Yazan: Turgut Koçak 15 Aralık 2020
Kürsüden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor. Odada bulunan bakanlar put kesilmiş sağa sola bile başlarını çevirmeden kürsüden Erdoğan’ın söylediklerini dinliyorlar. Hele içlerinde bir bakan var ki gerçekten de dikkatimi çektiği için baştan sona onu izledim. Ellerinin arasına telefonunu almış, önünde tutuyor ama bir kez olsun kıpırdamadan kürsüyü izliyor. Bunu nasıl becerdi inanın akıl erdiremedim.
Zehra Zümrüt Selçuk’u Hulusi Akar izliyor onu da diğer bakanlar. Bunlar tabiki de seçilmiş bakanlar değil, atanmış bakanlar ama yahu be insan evlatları, o kadar süre içinde hiç mi yorulmadınız, sandalyede yerinizi bile olsun değiştirme yürekliliği göstereniniz yok. Hani, bu kadarını yapamıyorsunuz diyelim hiçbirinizin burnu da mı kaşınmıyor o kadar sürede nasıl burnunuzu kaşımadan durabiliyorsunuz?
Erdoğan bu konuşmasında önemli açıklamalar yapacak ya CHP’ye ağzına ne gelirse söylüyor. Hatta Azerbaycan’la ilgili politikalarını bile yerdikten sonra kendilerinin nasıl Türklük şuuruyla dolup taştıklarını anlata anlata bitiremiyor.
Önemli açıklamalar demek ki CHP olmalı ki Erdoğan devam ediyor konuşmasına. Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendikçe yükleniyor. Bu sözlerden sonra anlıyorsunuz ki CHP bu ülkenin ikinci en büyük partisi değil de ülkenin en azimli düşmanı. Üstelik de Bu CHP’liler de ahlak bile yokmuş bunu da Erdoğan’dan öğreniyoruz. Aman efendim kim tecavüzcü imiş, kim kime ne ahlaksızlık etmiş de Kılıçdaroğlu ağzını açıp da bir kelam bile etmemiş. Hem ahlaksız hem yalancılarmış. Gülüyorsunuz tabi de bakanları öyle mi hepsi put kesilmiş emrinde oldukları adamı dinliyorlar. Kimsenin; Kuran kurslarında, Ensar Vakıflarında ve de diğer dini yapılarda gerçekleşen tecavüzlerin bir teki bile ortaya çıkıp vicdanlarını alttan alta dürttüğü yok.
Tam da canınız sıkılır ve sizi şeytan dürtüp dururken Sayın Erdoğan pat diye CHP’lilerin hırsız olduğunu söylemez mi? Nutkunuz duruyor, içinizde bir hüzün rüzgârı esiyor ki demeyin gitsin. Doğal olarak 18 yıllık AKP iktidarını anımsıyor neler yaşandığı bir bir gözlerinizin önüne seriliyor.
Konuşma prompter’dan aktıkça Erdoğan’da neler söylemiyor neler. Ülkemizde her şey öyle iyi gidiyor ki, ne ekonomik kriz var ne de sokakları işsiz ve açlarla dolu bir ülkede yaşıyoruz. AKP’nin beşli çetesini, havuz medyasını düşünüyor ve içinizden yeryüzünü sarsacak bir çığlık koy vermek istiyorsunuz. Kime ne kazandırılmış, kim ne kadar vurgun vurmuş, ülkede ne var ne yok nasıl 18 yılda satılıp savrulmuş hesaba durmayı bile canınız çekmiyor. Sürü sürü Reza Zarraflar, sürü sürü eroin kaçakçısı Zindaştilere gidiyor aklınız. Gelip geçmeye yaptırılan köprülerde, yatıp ölesiniz gelen şehir hastaneleri, uçak inmeyen havaalanları için diyecekleriniz olsa bile bunca yalan karşısında yine de soluğunuz kesiliyor.
Aman efendim hastanelerimiz varmış, yüzüne bile bakmadığımız sağlıkçılarımızla ne büyük yararlar elde etmişmişiz ki dünya alem bizi kıskanır olmuş. Avrupa kırılırken bizler bilgileri halkımızdan saklasak bile oooo herkes nal topluyormuş fakat biz öylemiymişiz? Ne yararlılıklarımız olmuş ne yararlılıklarımız. Bu yüzden bazı ülke düşmanları varmış ki işte bunlar AKP’nin bu yüksek başarılarını yerin dibine batırmak için geceli gündüzlü çalışıyorlarmış iyi mi?
Ya halka sunulan yardımlar? Ooo o yardımlarda da kimse bizimle boy ölçüşemezmiş. Ne çok para harcamışız. Milyarlarca para halkımıza yardım olarak verilmiş. İyi güzel de daha önceki verilen paraların hemen hepsi halka kredi verilerek borçlandırılması şeklinde değil miydi? Şimdi borç içinde yüzen halkın ne çektiği nasıl bilinmez. Üstelik salgın konusunda yeterli tedbir alınmadığı için şimdi daha da baskını gelen tedbirler sonucu her yer kapalı değil mi? Onca insan çalışamıyorsa çalışmıyorsa ne yiyecekler ne içecekler? İşyerleri olanlara stopaj indirimi, kiraya yardım adı altında 500-1000 lira arasında değişen kira yardımı neyi çözecek? Ya peki kapısı kapatılan işyerlerinde çalışanlar ne yiyecekler? Kuru ekmek bulabilirlerse tıpkı Denizli Milletvekiliniz Şahın Tin’in söylediği gibi demek ki aç olmayacaklar ama kuru ekmeği nasıl alacaklar?
Yüzde 6 büyüme nereden geliyor? Katma değer üreten ürünler mi ürettiniz? Yoksa oradan buradan alınan tefeci borçlanmalarını mı büyüme olarak gösteriyor da bununla övünüyorsunuz? Övünün iyi de halk yaşadıklarından görmüyor mu gerçekleri?
Sayın Erdoğan sahi siz kimi kandırıyorsunuz?
Belki atadığınız bakanlarınız karşınızda put kesilip sizi dinleyebilir ama bizim size ne borcumuz var ki sizin değerli sözleriniz karşısında put kesilip dakikalarca kıpırdamadan sizi niye dinleyelim?
Dinlemeyiz Sayın Erdoğan!
Çünkü biz sosyalistlerin kimseye minnet borcu da yoktur, boyun eğriliği de. Biraz da sizler bizi dinleseniz olmuyor mu? Haydi, dinlemiyorsunuz, sussanız da biraz rahat etsek o da mı olmuyor?