Yazan: Turgut Koçak 27 Kasım 2021
İnsanları uyduruk davalar açarak içeri atmak ve de onca zamandır insanları özgürlüğünden yoksun hale getirmek sizce yargıyı bu hale getirenlere nasıl duygular yaşatıyor olabilir? Sonra Çarşı, Gezi derken bir de casusluk davası düzmecesiyle Kavala onca zamandır niye içerde tutuluyor dersiniz? Ya da Selahattin Demirtaş şimdi niye içerdedir acaba?
Bir iktidar düşünün ki hukuk mukuk taktığı yok. Kendi çıkardığı yasaları ve de yapıp onaylattığı Anayasa’yı bile takmıyor ama her sıkışıklığında benzer yöntemlere başvurarak cahiliye döneminde yaşayanların ayranını kabartarak iktidarda kalmak uğruna ha bire olmadık işlere başvurarak Çarşı tutmadı mı al sana Gezi o da mı tutmadı al sana casusluk suçlaması diyerek acaba ne yapmaya çalışıyor dersiniz? Benzer suçlamalarla alınan bazı kimseler niye bırakıldı da Kavala için uyduruk suçlamalar Kavala’yı içerde tutmak için bir maddi kanıtmış gibi topluma sunulup duruluyor? Ya da Amerika, Almanya, İsrail yurttaşlarını alıp alıp götürürlerken bu iktidar hukuka müdahalesi nedeniyle hiç mi sıkıntı duymuyor bilmem ki?
Elbette bu casusluk kültürü yeni bir şey değil. Geçmişte solculuğa ve sosyalistliğe bulaşmış kim varsa peşin peşin Rus casusu sayılır, toplumun gözünden düşürülmek için her türlü ip cambazlığına başvurulurdu. Bu yüzden kimi sosyalistler hani az boz da çekmediler. Birçoğunun hayatı bile kaydırıldı. İş bu şekilde olunca bizim ülkemizde yabancıya alışık olunmadığı için hep yabancı biri görülse casus düşüncesiyle peşine düşüldü. Halktan kimseler durmadan ihbarlar yağdırdılar. Hele şu komünistler yok mu haklarında ne uydurma şeyler dolaşırdı halk arasında saymakla bitmez. Onların telsizleri vardı, bu telsizlerden durmadan Moskova’ya bilgi verir karşılığında da para alırlardı sözleri yok mu kimi yoksulların dikkatini çekerdi de onlar da adı solcuya çıkmış olanlara gelir bende bu işi yapmak istiyorum bana da ne kadar para verirler diye soranların sayısı hiç de az değildi. Benim bile böylelerini kaç kez kovmuşluğum vardır.
Halk arasında cozutmak diye bir söz vardır. İşte bu söz tam da AKP ve saray iktidarına cuk diye oturmuş durumda. Şimdi oturup onca casusluk davalarını sayacak değiliz de demek ki bir iktidar cozutunca böyle oluyormuş ne diyelim. Deva Partisi Kurucular Kurulu Metin Gürcan’a gelmiş sıra. Metin Gürcan duyduk ki “siyasi casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınmış. Düşündük taşındık da bu iktidar ya casusluğu o kadar önemsemiyor çünkü kendileri casus ya da gerçekten bambaşka bir dünyada yaşıyorlar. Eee ne yapmış diyeceğim de Metin Gürcan, demeye ne gerek var, bu güne kadar casusluktan yargılananlara baktığımız zaman zaten bir düşünce sahibi oluyoruz hani. Kimler casus suçlaması ile yargılanmadı ki Metin Gürcan’ın suçlanmasına şaşıralım. Can Dündar, Müyesser Yıldız, Kavala, Deniz Yücel ve şu adını unuttuğum Amerikalı alıp götürülen papaz…
Bu suçlamalar sonucu doğrudan Erdoğan tarafından söylenen sözler aklımıza geliyor da inanın ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Erdoğan, ben oldukça bunlar çıkamaz dediğinde ohooo çekmiştik de çektiğimiz ohoolar boşa gitmedi. Ha şimdi Amerikalı papazın ismi aklıma geldi Ne oldu Rahip Brunson’a? Ne olacak uçup gitti. Reniz Yücel o da tabi. İsrailli Natali ve Mordi de son olarak kervana katıldı. Anladık ki bu işlerin hukukla mukukla pek ilgisi yok. Bir emir tamam.
Böyle olunca da Kavala’nın avukatının açıklamasına kim şaşırır ki? Ne diyor avukat; “Bu hukuki bir karar değil siyasi karar.” Yani, yanisi şu Erdoğan isterse tahliye edilebilecek istemezse edilmeyecek. Peki, ötekiler niye tahliye edildiler? Arkasında olan güçlere bakmak gerekir elbette. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin AİHM kararlarının uygulanması konusunda yaptırımı bir sonuç doğurur mu hem doğurur hem doğurmaz bilemiyorum.
Ama bir şey daha var. Dolar TL karşısında önlenemez bir yükselişe geçiyor ya Türkiye’de birkaç gün içinde yaşam iyice çekilmez hale geldi. Para olmayınca da doların yükselişi önlenecek gibi değil. Üstelik bu işler okumayla üfürmekle ve de dolar yakmayla da düzelemeyeceğine göre ne yaptı AKP ve saray iktidarı? Fetö darbesini finanse ettiği gerekçesiyle ŞEREFSİZ dediği BAE ile arayı pat düzeltmeye kalktı. Şimdi ülkeye gireceği söylenen 10 milyar dolar bekleniyor.
Karşılığında ne verildi sorusuna gelince bir önemi yok Katar’a ne verildiyse BAE’ye de aynı değerde bir şeyler olur biter. Hani bu yüzden iktidarın yumuşak karnını bizler iyi biliyoruz. Para varsa bunlar her şeyi yaparlar her şeyi.
Bir de MGK kararlarına giren ekonomi var. Bol casus uydurmalarının yanına bir de MGK kararlarına giren “ekonomik casusluğu” koyarlarsa var ya haydi konuş konuşabilirsen o zaman. Diyeceğim de biz ülkeyi batıran bu politikalara karşı konuşuruz arkadaş.
Yoksa susanlardan hiçbir farkımız olmaz.