ÇIĞIRINDAN ÇIKANLAR

Yazan: Turgut Koçak 11 Eylül 2015

Çığırından çıkanlar dediysem siz bu sözlerimi çığırından çıkan sağcılar diye anlayın. Hoş, bu sağcı milleti ne zaman çığırındaydı ki, yanına bir de çıkanlar sözcüğünü ekliyorum bilemedim. Sağcılar asla eşitlik ve adaletten yana değillerdir. Onlara göre kim ki eşitlik ve adaleti savunmuştur komünisttir. Kim ki hak ve özgürlüklerden söz etmektedir, tartışmaya bile gerek yok komünistin en âlâsıdır. Hele hele emperyalizme karşı çıkıyor, bağımsızlıktan mı söz ediyor komünist oğlu komünisttir. Gerçi haksız da değiller hani? Bu söylediklerimi komünistler değil de sağcılar savunacak değil ya elbette komünistler savunacaklardır.

Sağcılara; “nerede kaldı bağımsızlığımız dediniz onların sözü hazırdır. Artık dünyada bağımsızlık söz konusu değildir, bütün ülkeler şu ya da bu şekilde birbirine muhtaçtır, yoksa siz dünya ile ilişkilerimizi mi kesmemizi istiyorsunuz derler. Bunların hiç mi hiç ilişkilerde eşitlik ve karşılıklı eşit yarar ölçüsünü düşünmek akıllarının ucuna bile gelmez. Adalet -eşitlik karşısında da diyecekleri hazırdır. Allah beş parmağın beşini bir yaratmamıştır ki adalet ve eşitlik söz konusu olsun. Tabi ki de bir ülkede zengin de yoksul da olacak ki, işleri yapan birileri olsun, yoksa kim çalışır ki? Sizi tartışmada yenilgiye uğratmak için hemen Allah’ı yanlarına alıverirler. Daha da ileri mi gittiniz o zaman da dinsiz-imansız ilan edilip linçe uğratılırsınız. Sanırsınız ki Allah da bunların hırsızlığına ortaktır. Dengeyi bu şekilde kuran da Allah’tır. Tabi iş böyle olunca da akan sular durur, onca gayretiniz ve namuslu ve yürekli oluşunuz bir işe yaramaz hale getirilir.

Bu sağcı milletinin ne vatan ne de millet umurunda bile değildir ama her sıkıştıklarında kullandıkları en önemli silah vatan ve millettir. Sağcı milleti için vatan da millet de çek defteri, içi para dolu kasalar, fabrikalar, büyük iş merkezleridir ama söze gelince bir vatansever bir milletsever kesilirler ki ellerine su dökemezsiniz. Biraz gerçekleri görür hale geldiniz uyanmaya mı başladınız gırtlağınıza kadar vatan-millet palavrasıyla şişirilirsiniz. Bakın yıllardır ülkemizde anaların gözyaşı dindirilmiş değil. Sağcı iktidarlar; iktidarlarını sağlamlaştırmak için terör olaylarını gerekli bile görürler. Hem üstelik her sıkıştıklarında bu tür olayları bahane ederek ne güzel sizleri de tepe tepe kullanırlar ki, bunların yavuz hırsızlıklarına değmeyin gitsin.

AKP 13 yıldır iktidardadır. Üstelik “çözüm süreci” adı altında olayların bu noktaya gelişinin de bir numaralı sorumlusudur. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olamayınca süreç müreç takmayıp savaşı başlatıverdi. Kısa süre içinde onlarca asker ve polislerimiz canlarından oldu. Bu durumu bahane ederek olayların daha da tırmanması ve içsavaş boyutuna çıkması için iktidar düğmeye bastı bile. Birçok insanımız gerçek anlamda duyduğu tepkiyi dile getirmek için sokağa çıkarken özellikle de iktidar güdümlü Osmanlı Ocakları adı verilen güruhla iktidar sokaklarda boy gösterdi. Bu kesimler tam da sokağa kendi kimlikleriyle değil de birilerinin kimliğini öne çıkaran tarzda eylemler koyup HDP binalarını, Kürt yurttaşlarımıza ait işyerlerini ve Doğu ve Güneydoğu illerimize giden otobüsleri yakıp yıkıp tahrip ettiler. Yine AKP’liler milletvekilleri Abdürrahim Boynukalın önderliğinde Hürriyet Gazetesini basın tahrip ettiler. Bu kişi orada yaptığı konuşmada Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek; “Seçimleri kazanamasak da seni başkan yaptıracağız, seni başkan yaptıracağız, seni başkan yaptıracağız” diyerek höykürdü.

İş bu kadarla da değil tabi. PKK için gerekli hiçbir tedbiri almayan iktidar şimdi milliyetçi özellikle de MHP’nin oylarına göz diktiği için Doğu ve Güneydoğu illerimizin ve ilçelerimizin çoğunda adı konulmayan sıkıyönetim ilan etti.

Cizre’de 7-8 gündür süren sokağa çıkma yasağı kondu. İlçeye giriş çıkışlar yasak. Bu ilçede yaşamını yitirenlerin yaşadıkları acılara tanık oluyoruz ve AKP iktidarı bu acıları vatan kurtarma hamasi sözleriyle halka yutturmaya çalışıyor.

Bir iktidar ki, halk düşmanı politikalarıyla ülkeyi uçurumun eşiğine getirmiş, bir iktidar ki, içsavaşa zemin hazırlayan her türlü ortamın hazırlanmasına olanak hazırlamış, bütün bunlara karşın vatan kurtarıcılığına soyunarak ülkeyi değil de kendi koltuğunu kurtarmak için çabalıyor. İşte bu yüzden kışkırtılarak sokağa salınan lümpen takımı sokaklarda kan içmekten söz ederek sağa sola saldırıyor. AKP iktidarı da bu saldırganların sonuna kadar arkasında duruyor her nasılsa.

Ülkenin getirildiği tehlikeli nokta yok sayılıyor. Kardeşi kardeşe kırdırma politikasından medet umuluyor. Her namussuzluklarını gizlemek için dine-imana sığınılıyor. Adalet, eşitlik, hak ve özgürlükler, ülkenin bağımsızlığı da neymiş? Varsa yoksa sokaklara çıkıp Ya Allah Bismillah Allahüekber diye bağırmak yetiyor da artıyor bile. İşte karşınızda sağcı milleti. Bu sağcı milletinin de gerçekleri bunlar. Bu durumda komünistler ne kadar haklılar değil mi?

Unutmayalım; tarih herkesin alnının ortasına nedir ne değildir kazır.

Nasıl Nöronların tarihteki yakıp yıkmaları unutulmuyor konuşuluyorsa günümüzün Nöronlarının da yakıp yıkmaları ve kan dökmeleri de unutulmayacaktır.