CUKKA - CURCUNA – ÇUVAL – ÇUKUR

Yazan: Turgut Koçak 25 Kasım 2020

Ankara BB Başkanı iken Atatürk Orman Çiftliği’nin yağması sonucu yapılan dinozor parkı işe yaramadığı için Ankara halkının gözleri önünde tahliye edilip yıkılacakmış. Buraya harcanan para ise tamı tamına 750 milyon dolar. Melih Gökçek’in burayı niye bu hale getirdiğini herkes biliyor. Bunlar Atatürk’e düşman oldukları için Orman Çiftliği’ni de orasından burasından kırpa kırpa yağmalayan kimseler. Atatürk’ün koşullu olarak ülkeye bıraktığı burası işte böyle gözlerimizin önünde yağmalanıp çarçur edildi. Harcanan para ise cabası. İşte bu 750 milyon dolarla 2500 kişinin çalıştığı üretim yapılarak ülke ekonomisine katkıda bulunacak olan bir fabrika kurulabilecekken bu paralar heder edildi.

Bu savurganlığın sorumlusu kim diyorsanız öncelikle Melih Gökçek ve buna göz yumup ön açan AKP ve saray iktidarı. Çünkü iktidar da AOÇ’ye 1100 odalı saray yaptırdı. Daha da alanını genişlettikçe genişletiyor. AOÇ’nin bir kısmının ABD Büyükelçiliği yapılması için satılması ise bir başka utanılıp sıkılacak şey.

Bir zamanlar, çeşitli nedenlerle aralarında tartışma geçen ve Melih Gökçek için Ankara’yı parsel parsel parselleyip sattı diyen Bülent Arınç her ne hikmetse gerisini getiremedi ve söylediğiyle kaldı da Gökçek o zamanda az laf etmedi Arınç için hani? İşte o Gökçek şimdi Arınç’ın adı fitneye çıkarıldı. Bahçeli de Arınç’a “ahmak” dedi ya durur mu Gökçek yeniden piyasaya çıkıp Arınç’a bir balyozda o indirdi.

Hani biraz demokrasiden, adaletten, hukuktan bilmem ne reformundan söz edildi ye birileri uyuz olup kaşınmaya başladı kaşındıkça da sağa sola saldırıldı da saldırıldı. Bir adam çıktı bu puslu ortamda üç jurnalci milletvekilinin jurnalciliğini halka açıklayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için teskerenin hemen meclise getirilmesini isteyecek kadar ileri gitti. Yanıt Kılıçdaroğlu tarafından gecikmedi geldi gelmesine de işi bu denli zıvanadan çıkarma anlayışının da prim yapıyor olması öyle sanıyorum ki çoklarının da gözünün açılmasına vesile oldu. Aman aman ne ağdalı sözler ne ağdalı sözler. Cumhur ittifakı cukka ittifakı değilmiş de, hele hele curcuna ittifakı hiç değilmiş de. Çukur ittifakı ve çuval ittifakı da olmadığı gibi çuvallamış ittifak hiç değilmiş. Yahu siz ne söylüyorsunuz, bu saydıklarınızın hepsi üstünüze öyle bir yakışmış ki bu söylediklerinizden birisini bile çıkarsanız cumhur ittifakı diye bir şey kalmaz ortada maazallah! Doğrusu bunları dinledikçe içimiz bulanıyor, yüreğimiz kalkıyor. Cukka yoksa şu beşlilere verilen ihalelerin sınır tanımaz kazançları da ne oluyor peki? Ülke varlıkları niye har vurulup harman savruluyor? Adam her ağzını açtığında niye dolar 50 kuruş birden artıyor da halkın bu artış yüzünden beli kırılıyor? Siz kime numara yapıyorsunuz, sizin bunca savurganlıklarınızı yoksa yapan bizler miyiz?

Çuval ittifakı mı dediniz Sayın Bahçeli? Aklımıza ne geldi biliyor musunuz, Amerikalıların Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde konuşan o günün Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök dememiş miydi bu bir münferit olay diye. Ya iktidar? Ya iktidarın başı Recep Tayyip Erdoğan, “Amerika’ya nota verecek misiniz” diye sorulduğunda, “ne notası müzik notası mı” dememiş miydi? Siz kiminle vatan, millet Sakaryacılık oynuyorsunuz eyy Bahçeli ha kiminle?

İnsanların karışmadığınız nesini bıraktınız? Kaç çocuk yapacağından tutun da nasıl bir yurttaş olmasına kadar karışmadığınız ne bıraktınız? İşçileri işinden atan, sendikasız bırakan, köylünün tarlasını haciz ettiren bir iktidar olarak geçmediniz mi tarihe? Şimdi konuşuyorsunuz. Bir yanınızda tosuncuklarınız diğer yanınızda ülkücü mafya ülküdaşlarınız.

Ama gördüğünüz gibi gerçekler direngen. Bağırtınızla, cayırtınızla kimseyi korkutamıyorsunuz geçti o günler Sayın Bahçeli geçti. Bülent Arınç’a “siyaset eskisi demişsiniz ya sahi siz neyin eskisisiniz? Öyle ya sizin de girmediğiniz boya kalmadı. O kadar ki üstünüzden dökülen boyaların bile farkında değilsiniz.

Cumhur ittifakını tanımlamak için şu sözleri kullanan CUKKA - CURCUNA - ÇUVAL - ÇUKUR sözleri ile Bahçeli ne demek istedi hiç akıl yordunuz mu?

Ama işin garip yanı nedir biliyor musunuz, bu kadar yamuğunuza karşın yine de size bu fırsatların verilmiş olması. Bunu iyi bilin de yarın bir başka boya ile karşımıza çıkmaya kalkışmayın…