ERDOĞAN’IN PİLİ BİTİYOR…

Yazan: Turgut Koçak 2 Aralık 2021

Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısı vardı. Dolayısıyla Grup toplantısında konuşan Erdoğan yine her zaman ki gibi orada bulunanlardan bazılarını efsunlamış olacak ki milletvekillerinden tutun da orada bulunan herhangi bir AKP’lisine kadar kendisini sınırlı da olsa coşku ile alkışlattı. Televizyonlardan gördüğümüz kadarıyla durum en azından böyleydi. Tedavülden çoktan kalkmış kimi sözcükleri de kullanarak bir bilen olma konumunu oradakilere kabul ettirmiş olmalı ki Erdoğan’ın sözleri cılız da olsa alkışlarla kesildi. Kullandığı sözcükleri kaç kişi anladı diye sorarsanız birkaç kişiyi geçeceğini de sanmıyorum Hatta belki de hiç yoktur. Örneğin şu sözcükler bunun en güzel örneği.

“Ne nâmus u âr, u ne irz u hayâ Mezâ mâ mezâ vü mezâ mâ meza”

Bakın ne büyük söz söylemiş. “Ekonomide de dünya 5’ten büyüktür diyoruz” alkışlayanlar alışkanlıklarını devam ettirmiş.. Faiz konusunda söyledikleriyle oradakilerin alkışına mazhar olmuş ki bu denli büyük ekonomi bilgisine gel de takma kafanı istersen. “Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söyler. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu cümle alem bilir. Hiçbir zaman faizci olmadım bugün de değilim yarın da olmayacağım” der demez yine o bilinen uç kimselerden alkış tufanı… “Malını iki kat, üç kat satmaya çalışanların sonu hüsran olacaktır. Stokçulara bu ülkeyi biz mezar edeceğiz. Stokçuluk bizim dinimizde haramdır, bunu yapamazsınız. Yapanlar varsa bunun bedelini ödeyeceklerdir.” Artık bu tehdit de kimeyse bilemedik ama kesinlikle birçok AKP’li de şafak atması gerekiyor da bunlar nasıl olsa iktidarız arkamız var, kalemiz var diye düşündüklerinden rahatlar.

Şimdi sıkı durun, sıra Bay Kemal’e gelip dayanmış. Hani bu konu da maşallahı var ezber mezber bozmuyor aynı nakarat aynı sözcükleri kullanıyor fakat alkış almayı da başarıyor maşallah.

“Ey Bay Kemal, siz otel odalarında IMF ile kulis atanlar değil misiniz? Biz sizin ne olduğunu biliyoruz.” Yahu gerçekten de insan olsa olsa bu kadar pişkin olur. Daha dün IMF yetkililerinin kapısını çalanlar kimlerdi acaba?

Bu alkış işi bizim ülkemizde bir başka türlü işliyor olsa gerek. Eskiden de Erdoğan’ın alkışlanırken kendilerini göstermek isteyenlerce işin nasıl dozunun kaçırıldığını da biliyoruz bilmesine de bugün de çok şey değişmiş görünmüyor. Mübarekler sanki ölü ağıtçıları gibi alkış görevlileri olarak işlerini yapıyorlar. Eh tabi bazen de alkışlamak için alkışlama yerini şaşıran da olmuyor değil. Böylelerini Erdoğan, döner azarlardı da süt dökmüş kediye dönen milletvekili şahsiyetin yüzü bile kızarmadan alkışlanacak yeni yeri kaçırmamak için pür dikkat kesilirdi.

Eh tabi geçmişteki alkış tufanına bakıldığında dünkü grup toplantısının ne kadar sönük geçtiğini de görmedik değil ama yine de şakşakçılar ve kendini göstermek isteyen gönlünde aslan yatan yiğitler yok değildi.

Onlar işini biliyorlar zaten. Bu arada yavaş yavaş grup toplantısının havasından da kopanların sayısı az değildi hani. Bunların her biri başka bir şeyle meşguldüler. Bilemiyoruz belki de bu da birine ve bir yerlere mesajdır bekliyoruz nasıl olsa bir gün gerçekler açığa çıkar.

Şimdi giderek azalan bu alkışları bir şeye yormalı mıyız diye geçirdim aklımdan da gülmekten kendimi alamadım. Bazı insanların yazgısı her niyeyse pek birbirine benziyor. Şöyle bir dünya turuna çıkıp bu alkışların tufanından, yeline kadar en sonunda da fısıltısının bile duyulmadığı yerde nelerin nasıl sonuçlandığı komikliği tek tek gözlerimizin önüne geliyor. Erdoğan’ın alkışlanması hesabı da tıpkı benzerleri gibi işliyor hani. Durum her şeyin saat gibi tıkır tıkır işlediğini gösteriyor. Günü gelince de nasıl olsa bitti artık deme noktasına gelineceğini de görüp yaşayacağız. Özet olarak Erdoğan’ı bundan sonra bekleyen son budur bence.

Ha bir de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bir süredir söyledikleri kesilip biçilmiş bir video olarak ortaya çıkmış. Çıkmış da bu konuşmalarda bize kalırsa Kılıçdaroğlu kesinlikle övülmüş gibi. Çünkü bu videoda Kılıçdaroğlu’nun kötü anlaşılmasının olanağı yok. Ne diyelim, demek ki bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösteriyor demek ki. AKP ve saray yönetiminin son marifeti de bu olmuş.

Günde iki kez doğruyu gösteren saat meselesi…