Yazan: Turgut Koçak 11 Mayıs 2020
Evet, insan yaşamı değerlidir. Kimsenin insanların yaşamları üzerinden ahkâm kesmesinden hiçbir şekilde hoşlanmayız. İnsanlık tarihinin çok önemli dönemeçleri dönülürken yaşanan ve yaşanacak olanlarla ilgili kalıcı ve insani eylem yapılmış ve bugünlere kadar gelen ne kadar değerli söz söylenmişse hepsini ama hepsini döneminin ve daha sonraki dönemlerin devrimcileri yerine getirmiş ve söylemişlerdir. Aslında bu söylediklerimde de şaşılacak pek bir şey yoktur. Yoktur, çünkü içinde bulunulan koşulların da geleceğin de öyküsünü kalıcı bir şekilde yazacak olanlar olsa olsa devrimciler olabilir. O devrimciler ki üzerinden geçip gittikleri dünyayı sadece anlamaya değil, aynı zamanda da eşyanın doğasına uygun olarak değiştirmek gerektiğini de düşünmüşlerdir.
Burnumuzun dibindeki Irak, Amerikalılar tarafından işgal edilmiş ve savaş sırasında, sonrasında, işkencelerde ve mapusanelerde sayıları 5 milyona yaklaşan Iraklı öldürülmüştür fakat yeryüzünün bütün bilim çevrelerinin ve de gözleri yaşlı iyi yürekli burjuvalarının gündemine gelip koronavirüs salgını kadar bile gündemlerinde yer tutmamıştır. Emperyalist/kapitalist Amerika’nın işlediği cinayetler tıpkı bir sinemada film izler gibi şöyle bir izlenmiş ve geçilmiştir. İşte bu yüzdendir ki emperyalist/kapitalist sistem yıkımını bölgemizde ve dünyanın her yerinde yanlarına aldıkları alçağın alçağı işbirlikçileri ile birlikte hız kesmeden devam ettirmişlerdir.
Şimdi bakıyorum da sözünü ettiğim konuları bir kez olsun düşünmeyip uykuları kaçmayan onca bilim insanı konu koronavirüs olunca ortalığa öyle bir dökülmüşlerdir ki aman bunlar neler de biliyorlarmış neler! Kimisi salgının nasıl durdurulacağından dem vuruyor, kimisi alınacak tedbirlerinden. Şöyle bakıyorum da diyeceklerim biraz ayıp kaçacak, özverili insanlara haksızlık olacak ama hemen hepsi sanki koronavirüsle savaşmıyorlar da uzay filmleri çeviriyorlarmış gibi bir hava içindeler ya da ben öyle görüyorum.
Dün küçük bir twit yazıp attım. Twitte diyordum ki şu bilim insanları koronavirüs salgınına sebep olan virüsü görebilmeyi başarıyorlar da yanlarındaki koskocaman insanları göremiyorlar dedim. Dedim, çünkü söylenenleri dinlediğim zaman sadece virüsün yok edilmesine odaklanmanın dışında fazlaca da şey göremedim. Bu konuda en yürekli konuşanlar bile koronavirüsten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak lafının ötesine geçemediler. Çok az sayıda kimsenin dışında bir şey söylenmediğini gördüm, onlar da zaten sözlerini söylemek için ekranlarda yer bulamadılar.
Şimdi bir karşılaştırma yapmak istiyorum fakat karşılaştırmayı yaparken kimse benim bu salgını önemsemediğimi düşünmemelidir. Irak’ın Amerikalılar tarafından işgali sonrası ölen insan sayısını yukarda verdim. Bugüne kadar virüs salgınından yaşamını yitirenlerin sayısı da biliniyor. Irak’ta katledilenlerin ancak beşte biri kadar bir sayı. Şimdi de bu karşılaştırmadan sonra söyleyeceğimi diyeyim. Bence dünyanın bilim insanlarının çok azının dışında bütün bilim insanları korkak, hizmetkâr ruhlu ve beslendikleri çanağa minnet duyan kimseler olduğu için ülkelerindeki iktidarları topa tutmak şöyle dursun ağızlarını bile açmadan kabullenip oturmuşlardır. Hatta bunların büyük bir bölümü bazı ülkelerin diktatörlükle yönetildiğini bilmiş bilmiş yazıp çizmişler ve her biri analarından demokrasi fırfırı olarak doğdukları hesabıyla bu ülkelere nasıl demokrasi götürülürmüş akıl hocalığını bile yapmaktan geri kalmamışlardır.
Bu yüzden de yukarıda bilim insanı oldukları söylenen kimselerin büyük bir bölümü için söylediğim sözlerin hemen hepsi cuk diye yerine oturmaktadır.
Artık bıktık be kardeşim, bütün televizyonlar, gazeteler geceli gündüzlü koronavirüsü tartışmakta ve yazmaktadırlar. Üzülerek söylemek isterim ki bu tartışmalara kararının çok ötesinde hiç değil okunur, izlenir diye düşündüğümüz birçok televizyon kanalı da katılmış ve de neredeyse bu gündeme arada sırada ara bile vermeye gerek duymaksızın sürekli hale getirmişlerdir. Bu yüzden de her konuda olduğu gibi bu konuda da konuşulanlar ve yazılanlar kabak tadı vermeye başladı. Eğer bir bilim insanı salgının nasıl önleneceğini biliyor ve de bu konuda düşünceler ileri sürerek ilgililere ne gibi tedbirler alınması gerektiğini söylediği halde ilgililerin kılının bile kıpırdamadığını görüyorsa Adamlar bilim kurulunda görev almışlar onlar farklı söylüyor siyasi iradenin uygulaması farklı. Etkileri futbol maçlarının yapılmasını engellemeye bile yetecek konumda değilken, çıkıp kamuoyuna söylesinler; niye bu kurulda kalmaya devam ettiklerini.
Buluşçular bilim insanı, beleşçiler bilim insanı, insani olarak çapsızlar bilim insanı sayılacaklarsa eğer; Albert Einstein’ı ve onun gibileri söyler misiniz, nereye koyacağız o zaman?