“ERTELEMECİ” ve RESTORANCI SOL KİM?

Yazan: Turgut Koçak 5 Aralık 2021

Kuramsal olarak militan eylemsel olarak beklemeci bir performans çizip ona buna sol ve sosyalizm adına ahkâm kesip durmanın yararsızlığı bir türlü görülemiyor niyeyse. Neymiş efendim? Bazı sol yapılar salt Erdoğan’ın gitmesi üzerinden demokrasicilik oynayarak işin özü itibariyle kapitalizmin orasını burasını düzelterek restorasyoncu bir politika izleyip sıranın kendilerine geleceğini bekliyorlarmış. TKP Merkez yöneticilerinden Aydemir Güler 4 Aralık 2021 tarihinde yazdığı yazıyla özetle bu görüşleri dile getiriyor.

O zaman isterseniz önce özet bir düşünceyle faşizmle sürdürelim yazımızı.

Önce faşizmin işçi sınıfı biliminde nasıl tanımlandığına bir bakalım.

  • Faşizm, emekçi kitlelere karşı sermayenin en amansız saldırısıdır.

  • Faşizm, işçi sınıfının ve bütün emekçilerin en amansız düşmanıdır.

  • Faşizm, finans kapitalin en gerici, en şoven, en emperyalist, unsurlarının açık terörcü diktatörlüğüdür.

  • Faşizm, burjuvazinin sınıf egemenliğinin son aşamasıdır. (G. Dimitrov)

Bu kısa özetten sonra durum anlaşılıyor ki sermaye güçleri kendi iktidarlarını olağan koşullarda sürdüremediklerinde kapitalist diktatörlüğü sürgit devam ettirebilmek için faşizme başvuruyorlar. Çünkü sermaye güçlerine karşı mücadele eden başta işçi sınıfı olmak üzere onun bağlaşıklarını susturmak ve gerektiğinde yok etmek için faşist diktatörlüğe başvuruluyor. Şu an Türkiye’nin de yaşadığı kapitalist sistemin kendi açmazlarından kaynaklı egemenlerin iktidarlarını sürdürmek için başvurdukları yolda tabi ki de siyasi gericilik dönemini de geçmiş olan faşizm olduğuna göre mevcut iktidara ve onun temsilcilerine karşı verilen mücadele asıl konuyu yani kapitalizmi ve kapitalizmin yarattığı yıkımı gözlerden kaçırmak değil aksine bir bütünlük içinde sınıf mücadelesinin gereği olarak karşı çıkmaktır.

Sözü edilen kişi Erdoğan değil de pekâlâ bir başkası da olabilir fakat yine de işin özü değişmez.

Faşizm, sermayenin ve sömürücülerin, kapitalist sömürü düzenini sürdürmek, emekçi sınıfların mücadelesini engellemek için başvurulan bir yol, onların bir iktidar biçimi olduğuna göre demokrasi güçleri olarak adlandırdığımız kesimlerin faşizme karşı mücadelesini kapitalizmin restorasyonu gibi sunmak olsa olsa sol sekter bir yaklaşım olur.

TKP Merkez Yöneticisi Aydemir Güler şöyle yazıyor: “Sol algıya göre Erdoğan ülkeyi batırıyor, ekonomiden hiç anlamıyor, ortalık ehliyetsiz yobazlardan geçilmiyor. Yani bize diploma lazım! Aslında bize ekonomi bilimine hâkim teknisyenler lazım…”

Peki, genelleyerek söylenen sol kim imiş acaba? Nasıl yazımda ben Aydemir’in ismini veriyorsam o da ortaya konuşmak yerine buyursun söylesin hangi örgütlermiş bunlar? Hangi sol sınıfsız bir bilim kutsaması var diyormuş bir bilelim.

Faşizm konusunu dile getirenler mi kapitalizmin doğasında olan bunalımların farkında değillermiş? Onlar mı halk kitlelerinin acımasızca soyulduğunu, büyük sermayenin nasıl ihya edildiğini göremiyorlarmış? Neyin sınıfsal tercihin sonucu olduğunu, sınıflar üstü politikaları yapanların çıkmazlarını, sınıflar karşısında tarafsız bir bilim yanılsamasına düşülmüş olması, bir AKP ve Erdoğan karşıtlığına uyumluymuş ama emekçi halkımıza kesilen faturayı gizlemeye hizmet edermiş.

