EN TEHLİKELİ FAY RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR

Yazan: Turgut Koçak 15 Eylül 2014

Önceki gün Başbakan Davutoğlu, gerektiği kadar üretim yapılmadığına değinerek; böyle giderse kriz doğabilleceğine işaret etti. Başbakan’ın ağzından Türkiye’de ilk kez kriz uyarısı yapıldığı için ortalığı bir telaştır aldı. Hemen herkes Davutoğlu hükümetin başı olduğuna göre bir bildiği var diyerek yapılan açıklamaların sonuçlarını herkes kendisine göre yorumlayıp tedbirlere girişecekti ki, Katar yolundan Recep Tayyip Erdoğan öyle bir açıklama yaptı ki, Davutoğlu’nun kriz uyarısı tüy gibi uçup gitti. Recep Tayyip Erdoğan’a göre kriz miriz yoktu, bu konuda bazı çevrelerin Türkiye’ye karşı düşmanlığının sonucu bir durum vardı ki, bu konuda kredi notunu düşüren Moody ve Fitch’le gerekirse her türlü ilişki de kesilebilirdi.

Yetkililer istedikleri gibi açıklamalar yapabilir. Ancak şimdiye kadar yetkililerin gerçeği söyledikleri hiç ama hiç görülmediği için bu açıklamaların dikkate alınacak bir yanı da yoktur. Burada asıl olan şey; Türkiye’de yaşanılan gerçeklerdir. Bu gerçeklere bakılırsa işsizlik her geçen gün artmakta, daha dün çıkarılan ‘Torba Yasası’na dayanılarak özellikle maden işçileri bir bir kapının önüne konulmaktadır. Zonguldak’ta, Kütahya’da işçiler işlerinden oldukları için eyleme bile geçmiş bulunmaktadırlar. Ayrıca Van’dan Ankara’ya gelen işçilerin durumu da ortadadır. Van depreminden sonra işe alınan yaklaşık 8 bine yakın işçi kendilerine hiçbir şey söylenilmeden kapının önüne konuluvermiştir. Bu işçilerin birkaç kez Ankara’ya yürüme eylemleri polis tarafından engellendiyse de nihayet bu işçilerimiz de gelmişler şimdi Ankara Apdi İpekçi Parkı’nda eylemdedirler. Yatağan Termik Santrali’nin özelleştirilmesi sonucunda ortada kalan işçilerin uzun zamandan beri devam eden eylemleri de bitmiş değil, aksine daha da kararlı olarak sürdürülmektedir. Son zamanlarda inşaat sektöründe arka arkaya yaşanan iş cinayetleri sonucu inşaat işçileri de harekete geçmiş bulunmakatadırlar. İnşaatlarda gerekli tedbirler alınmadığından işçiler direniş ve grev eylemlerine başlamışlardır.

Çalışanların aldıkları ücret devede kulaktır. Alınan ücretler değil işçilerin gereksinimini karşılamak neredeyse ev kiralarına bile yetmemektedir. Emeklilerin durumu içler acısıdır. Çarşı-pazar el yakar hale gelmiştir. Doların yükselişi durdurulamamakta, Türk Lirası sürekli olarak değer kaybetmektedir. Bütün bu saydıklarımız apaçık krizin ayak sesleridir. Üretime dayanmayan, dışarıdan sıcak para pompalanarak yürütülen rantiyeci ekonominin erinde gecinde gerçek kayıtlara dönüldüğünde ve piyasaya sıcak para sunanlar en küçük bir tehlike işareti ile çekip gittiklerinde krizin patlamasından doğal bir şey olamaz. Şimdiye kadar anlaşılmıştır ki, iktidarı rahatlatan kaydı kuydu olmayan kara paradır. Uluslararası finans kuruluşları isterlerse kara para trafiğini bir günde ortaya çıkarırlar ve piyasaların da allak bullak olması kaçınılmaz olur.

Hükümetin başı bir saptama yapmış ve kriz uyarısında bulunmuştur. Şu an hiçbir sorumluluğu olmayan zatı muhterem Recep Tayyip Erdoğan’sa ortaya atılmış tam tersini söylemiştir. Davutoğlu Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini emir telakki ederek derhal söylediklerini geri yutmuş, Recep Tayyip Erdoğan’la aynı anlama gelen bir açıklama yapmak zorunluluğu hissetmiştir.

Oysa aynı kişi şunun şurasında birkaç gün önce muhalefete Recep Tayyip Erdoğan’ın partilerüstü olduğunu, asıl muhatap olarak kendisinin alınmasını istemiş ve bu konuda da çağrıda bulunmuştu. Ancak görünen odur ki, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu bir durum vardır ortada.

Ayrıca iktidarın sırtında ve sorumluluğunda olan kimi temel konular hakkında karar merci imiş gibi davranan Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu da oldukça tehlikelidir. Çünkü iktidarı hiçe sayan zat kalkmış Müslüman Kardeşler liderlerini Türkiye’nin misafir edebileceğini söyleme cüretini göstermiştir. Hoş zaten bunların bazıları şu an İstanbul’da kapılarında özel korumalar misafir edilmektedir ya, anlaşılan bunlar az gelmiş bunlara yenilerinin eklenmesi istenmektedir.

Böylece Türkiye terör örgütlerinin fink attığı bir ülke haline getirilmekle kalmayacak, Türkiye’de görülmemiş terör eylemlerine bu yapılar ya sık sık başvuracaklar ya da tehdit olma durumlarını her durumda ortaya koyacaklardır.

Son bir konuda Temmuz ve Ağustos aylarında örtülü ödenekten Başbakan şimdiye kadar alışılmamış miktarda bir para harcamasında bulunmuştur. Öyle sanıyoruz ki bu paranın kitabına uydurulsa da harcama yeri Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçimleri olmuştur tevatürü de gözlerden ırak tutulmamalıdır. Bu durumda ne diyebiliriz?

Ne diyeceğiz

“EN TEHLİKELİ FAY RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR” DERİZ