EEE BAY TAYYİP SONRA?

Yazan: Turgut Koçak 20 Temmuz 2013

Eee Bay Tayyip; bir kez geriye dönüp neler konuşmuşum diye baktınız mı? Eğer baktınızsa yine de onca devirdiğiniz çamı ve insani olmayan değerlendirmeleri göremiyorsanız sizin bir gün bile bulunduğunuz makamda kalmamanız gerekiyor. Her şeyden önce içinde bu kadar kin ve nefret olan birinin toplumu karşı karşıya getirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle de bulunduğunuz sorumlu makam bilmelisiniz ki rahat rahat suç işleme yeri değildir. Ne diyorsunuz öyle? “Bakınız bir, iki, üç kişi polise şiddet uygularken ölüyor, twitterda, faceboookta dünyanın altı üstüne getiriliyor” diyorsunuz. Hızınız hız, almışsınız gazınızı gidiyorsunuz. Mısır’da namaz kılarken bilmem kaç kişinin kurşunla öldürülmesi haber bile olmuyor diye boğazınızı yırtıyorsunuz. Hoş bu söylediklerinizle ilgili aldığınız bilgiler de dediğiniz gibi değil ya neyse; önemli olan bu değil. Önemli olan bütün dünyanın gözleri önünde Anayasa’dan doğan gösteri haklarını kullanan kitlelere sizin emrinizle polisin uyguladığı şiddet boyutunu da tersine çevirmeniz. Sizin için 5 kişinin ölümü, 11 kişinin gözlerini yitirmesi, yirmiden fazla göstericinin yaşam tehlikesinin sürmesi, 8 bin kişinin yaralanmış olmasının hiç mi hiç öneminin olmadığını biliyoruz da, bu kadar halkımıza karşı düşmanlığınızı alenileştireceğinizi doğrusu düşünemiyorduk.

Bu sözleri söylediniz eee Bay Tayyip sonra?

Bu davranışı sergileyen bir yurttaş olsa çok da önemi yoktur ama bir ülkenin başbakanının ağzından çıkması gerçekten de dehşet vericidir. Beslediğiniz düşmanlık yüzünden denetiminizi yitirmiş görünüyorsunuz. Konuşmalarınız ayaktakımı olarak gördüğünüz yığınlara karşı güttüğünüz sınıf kininin de ötesine geçmiş ve sizde patolojik bir hal almış. Bu yüzden de bırakalım siyasi bir partinin başkanı olarak konuşmayı sıradan bir yurttaş olarak sizin bulunduğunuz makamı derhal terketmeniz gerektiğini söylemeyi kendimde bir hak olarak görüyorum. Ve size diyorum ki, aldığınız oylara dayanarak bu sözleri edemezsiniz. Çünkü aldığınız oylar size böyle bir hakkı altın tepsi içinde sunmuyor. Oysa yeri geldiğinde ağzınızın dolusu “ileri” demokrasiden söz ediyorsunuz. İktidarınızda uyguladığınız şeylerin demokrasi ile yakından uzaktan ilintisi yok. Bu sözler tam anlamıyla faşizan bir anlayışın ürünüdür ki, size yönelen eleştirilerin çoğu da bu yöndedir. Dedik ya yaptığınız konuşmaları ve bu konuşmalarınızdan sonra olup bitenlere bir bakın, göreceksiniz ki, bu politikalar ilk sizin tarafınızdan uygulanıyor değildir. Bu ülke, tıpkı sizin gibi gelmiş geçmiş onca sağ iktidarlar görmüş, hemen hepsi de sizin politikalarınıza benzer politikalar uygulamışlardır. Ancak bugün onların nasıl yerinde yeller esiyorsa sizin de yerinizde yeller eseceği günlerin çok da uzak olmadığını buradan döne döne söylüyoruz.

Hem şu sandık işinde de çok haklı olduğunuz söylenemez. Aşağıda sayıya dökülen rakamlar gösteriyor ki, sandıkta da çuvalladığınız halde bir hak gaspının üstünde oturuyorsunuz. Gelelim bu rakamlara:

AKP’nin iktidara geldiği 2002 SEÇİM SONUÇLARI

Toplam Seçmen…………………………………….. 41.407.015

Toplam Kullanılan Oy………………………………. 32.753.386

Toplam Geçerli Oy…………………………………. 31.510.007

Oy kullanmayanların sayısı…………………………. 8.653.029

Geçersiz ve kullanılmayan oy toplamı………………… 9.897.008

AKP’nin aldığı oy ………………………………… 10.848.704

CHP’nin aldığı oy…………………………………. 6.114.843

%10 barajına takılıp meclise yansımayan oy toplamı……. 14.546.460

Meclis dışı kalan ve Kullanılmayan oy toplamı………… 24.443.468

Geçerli oyların % 34.43 ü, yani toplam seçmenin sadece % 25’inin oyları ile 550 milletvekilinin 363 ünü yani meclisin % 66’sını ele geçirmiştir.

Kullanılmayan oy CHP’nin aldığı oydan fazla…

Kullanılmayan oylar orantılı bile dağılsa AKP tek başına iktidar olamazdı..

AKP’nin demokrasi dediği %25 = %66 eşitliğini sağlayan zorba seçim sistemidir.

Şimdi kalkmış Kastamonu’da havaalanı açıyorsunuz. Bütün yaptıklarınız bir gösterişten ibaret.

Bunlar bir yana aklınıza tencere tavayı takmış, bu ülkenin halkını her şeyi devletten beklemeyin diyerek ispiyonculuğa teşvik ediyorsunuz. Neymiş efendim; tencere tavaymış ama mutfaktaki tencere tava değilmiş, sokakta ses çıkarıp komşularını rahatsız eden tencere tavaymış. Öyleyse ne yapacakmış halk? Tıpkı Abdülhamit jurnalcilerinin de önüne geçerek jurnal etmekle kalmayacak, doğru yargıya koşup komşusundan şikâyetçi olup dava edecekmiş.

Sonra; sonrası alsana kurdun bulanıklığı sevdiği bir hava.

Bu havada Recep Tayyip Erdoğan’a mı ne olacak?

Merak etmeyin onu sandıkta kurtaramayacak, inanın kurtaramayacak.