Erdoğan karşıtlığı sığ ve popüler, daha doğrusu bir pop soldur derken karanlığa taş atıp durmak nasıl bir solculuktur sizce? Bunu da açıkça siz altını çize çize anlatsanız olmaz mı? Bu düzenin restorasyonu diyerek yüksekten konuşursanız sınıfın önünü daha mı iyi açmış oluyorsunuz? Gerçekten faşizme ve kapitalizme karşı sınıfsal mevzilenmeyi apaçık yazsanız da bizim de ufkumuzu açsanız kötü mü olur?

Size göre devrimci ve emekçi karaktere sahip bir sol var (O siz oluyorsunuz) bir de pop-sol karaktere sahip diğerleri var. Onlarınsa sınıfsal karakteri kapitalizmin sürgit devamından yana öyle mi? Hani diyorsunuz ya “… Geniş kitleler krizden çıkışın bilimsel ve teknik yolunun seyircisi olmaktan çıkarılmalı, ayağa kaldırılmalıdır. Krizden çıkış emekçilerin sermaye saldırısını geri püskürtmesi biçimini almayacaksa, sermaye iktidarının bozulmuş dengelerinin tamiri anlamına gelecekse yangın sürer.” Peki, bu işin öznesi sizseniz niye açık açık yazmıyorsunuz da çıkartılmalı, kaldırılmalı ve “…krizden çıkış emekçilerin sermaye saldırısını geri püskürtmesi biçimini almayacaksa” diye sürdürüyorsunuz yazınızı? Yoksa kendinizden başka restorasyoncu sol olarak nitelediğiniz solun dışında başkaları da var mıdır varsa kimlerdir?

Aşağıdaki sözler kime söylenmektedir?

“Sol bu gündemin hakkını verecek midir, yoksa pas deyip sıranın bir tur sonra kendisine gelmesini bekleyecek midir? Bu yol ayrımı restorasyonculuktan farklı. Solda “ertelemecilik” kadim bir gelenektir. Ertelenen emekçilerin kendi göbeğini kesmesidir. Ertelenen sosyalizmin gerçek bir toplumsal alternatif olarak sahaya inmesidir…”

Solda “ertelemecilik” kadim bir gelenektir” diyorsunuz ya sanırız siz bu değerlendirimin dışındasınız?

Sınıfsal mevzilenmeyi doğru koymak demek somut durumun somut analizinden geçer. Ki o zaman mevzilenme anlayışınızın doğruluğu ya da yanlışlığı basit bir sınanmayla pekâlâ ortaya çıkabilir. Yoksa her durumu aynı gözlükle görüp devrimci çözümler en devrimci sözlermiş gibi davrananların sosyalizm diye diye başarısızlığına tanıklık edilmiş yenilgiler tarih sayfalarında yoksa yerlerini almamış mıdır?

Aşağıdaki sözler de önemlidir tabi.

“Önce makul, gerçekçi, en acil sorunların çözülmesi demek olan demokrasicilik, zaten bir dizi nedenle işlerin hiç kolay olmadığı Türkiye’de, solun ufuksuzluğunu başlı başına bir engel haline getirmiş, düzenin restorasyon umutlarının dışına çıkılamamasına neden olmuştur. Oysa emekçi halka faturayı yeni bir ambalajla yutturmayı esas alan uygulamalar demokrasi hedefinin kendisini de gerçekçi olmaktan çıkartır. Halk kitlelerinin kaderlerini kendi ellerine almalarının yerine ellerine ambalaj tutuşturulmuşsa, hangi sorunun çözülmesinden, ne tür bir ilerlemeden, ne menem demokrasiden söz edilebilir?”

Faşizme karşı mücadeleyi şu sözlerle “Sol bu kez analizinin, sınıfının, ihtiyaçların hakkını vermelidir. Restorasyon solunu da, ertelemeci solu da aşmanın zamanıdır.” Betimlemesiyle toptancı bir anlayışla nesnel ve öznel pek çok şeyi görmezden gelenler için tarih çok da insaflı olmamıştır hani.

Biz söyleyelim de.