DİNCİ TERÖR ÖRGÜTLERİ ve AFGANİSTAN

Yazan: Turgut Koçak 28 Ağustos 2021

Afganistan emperyal güçler tarafından önemli bulunduğu bir gerçek. Çünkü bu ülke çevre ülkelerle komşuluğu ve topraklarının konumu düşünülürse hem tampon hem de jeo stratejik bir öneme sahip. Bu yüzden de bu topraklara giren ve çıkmak zorunda kalan ülkeler oldu. Emperyal ülkelerden 20. Yüzyılın başlarında İngilizler burayı terk ettiler. Son olarak tasını tarağını toplayıp çıkan ülke ise ABD oldu. Ya da koalisyon güçleri olarak anılan NATO saldırı ve savaş örgütüne üye ülkeler.

George W. Bush gibi insanlık düşmanı birisinin ağzından dökülen şu sözleri işitince insanın kusası geliyor. 7 Ekim 2001 tarihinde bu kişi Afganistan’a başlatılan operasyonun adını dünyaya “Sonsuz Özgürlük Operasyonu” diye tanıttı. Sonra Trump çekilmekten söz etti, hatta Taliban yetkilileri ile görüşmeler bile yapıldı ama asıl noktayı koyan Biden’ın şu sözleri oldu. “Başka bir nesil Amerikalıyı Afganistan’da savaşa göndermeyeceğim.” Bu savaşın bitirileceğinin ilanıydı ve de ABD ve koalisyon güçleri çekilip buradan çıktılar da geriye bıraktıkları ne diye sorarsanız harap bir Afganistan, buraya getirilen Amerikan savaş malzemelerinin tümü ve görülmemiş bir kargaşa ve belirsizlik.

Amerika terörist olarak nitelendirdiği Taliban’a silahları niye bıraktı. Bu silahlarla bundan böyle bölgede Taliban nasıl bir yol izleyecek ve nasıl bir denge kuracak? Harabeye çevrilmiş Afganistan’ın düze çıkması sağlanamayacağına göre çeşitli İslami grupların Afganistan çatışma alanı olacak. Bu alan oldukça geniş. Rusya, Çin, İran, Pakistan, Hindistan, Tacikistan Özbekistan gibi ülkeler tarihin görülmemiş çekişme ve çatışmalarına sebep olabilir. Yani yendi durumda sözünü ettiğimiz alanlarda Selefi/Vahabi barbarlığına tanık olabiliriz. Burada ayrıca Çin ve Rusya’ya karşı ABD bölgede yeni terör ateşleri de yakmak istiyor olabilir.

Sözü uzatmayalım, Afganistan’daki bu kaos bölge ülkelerinin hemen tümünü etkileyecektir. Zaten ABD emperyalizminin de büyük ölçüde hesabı budur. Çünkü ABD artık tek kutuplu hale gelmiş olan dünyanın abisi olmaktan çıkmış Çin ve Rusya gerçeği ile birlikte bu devir de çoktan kapanmıştır.

Taliban rejimine karşı zaten kuzeyde bir direniş olduğu herkesin malumu. Bu arada IŞİD gibi radikal İslami hareketler de çoktan harekete geçtiler bile. IŞİD-Horasan örgütünün Kabil Havaalanı’nda gerçekleştirdiği saldırının sonuçları ilk açıklanan rakamların neredeyse 3-4 katı. Bu hesaplaşma alevleneceği gibi sonuçları da çok ağır olacak. ABD ise sonuçtan karlı çıkacağının hesabını yapıyor.

Afganistan’ın bu hale gelmesini bilmeyenimiz yok. Bildiğiniz gibi ABD “Yeşil Kuşak” projesi gereği Afganistan’da dinci gerici güçleri, feodal unsurları örgütledi ve bugün yaşanılan acıların alt yapısını oluşturdu. Bu Taliban terör örgütüydü. Gelinen noktada ise Afganistan bir kez daha ABD politikaları ile köktendincilerin eline düşerek uçuruma yuvarlanmış oldu. ABD dünden bugüne İslam’ın ılımlı olarak anılanından radikallerine kadar kendi çıkarları için örgütleyip organize etti ve kaçınılmaz olarak da bugünkü sona gelindi. Taliban ise bugün dün olduğu gibi ABD’ye karşı diyetini ödedi ödemeye devam edecek.

Bundan böyle de ABD’nin çekilmesi çeşitli isimler altında değerlendirilecek. Yelpaze geniş. Kimisi yenilgiden söz edecek, kimisi ise ABD’nin daha derin stratejisi olduğundan. Ancak bir şey söylemek gerekirse o da ABD’nin ektiği tohumların hemen herkes için nelere mal olduğudur ki Pentagon’un kara yüzlüleri hesabı sadece ve sadece kendi çıkarları için yaparlar gerçek durum da budur. Dolayısı ile ortada Taliban’ın savaşı kazandığı yönünde bir yargıya vararak Taliban’a bambaşka bir görev yüklemeye kalkarsak ki kalkanlar var. Bu gibiler her zaman gerçeklere gözleri kapalı olanlardır, bizler de onları dinlemeyecek kadar olup bitenlerin bilincindeyiz.

Afganistan sorununda bakış açımızı da bu gerçeğe göre şekillendiririz.