EEE SAYIN BAŞBAKAN SONRA?

Yazan: Turgut Koçak 19 Eylül 2013

Recep Tayyip Erdoğan yine döktürdü. Bildiğiniz gibi ODTÜ arazisinden İ. Melih Gökçek’in geçirmek istediği yol nedeniyle tavır koyanları suçladı ve “Yol istemiyorlarsa gitsinler ormanda yaşasınlar” dedi.

Bizler Sayın Başbakan’ın devirdiği çamı saymakla bitiremeyiz ama bu kez öyle bir söz etti ki, sanırsınız Ali kıran başkesen. Sayın Başbakan’ın kim ki, hoşuna gitmiyor, işi bitirile boynu vurula. Yol istememek gibi daha hafif suçlar içinse şehirden kovula, ormana sürüle. İnanır mısınız bunların konuşmaları şaka gibi. Ne önü belli, ne arkası. Biri bir şey mi söyledi; savcılar, yargıçlar göreve çağrılıyor. Denilmek isteniyor ki, bakın şu densizin icabına. Eee ne yapsın savcı ve yargıçlar? Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. madem öyle bu istek geri çevrilmemeli,hazırlanmalı bir dosya, getirilmeli yurttaş savcı ve yargıcın önüne, hatta cezalara da çarptırılmalı ki, ülkenin koskocaman başbakanının sözü yerde kalmaya…

Sanırsınız bu ülkenin dağları, taşları, köyleri, kasabaları, kentleri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın mülkü. Ya da şöyle diyelim; ne var ne yok her şeye Allah adına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vekalet ediyor. Bu yüzden de ister istemez bir tasarrufu olacak. Örneğin Ankara’da birisinin oturmasını istemiyor mu, sürecek istediği yere olup bitecek. Ya da ne bileyim; birileri iktidarın uygulamalarından mı hoşnut değil, “vay sen misini hoşnut olmayan” diyecek ve de onu tarzan yapıp ormana sürüverecek.

Bizler Sayın Başbakan’ın sözlerini gerçekten de artık duymaktan bile zorlanıyoruz ama bu sözler de mana arayan zavallılara da acımıyor değiliz. Hani külhanilerin bir korkutma sözü vardır anımsıyor musunuz? “Aklınızı alırım” diye. İşte, Sayın Başbakan’ın bu kayık sözlerine tahammül edebilmek için insanın bir külhani tarafından aklının başından alınmış olması gerek. Ne diyelim; Sayın Başbakan’ın mesai arkadaşlarına sabır diliyoruz. Öyle ya bu kişi hep böyle ise dayanılır mı, bu kadar gerilen ip kopmaz mı?

Kopmuyor olmalı ki, zatı muhterem herhangi birini bakanlık koltuğundan kaldırıncaya kadar kimse kalkmıyor. Örneğin; Ertuğrul Günay’ın kendisine senin işin bitti denilinceye kadar Kültür Bakanlığı koltuğunda kalmadı mı? Ya da ne bileyim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bir toplantıyı terkedip hem bakanlıktan, hem de AKP’den istifanın eşiğine gelip de geri dönmesi için hatırlı kişiler tarafından zorla geri döndürüldüğü konuşulup yazılıp çizilmedi mi? Son olarak Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç için söylenenlere ne buyurulur? Suat Kılıç’a Başbakan’ın tokat attığı AKP’nin içinde konulup duyurulmadı mı? Artık niye tokat yediği ya da ağır sözler işittiğinin gerekçisi neyse Suat Kılıç biliyor da bu konuda ağzını niye bıçak açmıyor dersiniz?

Konumuz bu değil. AKP’li olup da Recep Tayyip Erdoğan’a katlananlar nasıl istiyorlarsa öyle yapsınlar. Bizi hiç ilgilendirmez. Ancak sallama sözlerle ona buna olmadık sözler söylemek ya da “ormanda yaşasınlar” demek gibi zatı muhteremin sözlerini adam canım ne olacak her zamanki hali diye geçiştiremeyiz. Bu sözleri geçiştirmek demek bir diktatörün yaptırımlarını hazmetmek demektir ki, işte burada durmak gerekiyor. Böyle biri ne demokrasiden, ne sandıktan, ne de mazlumluk edebiyatından söz edemez. Ederse de bu sözleri kimseye yutturamaz. Gerçekler ne yapılırsa yapılsın balçıkla sıvanamaz. Bakın, daha önce Bülent Arınç çıkıp Ethem Sarısülük’ü öldüren polis için taş atıldığı için dengesi bozuldu ve silahı öyle ateş aldı demedi miydi? Peki, ne oldu? Üç ayrı raporda adı geçen polis memuru için raporlar açıkça suçlu olduğunu göstermedi mi?

Eee Sayın Başbakan sonra?

Recep Tayyip Erdoğan’ın durumu da aynı. Kim ne söylerse söylesin; Suriye’de yapmış olduğu savaş kışkırtıcılığı ile, Türkiye ekonomisinin içine düşürüldüğü durumla, geniş halk yığınlarına yapılan baskı ve şiddetle, gösteri haklarını kullananlara yöneltilen şiddet sonucu gerçekleşen ölümlerle karşımızda bir burjuva demokratından bile söz etmek olası olmadığına, adı geçen kişi kalkıp da onu bunu ormana sürmekten söz ederek iktidarını sürdürmek istediğine göre, kendisini iktidardan düşürmek hakkı da yığınlar için çoktan oluşmuş bulunmaktadır.

Söyledik, söylüyoruz.

YA GİDECEKSİNİZ, YA GİDECEKSİNİZ!

Başka yolu yok.