CHP GENEL BAŞKANI

Yazan: Turgut Koçak 10 Ekim 2022

Şaşırmaya devam ediyoruz. AKP ve saray iktidarı iyice yıpranmışken ve de bu iktidarı ne türban ne de başörtüsü ile ilgili manevraların kurtarması olası değilken Kılıçdaroğlu helalleşme şu bu derken küt diye türban yasasını gündeme sokuverdi. Ortamı koklayan ve kolaylıkla çıkarına çevireceğini düşünen Erdoğan’sa kendisine gollük pas verildiğini golü atacağı yönünde sözler söyleyerek hemen Anayasa değişikliği için bir bahane bulmuş oldu ve bu değişiklik içine tıpkı geçmişte çıkarılan torba yasalarında olduğu gibi bazı maddeler de serpiştirerek getireceklerini ilan ediverdi.

İçinde yaşadığımız ortama baktığımız zaman böyle bir dönemde sansür yasaları getirilmişken biz günümüzü türban ve başörtüsü yasası ile geçirmeye başladık ve sansür yasası da meclisten birer ikişer geçirilmeye başlandı bile. Neyse Kılıçdaroğlu öyle gözüküyor ki bizi daha çok şaşırtacak gibi. Ortada fol yok yumurta yokken bir de baktık ki Kılıçdaroğlu’nun Amerika seyahati de gündeme geldi. Amerika’ya uçarken yanında götürdüğü gazetecilere konuştu ve yine türban ve başörtüsü yasasından, toplumu barıştırmaktan söz ettiği gibi Amerika gezisinin içeriği ile ilgili de bazı mesajlar verdi. Neymiş efendim, Türkiye katma değeri yüksek bir şeyler üretmeli ve ekonomisini düzeltmeliymiş. Bunun için de Amerika’ya gidişinin nedenlerinden birisi de teknoloji konusunda araştırmalar yapmakmış. Bu arada bazı çevrelerle de görüşecekmiş.

Ama söyleyelim; Kılıçdaroğlu Amerika gezisi ile ilgili ne söylerse söylesin hiçbiri kimsenin aklında kalmayacak sadece ve sadece bu gezi icazet almak biçiminde yorumlanacağı için teknoloji şu bu söylenenlerin hiçbirisi kimsenin dikkatini bile çekmeyecektir. Zaten kimsenin de katma değeri yüksek ürünler üretilmesi için Türkiye’ye yardımcı olmak gibi hiç kimsenin de bir derdi yoktur.

Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ve türban yasası için ikirciksiz destek koyanlara baktığımız zaman Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Abdullah Gül destek vermiş HDP içinden de meclise getirilsin destekleriz denmişti. Oysa bu yasa getirilirken CHP’lilerin bile haberi olmaması nasıl yorumlanmalı? Ya dönüp bize çekilen bir avuçlar muamelesi nasıl bir kabalığın sonucudur ki yangından mal kaçırır gibi davranılmaktadır? Birilerinin yığınlara şu olursa şu olacak gibisinden açıklamalarda bulunması için kaynakları kimlermiş, iktidarın davranışları ile ilgili hangi kaynaklardan ne gibi bilgi alınmış, bu bilgiler ne kadar vericidir ya da güven verir mi niye altı üstü aranmaz. Sadece toplumun evet demesi için birilerinin köylü kurnazlığının önüne geçilmesi için yapıldığı yolunda açıklamalar ne ifade eder? İçi iyi doldurulmamış, dünden bugüne cumhuriyet düşmanlığında başı çeken siyasilerin oyununa gelip bir helalleşme furyası başlatılması da neyin nesidir? Acaba kim mağdurdur? Yıllardır her türlü baskıya uğrayan biz komünistlerden devlet özür dilemeyecekse kimden özür dileyerek taşı gediğine koymuş olur? Aynı tas aynı hamam şeylerin yapıldığı bir çizgide yürünmesinin ülkeye getirisi var mıdır ya da olabilir mi?

