Yazan: Turgut Koçak 1 Aralık 2015
Düşürülen Rus uçağının düşürülme amacı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Eğer bu uçak düşürme olayının arkasında NATO’nun kışkırtması olmasaydı Türkiye kesinlikle Rus uçağını düşürüp başına bu belayı almazdı. Bize öyle geliyor ki, emperyalist Batı Rusya’nın Suriye’de gövde gösterisiyle daha ileri gitmesini engellemek amacıyla bize göre Rusya’yı test etti. Bilindiği gibi Rusya’nın Suriye’deki gelişmelere müdahale etmeye başlaması ile birlikte işin rengi değişti ve Suriye güçleri gelip Türkiye sınırına yeniden dayandılar. Daha da önemlisi Rusya’nın IŞİD’a karşı şakası yok. Öyle Amerikan uçakları gibi değil, IŞİD’ı Rus uçakları can evinden vurmaya başladılar. Oysa Batı’ya IŞİD daha çok gerekli.
Gerekli çünkü IŞİD üzerinden emperyalist Batı Akdeniz’e Kürt koridoru açmak istiyor. İşte bu yüzden de Türkiye NATO tarafından kışkırtıldı ve Rus uçağı düşürülüp pilotu da kendilerine Türkmen diyen terör gruplarınca katledildi.
İşte bu andan başlayarak Türkiye ve Rusya’nın arası gerildikçe gerildi. Rusya tarafından Türkiye’nin çıkarlarının hedef alındığı bir dizi önlem alındı. Bu önlemlerin içinde en başta da Rusya ile sürdürülen ekonomik ilişkiler çok büyük zarar gördü. Uzmanların belirttiğine göre Türkiye’nin salt bu yüzden 20 milyar dolar gibi çok büyük bir zarara uğrayacağı söylenmektedir. Gerçi konu ile ilgili hükümet sabahlara kadar toplanmış olsa bile bu konuya bir çözüm getireceğini asla sanmıyoruz. Sanmıyoruz, çünkü Türkiye önünü arkasını hesap etmeden Rus uçağını düşürmüş ve sonuçlarına da katlanmak zorunda kalmıştır.
Her ne kadar şıracının şahidi bozacı hesabı NATO ülkeleri başında da ABD uçak düşürme olayında Türkiye’nin haklı olduğunu, hava sahasının ihlal edildiğini söylese de bunun bir anlamı bulunmamaktadır. Bir kez uçak Suriye sınırları içinde düşürülmüştür. Uçağın ikaz edilmesi daha önce Rusya ile anlaşıldığı üzere belirlenen bir sinyal üzerinden uyarılması gerekirken bu anlaşmaya uyulmamış, başka bir sinyal üzerinden uyarılarak Rus uçağının uyarıyı duyması bilinçli bir şekilde engellenmiştir.
Uçağın düşürülmemesi gerektiğine dair pek çok neden ileri sürülebilir ancak ne söylenirse söylensin asıl tehlike Türkiye’nin bir kez daha bu uçak düşürülme olayında NATO tarafından kullanılmış olmasıdır. Çünkü NATO; Rusya’yı Türkiye üstünden test etmek istemiş, neler yapacağını anlamaya çalışmıştır. Rusya çılgın bazı girişimlerde bulunmamıştır ama arkasından Suriye içinde Türkiye’den giren her türlü araç ve gereci de vurmaya başladığı gibi hedefleri daha da etkili bir şekilde ateş altına almıştır. Rusya’nın Türkiye’ye karşı asıl uyguladığı yaptırım ise daha çok Türkiye’ye zarar verecek olan ekonomik yaptırımlar olmuştur. Ekonomik yaptırımlar peş peşe gelmekte eğer gereken önlemler alınmazsa nerede duracağı da bilinmemektedir. Yaşanan ekonomik yaptırımla ilgili ise emperyalist Batı’nın Türkiye’nin yanında durmasının olanağı bulunmadığı gibi Türkiye’nin yanında yer alındığını gösteren ifadelerin kullanılması da kuru laf kalabalığından ibarettir.
Bu olayla birlikte Türkiye’nin arası bir kez daha ABD ve Avrupa ülkeleriyle düzeliyor gibi görünmesine Türkiye içinden sevinen emperyalizmin uşaklarının sayısı bilinmeli ki bir hayli kabarıktır. Onlara göre bu olayla birlikte bir ölçüde de olsa bozulmuş olan ABD ve AB ülkeleriyle ilişkiler yeniden rayına girmiştir. Bütün bunlar da gösteriyor ki, Türkiye emperyalist dünya tarafından her istenildiğinde kolaylıkla kullanılabilmektedir. Bundan sonrası da Türkiye birçok olayda koçbaşı olarak kullanılmaya devam edilecektir edilmesine ya, ne yazık ki Türkiye’nin başı asla beladan kurtulmayacak, önümüzde içte ve dışta yaşanan tehlikeler AKP iktidarının ve Recep Tayyip Erdoğan’ın tutum ve davranışlarından dolayı daha da büyüyecektir.
Söylenecek o kadar çok şey var ki, yazıla yazıla bitirilemez. Tahir Elçi öldürülmüştür ama ortada kamuoyunu aydınlatacak tek bir bilgi yoktur. Polisler göz göre göre yaşamlarını yitirmişlerdir ama bu kadar acemilikte AKP iktidarının payı nedir ne değildir üzerinde bile durulmamaktadır. Daha önce de IŞİD’a yönelik operasyonlarda da polislerin acemice canlarından oldukları görülmüştür. Yani sizin anlayacağınız AKP’nin polis alımından tutun da eğitimine kadar bir dizi hesabı zor verilecek gaflet içinde olduğu iyi bilinmektedir. Olay yerinde mermi çekirdeklerinden kovanlarına kadar her şeyi çocuklar toplayabilmekte ama her ne hikmetse AKP’nin iktidar olduğu ülkemizde bu görevi devlet yerine getirememektedir. Bu durumda da AKP’nin iktidarı buradan açıkça söylüyoruz ve ilan ediyoruz ki boşa çıkmıştır. TBMM’de güvenoyu alan AKP iktidarı adına konuşan Ahmet Davutoğlu ne mesaj verirse versin, kime ya da kimlere şirin görünmeye çalışırsa çalışsın bir anlamı da yoktur, manası da.
Hele her kesimi kucaklayacağını söylemesi yok mu, işte bu sözlerse başlı başına dışı jelatinli içi yalan soslu kandırıkçı şekeridir o kadar.
Eğer öyle olmasaydı. Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılması için yapılan itiraz yerinde görülür ve geri çevrilmezdi.
Böylece biline…