ERDOĞAN’IN PARTİSİNİN GRUP TOPLANTISINDA SÖYLEDİKLERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Yazan: Turgut Koçak 28 Ekim 2021

Dün AKP Grup Toplantısı vardı. Bu toplantı eğer dikkat edilirse hiç ama hiç unutulmayacak bir toplantıydı diyebiliriz Çünkü bu toplantıda Erdoğan, iyice sınırları aşarak öyle şeyler söyledi ki söyledikleri ve yaptıkları sanki bir iç savaş çağrısı gibiydi.

Bildiğiniz gibi Erdoğan’ın üstüne geçirdiği 2 tür elbisesi var. Bu elbiselerin birisi Cumhurbaşkanı elbisesi diğeri de AKP Genel Başkanı sıfatıyla giydiği elbise. İkisi öyle birbirine karışmış ki sınırlarını anlamak bile zor. Bu yüzden de söyledikleri ile ilgili eleştirel yazılar yazıldığında yazanların birçoğu soluğu yargı önünde alıyor. Çünkü yapılan eleştiriler Cumhurbaşkanı’na hakaret gibi algılanıyor ya da bilinçli bir şekilde algılanmak isteniyor.

Devletin en tepesinde bir kişi olarak Erdoğan’ın söylediklerinin ne sonuçları olur gerçekten de kestirmek çok güç. Şimdi bir düşünelim. Ana Muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu’nun ne zaman adını ağzına alsa “Bay Kemal”le başlıyor devamında ise insan onuru ile bağdaşmayacak yığınla şey söylemekten kendini alamıyor. Dünkü grup toplantısı da tam anlamıyla bu havada başladı ve bu havada bitti.

Önce Çubuk Akkuzulu Köyü’nde bir askerimizin cenaze törenine değinelim. Bu tören sırasında bizzat ülkenin çeşitli yerlerinden gelen kimselerin nasıl taşkınlık gösterdiklerini ve işi nereye vardırmak istediklerini hepimiz bütün çıplaklığı ile gördük. Öyle ki linç girişiminde bulunanlar bu işi öyle aleni yapmışlardı ki hemen hepsi kabak gibi ortadaydılar. Eğer istenseydi böyle bir sorun yaşanması güvenlik güçlerince kesinlikle engellenebilirdi ama engellenmedi. Böyle bir linç girişimi kesinlikle yaşansın istendi. Konuyu sizler zaten görüntülerde izlediğiniz için yaşananları bir kez daha anlatacak değiliz fakat böyle bir olay yaşanır da iktidar yetkililerinin hiç birisi çıkıp da geçmiş olsun bile mi demez. Denilmedi, kamuoyuna verilmek istenen mesaj ise Kılıçdaroğlu bu cenaze merasimine gitmemeliydi, giderse de görüldüğü gibi hak ettiğini yaşar mesajıydı.

Bu olayın boyutları öyle küçümsenecek cinsten değildi. Bu yüzden de sorumlularının kolluk kuvvetleri tarafından hemen yakalanmaları ve adalete teslim edilmeleri gerekirdi ama böyle bir şey yaşanmadı. Göstermelik olarak buluna buluna bir inek hırsızını bulup getirdiler o da tutuklanmadığı gibi adamın evi barkı AKP ve MHP’liler tarafından ziyaretgâha çevrildi. Söyledik ya kimse geçmiş olsun bile demedi. Bugün öğreniyoruz ki Yeneroğlu ve birkaç bakan çıkmış geçmiş olsun zar zor dediklerinde saray tarafından uyarılarak kendilerine “bizim böyle bir politikamız” yok denilerek engellenmiş. Bu en basit nezaket kurallarında bile saray böyle buyurmuş anlayacağınız. Eee durum bu olunca da ne düşünürsünüz? Bu tertibin arkasında açıkça sarayın olduğunu değil mi? Öyle olduğu da anlaşılıyor zaten.

Dünkü grup toplantısında Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırılardan bölümler göstererek yine Kılıçdaroğlu’na demediğini bırakmadı. Yani Kılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi açıkça bir yarım bıraktığınız işi bitirin demediği kaldı ama aslına bakarsanız onu da söylemiş oldu. Şimdi sıradan biri bu tür tehditlerde bulunsa kolay kolay kimse durumdan vazife çıkarıp suç işlemeye yeltenmez ama eğer bu tür kışkırtmaların arkasında doğrudan devletin en tepesindeki kişi varsa eğer bir ya da birkaç kişi durumdan vazife çıkarmakla kalmaz bu iş kitlesel saldırıya ve de iç karışıklığa varan bir yere kadar gider ki kişi devletin neresinde olursa olsun bu da ağır bir suçtur.

Son tezkere olayı ile birlikte iktidarın ayarı iyice bozulmuştur. Bu yüzden de tehditlerinin gerçekten de bir sınırı yoktur. Önümüzdeki günlerde tezkereye Hayır diyenlere karşı böyle bir gerginlik politikası izlenecekse eğer yarın neler olabileceğini kestiremeyiz. Bu da hepimizin yaşam güvencesini ortadan kaldıran bir durumdur. Devlet ve yandaş gücü kullanılarak sesimiz kısılmak isteniyorsa ki yapılmak istenen budur. Böyle bir yaptırıma boyun eğeceğimizi de kimse düşünmemelidir.

AKP’nin son grup toplantısında Kılıçdaroğlu’na yönelik Erdoğan’ın sarf ettiği sözler ve görüntülerle yapılan kışkırtmaları soldan bazıları bize ne birbirini yesinler diye düşünüyor olabilir ve bu olayı suskunlukla geçiştirebilirler fakat bilinmesini isteriz ki bu hak ve özgürlüklerin çiğnenme ve yaşam güvenliğinin ortadan kaldırılması girişiminin birileri ile de sınırlı olmadığını, olamayacağını herkes bilmelidir. Kaldı ki biz sosyalistler sınırlı bir hedef seçilse bile dünya görüşümüz gereği böyle bir anlayışa karşı amasız fakatsız karşı çıkarız.

Bizler de Erdoğan’ın bu son grup toplantısındaki konuşmasına ve görüntülerle açık tehdidine karşı çıkıyoruz bunun böylece bilinmesini isteriz.