Ahmet Davutoğlu’nun CHP Genel Başkanı ve MHP Genel Başkanı ile Diyarbakır olayı ile ilgili olarak bilgi vermesi onlarla konuşmasıdır. Oysa mecliste bir siyasi parti daha vardır hem de 59 milletvekili ile.

Her nedense Davutoğlu bu partinin Eşbaşkanlarından birisiyle görüşmek gereği bile duymamaktadır. Aklıma hemen gelen şey şudur: Diyarbakır’da katledilen polisin annesi; 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz’a diyor ki, “Komutanım ülkemizi böldürtmeyin.”

Bize öyle geliyor ki, bu söz başka birine söylenmelidir. O başka biri de siyasi erkin tek yetkilisi gibi davranan Recep Tayyip Erdoğan ve onun her dediğini yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu’dur. Ahmet Davutoğlu ki, zaten HDP ile görüşmediği için kafasında bölünmeyi içselleştirmiş gibi davranmaktadır.

Her neyse konumuz bu değildir. Ülkemiz insanları acı içinde. Öldürülenlerin çocuklarının ve yakınlarının çığlıklarını işittikçe öfkemiz her geçen saniye daha da büyüyor. Bunca olayların bir sorumlusu olmalı. Kimse birilerini iktidar yaparken orada bostan korkuluğu olsunlar diye iktidar yapmıyor. AKP iktidarı ile birlikte ülkemizde her şey kâbusa döndü. Yaşanan her olayla ilgili açıklamaların hiç mi hiç hikmeti harbiyesi kalmadı. Türkiye hatalı dış politikalar yüzünden öyle yalnızlaştırıldı öyle yalnızlaştırıldı ki, bir adım sonrasında neler yaşanılacağı belirsiz hale geldi.

Miting meydanlarında beyaz toroslardan söz eden Ahmet Davutoğlu’nun geçmişe atıf yapması sıcağı sıcağına kendi hükümetinin marifeti olarak ortaya çıktı. Bu yüzden de Katledilen Tahir Elçi’nin ayaklarının ucundaki tabanca ile ilgili olarak daha başka açıklamalar da işittik. Gerçi bize acemice geldi gelmesine de, ne diyelim belki de eli kanlı karanlık güçleri bu acemilik ele verecektir kimbilir?

Neyse; bu iktidar kolayını bulmuş.

MİT tırları ile ilgili olarak Can Dündar ve Erdem Gül’ü Tümgeneral İbrahim Aydın’ı, Emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu’nu tutukla ve içeri at.

İçerde ve dışarda safsataya devam et, dur bakalım ne kadar iktidarda kalacaksın onu da nasıl olsa bir gün gelir anlarsın, anlarsın da olan bu ülkenin yurttaşlarına ve ülkeye olur, bu da böylece biline…