Bu tür önerilerle 6’lı masada yer alanların elinin güçlendirileceği düşünülmüş olabilir de onca yanlışlıkları yapan ya da bilinçli olarak yapan dinci, gerici ve faşist çevrelerin tutumlarıyla öğretisel mücadele etmek niye Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının aklına gelmez? Gelmemişse eğer kim nasıl gericiliğin ve faşizmin önünü kesebilir? Ya da böyle yöntemlerle kesebilir mi? Ne oldu? Erdoğan yeni bir Anayasa teklifi ile geldi. İçine de “Aileyi koruma” adı altında neler yerleştirecek neler gelince göreceğiz. Ama şimdiden söyleyelim ki sağlamlaştırılmak istenen şey kesinlikle Dinci bir devlet anlayışının tam anlamıyla oturtulmasına yöneliktir o kadar. Bu durumda olacak olan şey nedir? Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak…

CHP’nin sağa dümen kırması, bu çevrelerden güç devşirileceğinin sanılmasıyla hız kazandı. Şimdi soruyoruz, size bu aklı kim veriyor? Dinci, gerici, faşist anlayışı bayrak edinmiş güçlerle ne yarışına giriyorsunuz? Girdiniz diyelim “yerli ve milli” olarak mı aşacaksınız size konulan engelleri de iktidar olacaksınız? Şu an ibretle seyrettiğimiz bir şey var. Tabanınıza sağ-sol bitti dediğinizde bitmiş mi olacak? Diyelim ki böyle iktidar olursanız ortadan sömürüyü mü, yoksa demokratik hak ve özgürlükleri açıkça çiğneyen kapitalizmin yapıp ettiklerini mi geriye çevireceksiniz? Öyle görünüyor ki bir kısım CHP’liler sizin propagandanıza inanmış görünüyor ama sonuç hiç de sizin dile getirdiğiniz gibi parlak olmayacak. Yani bu yöntemle yol alınacağını düşünenlerin faturayı yine emekçi kitlelere keseceği bu denli açıkken üstelik de iktidar olmanız bile zora sokulmuşken, yanına bir de Amerika’dan icazet almaya gitti Kılıçdaroğlu eleştirisini de sırtlayarak sonuç mu alacağınızı sandınız. Göreceksiniz kamuoyu bir süre de bu Amerika gezisi ile oyalanacak ve gerçek Amerikancılar yıpranmışlıklarını sayenizde imaj düzeltmesine giderek toplumu bir kez daha kandırmaya çalışacaklar ve de işin kötüsü bunu sizden daha etkili bir şekilde anlatacaklardır Türkiye toplumuna. Neden derseniz Türkiye toplumunda sizin düşündüğünüzden de kökleri derindedir Amerikan karşıtlığının. Siz altında kalırken onlar yeniden suyun üstüne çıkmış olacaklardır.

Hani diyorsunuz ya etnik ve inanç üzerinden politika yapmayacağız. Yapmayın bizce güzel de olur ancak şunu hiç aklınızdan çıkarmayın ki açtığınız yol mayın tarlası. Bu mayın tarlasında bir kez daha inanç ve etnik köken üzerinden siyaset yapması için AKP ve MHP gibi dinci, gerici ve faşist çevrelere fırsat vermiş oldunuz. Tersini söylüyorsanız önümüzdeki gelişleri yakından izleyin derim size…

Bu yüzden burada bir kez daha söylemek isterim ki inançlar ve etnik köken üzerinden politika yapmamayı ilke edinen bir tek sosyalistler vardır, başka politik çizgiler bu konuda en oportünist yolları denemekten dün çekinmedikleri gibi bundan sonra da çekinmeyeceklerdir. Bu yüzden de halkımıza çağrımız şudur; eğer din ve vicdan özgürlüğü istiyorsanız, eğer bir etnik kökenin diğerleri üzerinde baskı kurmasından yana değilseniz ve bu yüzden acı çekiyorsanız yeriniz sosyalistlerin yani partimiz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin yeridir.

Bir kez daha söylemiş olalım da…