CUMADAN CUMAYA DİNCİLER

Yazan: Turgut Koçak 14 Mart 2013

Akit gazetesi (bunlara gazete denmez ya neyse) bir başlık atmış. “Vahşet’in 3. Yılı” diye. Başlığın altında da şöyle yazılmış. “Türkiye’nin çeşitli illerinde Cuma namazı sonrası Suriye halkına destek, Baas rejimine lanet yağdı. Suriye intifası 3. Yılına girerken akan kana seyirci kalan BM’ye öfke vardı”

Biz bunların lanetini de öfkesini de iyi biliriz. İstanbul Dolmabahçe’de Amerikan 6. Filosu’na karşı namaza durarak sonra da Amerikan 6. Fiolsu askerlerini denize döken devrimcilere saldırıp hem iki devrimciyi katlettiler hem de onlarcasını yaraladılar. Başta Erzurum olmak üzere Komünizmle Mücadele Dernekleri kuranların başında da Fehullah Gülen ve Bugün Gazetesi sahibi Mehmet Şevket Eygi’nin bulunduğunu da hiç unutmadık. İşte bu dernek ABD’nin hizmetinde Suudi Krallığının parasıyla palazlanarak Türkiye’nin her tarafında Türkiye İşçi Partisi’nin toplantılarını basma eylemlerini yürüttü. Kısaca o dönemde komünizm karşıtlığında hangi taşı kaldırırsanız altından bu derneğin çıktığını görürüz. İşte bugün o derneğin militanları iktidarın tepesine gelmiş oturmuşlardır.

Bu çevrelerin kafası hiç değişmedi. Her dönem Amerika ve çıkarlarına hizmet etmekte üstlerine yoktur. Fethullah’ın önderliğinde; kara para aklayan ve mafya ilintileri tescilli, birçok ülkede faşist darbelerin tezgahlayıcısı Vatikan’la da üst düzeyde ilişkiler kurdular. Emperyalist güç odaklarlarına hizmetleri çoktandır en üst düzeyde işlemekte ve Türkiye’de iktidarda olan AKP ile de işler tıkır tıkır yürütülmektedir. Birkaç örnekle yazımızı sürdürürsek; Afganistan emperyalistler tarafından işgal edilmiş, AKP iktidarı emperyalistlerin yanındadır. Irak İşgal edildi. Birinci Körfez Savaşı’ndan Irak’ın işgaliyle biten süreçte 5 milyona yakın insan katledildi, işkenceler ve tecavüzler yaşandı sözde Müslüman AKP iktidarı yine ABD ve ortaklarının yanında. Emperyalist odaklar Libya’ya durup dururken saldırı başlattılar, başlangıçta sesini çıkarmayan NATO’nun Libya’da ne işi var” diyen Recep Tayyip Erdoğan bir de baktık ki, insanlık düşmanlarından önce Kaddafi güçlerinin üzerine yürümüş ve her türlü kötülüğün örgütlenmesinde en öne geçmiştir. Süren “Arap Baharı”nda oynanan rolde de emperyalistlerin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olarak sahnededir. İsrail’le yaşanan anlaşmazlıklarda da sadece atıp tutmanın ötesinde bir tek önemli sayılacak eylemi de olmamış, biat ettiği güçlerin uyarısı ile bu huyundan da vazgeçerek İsrail’le alttan alttan çoğu zaman da açıkça ilişkilerini olağanlaştırıvermiştir.

Bütün bunlar yaşanırken cumacıların namazdan çıkıp bir kez olsun emperyalist güçlere karşı tutum sergilemek akıllarından bile geçmemiştir. Sonra emperyalistler tarafından sıraya Suriye alınmış, dünyanın her tarafından ipten kazıktan kopma ne kadar sözde Müslüman varsa Türkiye sınırlarından içeri sokularak Suriye’de görülmemiş kanlı bir katliam başlatılmış, her Cuma gözlerine perde çekilen sözde Müslümanlar gözlerinin önündeki bu gerçeği de görmemezlikten gelerek imam bildiğini okur hesabı bildiklerini okumaya devam etmişlerdir. Malatya/Kürecik’e radar, güney illerimize patriot füzeleri ve yabancı askerler yerleştirilmiş, hedef olarak da Müslüman ülkeler seçilmiş bu güruhta bir kez olsun tık çıkmamıştır. Kuzu kuzu cuma namazı kılıp dağılmışlardır. AKP iktidarının organizasyonu ve eylemli çabaları ile bugün Suriye kentleri harabeye çevrilmiş, yüz binin üstünde insan katledilmiş, sorumluları da açıkça belliyken bunlar bütün bu olup bitenleri görmezlikten gelerek Suriye’yi ve BAAS rejimini suçlamaya devam etmişlerdir. Ve de dün yani 15 Mart 2013 günü Cuma namazı sonrasında o bildik bağlılık eylemlerini gerçekleştirerek hem de Müslümanlığı bu şer güçlerinin ortaklığına sunarak eylem yapmışlardır. Akit denilen gazete böyle yazıyor.

Kim ne yazarsa yazsın, kim hangi şer güçlerinin yanında yer alırsa alsın inançlarını ve akıllarını ABD ve öteki emperyalistlerin emrine verenler yenilecekler, her zaman olduğu gibi bir kez daha tarihin çöp sepetine atılacaklardır. Cuma namazını alet ederek sokağa çıkanları ne bizim ülkemizin halkı ne de komşu ülkelerin halkları asla unutmayacaktır.

Tezgah çok yönlüdür. Şu Ahmet Davutoğlu denilen zat Dış politikada çok başarılı olmuş gibi, şimdi de kalkmış Diyarbakır’da iç politikaya düzen vermeye kalkıyor, bir dizi görüşmeler ve konuşmalar yaparak yalanlar savurmaya devam ediyor. Ona eşlik eden Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in sözleri de çok ama çok ilginç. Baydemir de kendini kaptırmış; yürütülen bu politika Mahabbad’dan Erbil’e, oradan bilmem Şam’a kadar yeni anlayışlar çerçevesinde Türkiye’nin sınırlarını öyle bir genişletirmiş ki, tıpkı eski günlerdekine dönermişiz. Ahmet Davutoğlu aç tavuk rüyasında kendisini darı ambarında görürmüş ya bilmem şunlar oluyor da niçin bunlar olmasın diye STRATEJİK SIĞLIK düşleri görüyor. Pardon, pardon “Stratejik Derinlik” demeliydim.

Görüyorsunuz ya herkes Türkiye’nin başına çorap örmek peşinde. Bu düşleri gör ki, Türkiye kuyuya düşsün. Türkiye kuyuya düşsün ki, emperyalist/kapitalist sistemin çırası yanmaya devam etsin.

Uyanın bayanlar, baylar uyanın!

Birilerinin çırası sönecek, birilerinin yanacak.

Aktörlerini görmek isterseniz her gün karşınızdalar her gün…