Yazan: Turgut Koçak 28 Temmuz 2015
AKP 13 yıldır ülkeyi hiçbir kurala bağlı kalmaksızın yönetti. Yeri geldi muhalefeti hiçe saydı, yeri geldi muhalefetle alay edip dalga geçti. Öyle ki, iktidar demek sanki istediğini yapmak demekmiş gibi burnu havada muhalefetin söylediklerini dikkate bile almadı. Bırakalım siyasi partileri, demokratik kurum ve kuruluşları, kendisini de bağlaması gereken yargıyı bile hallaç pamuğu gibi atarak gerektiği yerde icaplarına bakıverdi. Görevden aldı, sürdü, yeni yeni mahkemeler icat etti, yasalar çıkarıp yargıyı istediği gibi yönlendirmek istedi, istedi oğlu istedi. Gittiği yol yol olmadığı için toplumda da gerginlikler yaşandı. Gezi’de olduğu gibi ayağa kalkan yüz binler görülmedik şiddet yöntemleri kullanılarak sindirilip susturulmaya çalışıldı. Olmadı, iş katliamlara vardırıldı. 8000 insanımızın yaralandığı, 10’a yakın insanımızın canından olduğu gerçeklerle karşılaştık. Bütün bunların iktidar nezdinde bir tek karşılığı vardı o da Çanakkale kahramanlarından bile daha kahraman polisler görevlerini yapmışlar, sonuçta da ortaya böyle bir görüntü çıkmıştı.
Doğal olarak bu terazi bu ağırlığı çekemezdi, onca devlet olanakları kullanılmasına karşın, AKP tek başına iktidar olanaklarını 7 Haziran 2015 seçimlerinde yitirdi. Ancak Recep Tayyip Erdoğan daha seçim sonuçları ortaya çıkar çıkmaz koalisyonla bir yere varılamayacağını söyleyip yeniden seçimlere gidilmesi yönünde her şeyi söyledi. Erdoğan’ın söylediklerinin dışına çıkacak bir irade gösterecek durumda olmayan AKP ise küçük ölçüde mırın kırın etse de Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediklerini Ahmet Davutoğlu başta diğer AKP yöneticileri de yinelemeye başladılar. AKP iktidardan düştü ama iktidar koltuğunu işgale devam ediyor. Bir yandan da CHP ile sözde koalisyon görüşmeleri yürüterek toplum katında koalisyon kurmaktan kaçan parti görünümü vermek istemediğinden istemeye istemeye de olsa CHP ’liler koalisyon kurma çalışmaları yürütüyor.
iktidardan düşmüş olan AKP iktidarı savaş kararı verecek denli ileri gitmiş bulunuyor. Amerika’ya İncirlik Üssü başta, Batman, Diyarbakır ve Malatya gibi askeri hava alanları kullanıma verildi. Türkiye bugüne kadar IŞİD’ın palazlanıp güçlenmesine omuz verir ve IŞİD’la kaçak petrol ticareti yaparken birden bire dönerek IŞİD mevzilerini bombalamaya başlıyor. Yetmiyor, bu kez de milliyetçi çevrelere şirin gözüküp oyunu almak için PKK mevzilerini F-16’larla vuruyor. İşi bitmiş bir iktidar bütün bunları yaparken de meclisi dikkate bile almıyor. Bu durum biraz kendilerini de kaygılandırmış olmalı ki, olup bitenlerle ilgili CHP ve MHP’yi bilgilendirmek gereği duydu. Oysa mecliste bir de 80 milletvekili ile HDP bulunmasına karşın HDP’yi ipe sapa gelmez gerekçelerle bilgilendirme dışında tuttu.
Bugüne kadar HDP ve doğrudan PKK ile ilişkileri yürüten ve diğer muhalefet partilerine bilgi vermek gereği bile duymayan AKP ne olmuşsa olmuş bu kez de HDP’yi dışarıda tutmaya karar vermişti. Oysa HDP, 6 milyonun üzerinde oy alan bir partiydi. AKP istese bile dışarda tutulamayacak kadar demokrasi açısından bakıldığında kendisine CHP ve MHP’ye verilen bilgi verilmeliydi. AKP’nin gerekçesi terörle arasına mesafe koymaması olsa bile hiçbir anlamı yoktu. Çünkü AKP bugüne kadar “çözüm sürecini” CHP ve MHP’den gizlemiş sadece PKK ve HDP ile yürütmüştü. İşte böyle bir durumda AKP’nin tutumunu kabullenmek ve HDP’ye karşı gösterdiği tavrı sineye çekmek olası değildir.
AKP’nin derdi terör falan değildir. Suruç katliamı, IŞİD’ın askerimizi katletmesi vb olaylar sanki bir mizansen gibi arka arkaya gelmiştir. Daha önceki yazılamızda da söz ettik. Bu tür gelişmelerin içinde CIA, MOSSAD ve İngiliz Gizli İstihbaratı gibi servislerin parmağı olduğu bir gerçekti. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’da mevcut konumda durumu lehlerine çevirmek ve yenilenecek bir seçimde tek başına AKP’nin iktidar olmasını sağlamak için harekete geçmişlerdi o kadar.
Evet, AKP ve Recep Tayyip Erdoğan; IŞİD ve PKK kamplarına yönelik bombalama eyleminden sonra yenilenecek bir seçimde tek başına iktidar olup olmayacağının sürekli olarak anketini yaptırmaktadır. Son bombalama eyleminin bu işe yarayıp yaramayacağını test eden Recep Tayyip Erdoğan; AKP’nin tek başına iktidar olacakları kanaatine varırlarsa hemen seçimlerin yenilenmesi yoluna gidilecek ve koalisyon görüşmeleri de şıp diye kesilecektir. Bu gerçeği CHP kuşkusuz görmektedir, ancak CHP gelişmeleri her aşamada kamuoyu ile paylaşmalı, AKP’nin oyununu bozmak için daha atak davranarak girişilen Alicengiz oyununu çıkarmalıdır.
Sonuç olarak bugüne kadar demokratik davranışların dışında hareket eden AKP son bombardımanlarla ilgili CHP ve MHP’ye bilgi vermek gereği duymuştur. Oysa bu bilgilendirmenin HDP dışında tutulmuştur. Birden bire AKP’nin demokrat görünme gayretinin içi boştur. AKP’ye bu bağlamda manevra yapma alanı bırakılmamalı, savaş dahil başvuracağı toplumu daha tehlikeli bir bataklığa sürüklemesine izin verilmemelidir. Burada TBMM’de olan partilere kuşkusuz önemli görevler düşmektedir, ancak özellikle parlamento dışında olan sol ve sosyalist partilere daha çok görev düşmektedir.
Evet, yeniden cenazeler gelmeye, analar ağlamaya başlamışsa bütün bunların bir tek sorumlusu vardır o da iktidar mevkini babasının çiftliği gibi kullanmaktan bir an bile geri durmayan AKP’dir.
İşte bu yüzden AKP’nin tehlikeli sularda kulaç atmasına izin verilmemeli bir an önce defteri dürülerek iktidardan gönderilmelidirler.