DELİKANLI İÇTENLİĞİ

Yazan: Turgut Koçak 8 Ocak 2012

İlker Başbuğ tutuklandı ya; birileri sevinç çığlıkları atarken ötekileri; “olmaz ki ordunun en tepesinde görev yapmış biri böyle tutuklanmaz ki” diye yakınıp karşı çıkıyor. Sevinenleri biliyoruz. Bunlar içinde hem liboşlar, hem Fethullahçı ve Fethullahçı olmayan dinci kesimler var. Karşı çıkanlarsa AKP’nin politikalarına karşı çıkmakla birlikte yaşananları çok da derinlemesine incelemeyen kimseler. Karşı çıkanlara göre bu operasyonları yaptıranlar kim acaba? Yanıtı sesli dillendirilip adres gösteriliyor. “Operasyonların arkasında Amerika var” diye. Bu tespit yanlış değil, bizce de bu operasyonların arkasında Amerika’nın olduğu çok açık.

Yalnız bize ilginç gelen bir şey var ki, değinmeden geçmek olmaz. Bu tutuklamalara kimileri gibi sevindiğimizi söylemiyoruz. Çünkü biz olaylara bir bütünlük içinde bakar ve de yargılarımızı ona göre veririz. İlginç gelen yana gelince; Genelkurmay; İlker Başbuğ tutuklanır tutuklanmaz sitesine onunla ilgili bir tanıtım yazısı koydu. Bu tanıtım yazısında Başbuğ’un özgeçmişi yer alıyor. Bunu yapanlar belki de demek istiyorlar ki, her ne kadar bir şey yapamıyorsak da, gördüğünüz gibi sizi hepten de boşlamış değiliz. Neyse bunun önemi yok. Ancak özgeçmişi ile ilgili tanıtım kısmında en göze çarpan şeylerin İlker Başbuğ’un Amerika ve NATO’da hem görev, hem de eğitim gereği birçok kez bulunduğu özellikle belirtilmiş. Bizce bunun bir anlamı olmalı. Artık anlamını da varın siz düşünün.

Bizler; özgeçmişi ile ilgili yazılanları; ‘canım ne olacak görev ve eğitim gereği bulunmuş deyip geçmesek de üstünde sınırlı dururduk. Ancak bizlerin asla unutamayacağı kimi açıklamalar var ki, işte bu açıklamaları asla es geçemeyiz. Bilindiği gibi İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı iken; “Amerika ile ilişkilerimiz şimdiye kadar olmadığı kadar iyi” demişti. Tabi bu sözleri söylediği sırada Amerikalı zatı muhteremlerin Türkiye’ye biri geliyor biri gidiyordu. İlker Başbuğ ise sanki AKP iktidarının tepesindeki kişiymiş gibi kalkmış böyle bir demeç vermişti. Bu demeç bizce her şeyi anlatmaya yetiyor da artıyordu dersek abartmış olmayız. Bir ülkenin güvenliği ile ilgili olarak en üst kademede bulunan birinin böylesi bir açıklama yapması (Amerika’nın gerçek yüzünü ve niyetini biliyor olmasına karşın) oldukça öğreticidir.

Amerika’nın politikalarına hizmet edenlerin Amerika tarafından sonuna kadar korunacağını kimse düşünmemelidir. ABD bugüne kadar dünyanın dört bir yanında yer ve mevkisi ne olursa olsun pek çok kişiyi kullanmış süresi dolduğunda da çoğu zaman aslanlara yem etmiştir. Bu yüzden de İlker Başbuğ ABD ile ilişkiler konusunda geçmişte ne söylerse söylesin bir anlamı kalmamıştır. Önemli olan ABD emperyalizminin şu an için işine kimler geliyorsa sultanın da o olmasıdır. Yani daha birçokları gibi İlker Başbuğ Paşa’nın da işi bitmiş bir kıyıya atılmasının zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Bir kimse ABD emperyalizminin, saldırı ve savaş örgütü NATO’nun savunucusu ise ülkesi yararına iyi şeyler yapacağı asla düşünülmemelidir. Birçoklarının durumu, mevki ve rütbesi ne olursa olsun budur.

Hem İlker Başbuğ’un savcılıkta verdiği ifadeye de bakmakta yarar var. Özet olarak ne demiş: beni AKP iktidarı göreve getirdi, ben birçok siteyi yasakladım, bana teşekkür edilmesi gerekir. Sonra da suçlandığı şeylerin imzasına sunulmadığını da açıkça dile getirmiş. İmzasına sunulup sunulmadığının bir önemi yok. Ortada darbe ile AKP’nin devrilmesini sağlayacak bir darbe çalışması da yok. Olup bitenlere bakınca aşağıdan en tepeye kadar darbe yapmak üzere anlaşmışlar ama ortadaki gerçekler ise tırıvırıdan ibaret. Yani böylesi bir örgütlenme ile istenilseydi darbe yapılabilirdi diyoruz. İlker Başbuğ kendisine bağlı pek çok muvazzaf ve emekli subayın tutuklanması ile ilgili ne demişti; “hukuk çözer”.

Hukuk çözer mi bilmiyoruz ama ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN ÇÖZECEĞİ ÇOK AÇIK… Bugüne kadar bir kez olsun nesnel davranıp gerçek bağlamda ülkemizin ve dünya halklarının baş düşmanının kim olduğunu görememiş olanlar hem kendileri faka basmışlardır hem de ülkemizin faka basmasına olanak hazırlamışlardır. Bu yüzden hiç değil bu aşamadan sonra canlarını vererek yiğitçe davranan Deniz Gezmiş ve arkadaşları ve de öteki devrimci gençler gibi delikanlı içtenliği ile çıkıp korkusuzca savunma yapsınlar ki, görelim ne nedir, ne ne değildir?

Mazlumu oynayarak sonuç alacağını düşünenler geçmişleriyle asla hesaplaşmayı göze alamayanlardır.

Bu yüzden de mazlumluk rolleri AKP yargısının ekmeğine yağ sürmekten öte bir işe yaramayacağını hiç mi hiç sanmıyoruz…

DUYURULUR.