FRANSA’DA PAZAR GÜNÜ BAŞKANLIK SEÇİMLERİ YAPILDI

Yazan: Turgut Koçak 11 Nisan 2022

Fransa’da katılımın düşük olduğu başkanlık seçimleri dün yapıldı. Bu seçimlerin ikinci turunda Macron kazansa bile Fransa’da sorunların itmeyeceği, aksine daha da ağırlaşacağı iyi biliniyor. Seçim sonuçları ne olursa olsun Fransa’da bir sağa kayış söz konusu. Asıl tehlikede burada yatıyor.

Bilindiği gibi Macron sosyalist partide yaşanan karmaşanın bir ürünü. Adı geçen kişiyi de daha çok Fransa büyük iş çevreleri tutuyor. Macron’un neoliberal politikaları Fransa’da emekçi kesimler arasında tepki toplasa da bir hayli yayıldığı gözlenen yabancı karşıtlığı giderek daha da bir ırkçılığa dönüşmüş durumda. Sürekli bu konuda işlenen politikalar nedeniyle bu politika kuşku yok ki halktan da destek görüyor. Macron artık giderek güçlenen faşist anlayışların değirmenine su taşıdığı gibi kendisi de artık merkez alanı değil, merkez sağ alanın içinde sayılıyor.

Macron’u sağa çeken gerçeklerin birisi de kuşkusuz geleneksel merkez sağ, Gaullist (Cumhuriyetçiler) hareketin adayı Pecresse. Bilindiği gibi Pecresse artık kullandığı üslupla faşizan bir yerde duruyor.

Macron’u büyük sermaye destekliyor dedik. Evet, büyük sermaye desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda da ırkçı yayınlar yapan ve halkı koşullamaya çalışan medya ve televizyonlara da el atmış durumdalar.

Marine Le Pen’in partisini Ulusal Birlik’in ılımlı bir imaj sunmasını kolaylaştırıyor. Marine Le Pen’in yeğeni Marion Maréchal Le Pen’in Zemmur’un partisine katılmış olması da bu dinamiğin doğası hakkında bir fikir veriyor.

Fransa’da ırkçı, cinsiyetçi, çevre ve emek arşıtı politikalar sürekli olarak yapılmakla kalmıyor. Solun bu yönde politikalarına karşı da alaycı, aşağılayıcı bir dil kullanılıyor. Sol ise bu politikaları püskürtmek yerine tam tersi savunmaya geçerek kendi olası aşırılıklarından arınma yolunu seçtiği için giderek Fransa halkından daha az destek görmeye başladı.

Başkan ikinci turda belli olacağına göre durum Fransa’da ne olur diye düşünüyorsanız düşünmeyin bizce basiretsiz ve çizgisi belirsizleşmiş bir solla bir şey yapılamayacağına göre başarıyı şimdiden Macron’un hanesine yazabiliriz. Böylece de Fransa’da faşizm yanlıları yeni bir sıçrama sağlamış oluyorlar demektir.

Le Pen’in arkasından 6 puan farkla, Baş eğmeyen Fransa hareketinin lideri Melanchon geliyor. Anlaşılıyor ki Fransa’da sol hem dağınık hem de öğretisel çeperi sağlam değil. Bu yüzden de sacı ve faşist parti ve liderler öne çıkıyor. İkinci turda Macron’un kazanması demek faşizm etkisinin daha da tetiklenmesi olacaktır ki öyle görünüyor ki bu durumda sonucu değiştirmek için Fransa solunun fazladan da yapacağı bir şey bulunmuyor.

Fransa’da Haziran’da meclis seçimlerine gidilecek. Eğer sol toparlanır ve şimdiki moral havasından sıyrılabilirse faşist eğilimlerin iç sarsıntılarından da yararlanarak bir başarı yakalayabilir. Yoksa Fransa’da 2002 yılında Le Pen’in ikinci tura kalmasının getirdiği özgüvenle bugünlere gelindi. Sağ ve faşist oyların artmasıyla birlikte de bu özgüven bir kez daha tazelenmiş olacaktır ki Fransa’yı ve geniş emekçi yığınları bekleyen tehlike de budur.

Bütün faşistler gibi arı duru bir Fransa inşası peşinde olan Le Pen eğer kazanırsa Anayasayı değiştirmek için halkoyuna gideceğini söylemiştir. Böylece Anayasa Mahkemesi’nin yetkileri sınırlanmış olacak ve bu andan sonra Fransa’yı faşistleştirmenin yolunun da açılacağı bir yol ayrımına gelinmiş olacaktır.

Hoş bugün Fransa solunun hantal ve bitmiş halini gördükten sonra Fransa’da nelerin olacağını bilmiyor olmak da bizce bir akıl kusurudur o kadar…