ÇIPLAK ARAMA ve İNSAN ONURU

Yazan: Turgut Koçak 25 Aralık 2020

Cezaevlerinde çıplak arama ile ilgili olarak yoğun bir tartışma başlamış durumda. Bu konuda yaşamlarının merkezine asla iyiyi, güzeli, gerçek anlamında onuru almayanların tutum ve davranışlarına bakıyoruz da gerçekte bunların insan olabileceği aklımızın ucundan bile geçmiyor. Kadın AKP’li üstelik de Grup sözcüsü mü nedir bir görevi var. Kalkmış çıplak arama yapıldığına beni inandıramazsınız deyip kestirip atıyor. Aynı konuda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da bu konuda görüşlerini ortaya koyan HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu için hem terörist hem de Fetöcü diyerek suçlamalarda bulunuyor. Yani sizlerin de bildiği gibi gerçekte Fetöye bulaşmış herkes gibi Soylu da susturmanın bir yolu olarak Fetöcülüğü gördüğü için “Çıplak arama var” dediği için aklına geleni saydırıyor Gergerlioğlu’na.

Konu ile ilgili CHP Milletvekili Tuncay Özkan söz alıp gayet yumuşak bir üslupla kendisinin aynı aramayı yaşadığını söylemesi de mecliste bulunan AKP ve MHP’lilerin kılının bile kıpırdamasını sağlayamıyor niyeyse. Çünkü bu çevreler kendilerini devlet yerine koydukları, halkı da devletin ya da kendilerinin tebaası saydıkları için konuyu zaten olağan olarak içselleştirmişler.

Bu ülkede çırılçıplak arama her dönem hem de arlanmaz utanmaz bir şekilde yapılmıştır şimdi de yapılmaktadır. Bu konuyu gündeme getirenlere karşı iktidarın ve iktidar yandaşlarının şimdiye kadar olağan davrandıklarına hiç tanık olmadık niyeyse. Hiçbir İçişleri Bakanı ya da ne bileyim Adalet Bakanı çıkıp da madem bu iddialar var çıkıp araştıracağız bile demedikleri gibi aksine saldırgan bir tutum takınıp bu konuyu gündeme getirenlere demediklerini bırakmadılar, şimdi de beş tabak fazlasını yapıyorlar. Demedikleri bir şey kalmıyor.

Daldayız yıl 1985. İfadeler bitmiş, Mamak’a gönderileceğimiz için TRT televizyon çekim ekibi göndermiş 6. Katta mı 7. Katta mı bilmiyorum bir masa hazırlanmış. Masanın üstüne yayınlar, 1 daktilo, bir de tabanca konulmuş. Biz TSİP’liler ve başka bir gruptan arkadaşlar da sıraya dizilmişiz çekim için masanın arkasına geçeceğiz. Önce başka gruptan arkadaşlara geçti. Hepsi yüzlerini ceket, kazak ne varsa kapatıp öyle geçtiler. Sıra bize gelince, arkadaşlara dedim ki; “Haklı olan biziz, gerçek suçlular bizi buraya getirenlerdir. Kimse yüzünü kapatmayacak çünkü utanılacak hiçbir suç işlemedik. Kaldı ki bunlar günlerce bizleri çırılçıplak soymuşlar bizim bir çekincemiz olamaz bu yüzden de asla kimse yüzünü saklamasın. Utanılacak bir şey varsa aha burada bu görevi yapmaya çalışanlardır” dedim, oradan birisi şöyle seslendi; “Haydi, şefinizin dediğini yapın…”

Çırılçıplak arama yapıldığına dair pek çok kimse böyle bir uygulamayı kesinlikle yaşamıştır. Aynı durum cezaevlerinde de olmuştur. Örneğin yine kendimizden örnek verirsek; Bizler Ulucanlardan Eskişehir Özel Tip cezaevine gönderildik. Hemen her gruptan arkadaşlar vardı içlerinden hangisi çırılçıplak soyundurulmadıysa çıkıp bir tanesi söylesin söyleyebilirse ki yıl 1987’dir. Elbette dönem dönem bu tür aramalar hafiflemiştir fakat asla son bulmamıştır asla.

Dolayısıyla bugün bu konu gündeme gelmişse ve de tartışılıyorsa kim gargaraya getirmek istiyorsa şurası bilinsin ki o kimseler insanlık onuru ile bağdaşmayacak uygulamaların sorumlusudur yoksa bir yerde kötü muamele yapılmışsa kim niye gocunur değil mi? Sonuçta bu uygulamalar münferit bir uygulama ise onun da sorumluları bulunup çıkarılır ve kimse de kimseyi suçlamaz olur biter. Ancak bu uygulamalar öyle münferit falan değildir. Basbayağı sistematik hale gelmiş uygulamalar olup bu uygulamaların da nasıl ve niçin yapıldığını bütün yöneticiler bilir.

Şimdi Süleyman Soylu çıkmış konuyu kapatmak ve üzerine gidilmesinin önünü kesmek için Gergerlioğlu’na Terörist ve Fetöcü diyor. Sizce Soylu neden bu denli kendisini pat diye ortaya atmıştır da ağzına ne gelirse söyleyebilme hakkını kendinde görmektedir?

Şurası anlaşılmıştır ki sistem bu tür uygulamalardan hiçbir dönem vazgeçmiş değildir. Bu uygulamaları alışkanlık haline getirenler bile demiyorum sistematik bir şekilde uygulayanlar niçin uyguladıklarını iyi bilmektedirler ve suçludurlar. Bu uygulamaya maruz kalanlara ise bir çift sözüm var. Kimse karşılaştıkları utanç verici muameleler sonucu ağır travmalar yaşamamalı, aksine kimliğini kişiliğini daha da bir sağlamlaştırmalıdır ki yenilenler hep zalimler olsun.

Biz bu zalimleri tanıyoruz.

Nasıl olsa bir gün gelecek kamuoyu da tanıyacak, bilecek ve hesabını da hep birlikte soracağız.