CASUS!

Yazan: Turgut Koçak 16 Nisan 2014

Recep Tayyip Erdoğan’ın ne zaman önüne mikrofon uzaltılsa paralel yapı diye başlıyor, casus diye bitiriyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı şimdiye kadar gelmiş geçmiş bütün sistem iktidarları gibi çuvallamıştır. Ancak hiçbir iktidar Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı gibi çuvallamış değildir. Ülkemizde tek partili çok partili iktidarlar gelip geçti. Bu iktidarların hiçbiri ne paralel yapıdan söz etti ne de casuslardan. Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı ise kimseye nasip olmayan ilklere imza attı.

Bir Amerika operasyonu ile Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları Necmettin Erdoğan’ın dizi dibinden kaldırılarak onlara AKP kurdurtuldu. Koalisyon ortaklarından DSP, İsmail Cem’li, Kemal Derviş’li, Hüsamettin Özkan’lı bir grup çete tarafından operasyonla ikiye bölündü. Koalisyon hükümetinin devam etme şansı kalmadığı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de erken seçime gidilmesi yolunda Bursa’da yatığı açıklamadan sonra erken seçim kararı alındı ve AKP seçim sisteminin de adaletsizliği nedeniyle ezici bir çoğunlukla iktidara geldi.

AKP iktidarı daha iktidara gelir gelmez şimdiye kadar alışılmadık bir şekilde Amerikancı bir iktidar olarak dudak ısırtacak şekilde kendisini bütün dünyaya gösterdi. Irak’taki Amerikan işgalinin en gözükara savunucusu ve yardımcısı oldu. Bu iktidarın içinde yer alan hangi gruptan olurlarsa olsunlar bu konuda aralarında en küçük bir çatlak söz konusu olmadı. Sözümona Müslümandılar ama Amerika ve koalisyon ortaklarının Irak’taki katliamlarına göz yummakla kalmadılar övgüler düzerek Türkiye kamuoyunda şaşkınlıklar yarattılar. Bunların içinde AKP iktidarının son zamanlarına kadar Fethullahçılar etkin bir şekilde oldular. Bir başka deyişle Fethullahçılarla Recep Tayyip Erdoğan koalisyon gibi bile değildi, aksine her konuda anlaşmış ve kaynaşmış durumdaydılar. AKP iktidarının bugüne kadar ne kadar olumsuzluğu varsa Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullahçılar en küçük bir düşün ayrılığı olmaksızın birlikte gerçekleştirdiler. Yani AKP iktidarı bir bütün olarak Amerikancı ve İsrail yanlısıydı. Kimi İsrail karşıtı görünüm sergilenmesi ise bir görüntüden öte bir şey değildi. Bugün Suriye’nin başına çorap örenler de aynı yapının insanlarıydılar. Öyle olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan Savcı Öz’e niye zırhlı aracını versindi.

Ne demişler gemi batarken gemiyi erkedenler çok olur. AKP her ne kadar kuyruğu dik tutuyorsa da aslında pili bitmiş bir iktidar olarak ve zorbalığa başvurarak iktidarını sürdürmek isteyen bir konuma geldi.

Sonra bu iktidara karşı doğruluğu asla tartışılmayacak kadan kesinlik taşıyan operasyonlar geldi. Bu operasyonlarla birlikte Recep Tayyip ve bakanlarının ipliği pazara çıkmış deyim yerindeyse ne menem bir şey oldukları açıkça belli olmuştu. Recep Tayyip Erdoğan eğer geri adım atarsa hem yıkılıp gidecek hem de olup bitenlerin hesabını verecekti. O da kendi iktidarının bir parçası olan Fethullahçıları “Paralel yapı” ve “Casus” ilan edip düştüğü kuyudan çıkmaya çalıştı. Bu andan itibaren “Paralel yapı"nın inine girilecek, casuslara yaptıklarının hesabı sorulacaktı. Çünkü bu iktidarla birlikte Türkiye’nin ne kadar gizilisi saklısı varsa hepsi özellikle CIA başta olmak üzere yabancı istihbarat kuruluşlarının elindeydi. Recep Tayyip Erdoğan’a göre bu bilgileri birileri sızdırmış olmalıydı ki, bu bilgiler yabancıların elindeydi. Oysa Recep Tayyip Erdoğan’ın yabancılarla fütursuzca girdiği ilişkiler bu sızmada hiç mi hiç aklına gelmiyordu. Daha doğrusu ABD ile Recep Tayyip Erdoğan’ın saklısı gizilisi mi olurdu, kapılar Amerika’ya açılmıştı da açılmıştı.

Orduya kurulan “casusluk davası” kumpasıyla deniz kuvvetlerinin işi bitirildi. Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’deki ipten kazıktan kurtulma terör örgütlerine Türkiye’den gönderilen silahlara operasyon mu çekildi, bu operasyonda asker, polis, savcı kim varsa “paralel yapı"nın adamlarıydı ve casus oldukları da kesindi. Adana’da tutuklanan asker ve polisler serbest bırakıldılar ya muhterem verip veriştiriyor, “paralel yapının emriyle salıverildiler” diye. Ya peki soralım 17 Aralık operasyonunda tutuklananları salıverenler hangi yapıdandır acaba?

Ama bizim aklımızı karıştırdı bu Recep Tayyip Erdoğan muhteremi.

Niye derseniz bir ülkede yabancılara casusluk edecek bunca insan varsa ki öyle söylüyor muhterem o ülkede işin çivisi çıkmış demektir ki, tonlarca deterjan harcasanız inanın bu pislik zor temizlenir.

Bir de niye bu dinci imancı kesimlerin arasından bu kadar çok casus çıkıyor ki, hiç akıl yorup düşündünüz mü?

Söyleyelim; herkes Recep Tayyip Erdoğan’ı iyi izlemeli ve casusluk aşamasına gelmişleri ve de potansiyel casus olabilecekleri görmelidirler.