Yazan: Turgut Koçak 13 Eylül 2021
11 Eylül günü İdlib’de TSK konvoyuna bombalı bir saldırı düzenlendi. Bu saldırıda yaşamını yitiren askerimizin sayısı ise 3 oldu. Konu ile ilgili bir açıklama MSB tarafında yapıldı fakat bu saldırı kim ya da kimler tarafından yapıldığı konusunda hiçbir açıklama gelmedi. Oysa öğrenildiği kadarıyla bu saldırının IŞİD’ın türevi örgütler tarafından yapıldığı biliniyor fakat bu konuda açıklama yapmaktan her nedense özenle kaçınılıyor.
Oysa Kuzey Irak’ta sürdürülen operasyon sonrası bir askerimizin yaşamını yitirmesinin arkasından TSK hiç ama hiç zaman yitirmeksizin bu saldırının failini açıklarken her niyeyse İdlib’deki saldırının failleri hakkında hiç bilgi verilmek istenmiyor.
Daha önce de İslami radikal gruplarca yapılan saldırılarda askerlerimiz yaşamlarını yitirdiler. Bu gerçekler bilindiği halde orada bulunan TSK güçleri bölgede radikallere yönelik bir temizlik hareketi falan gerçekleştirmediği gibi Suriye’nin yapacağı operasyonların da önünde bir engel işlevi görüyor. Konu ile ilgili Rusya’nın uyarılarının da olduğu biliniyor. Bu uyarılara karşın Türkiye’nin herhangi bir adım atmadığını da bizzat Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptı.
Rusya konuyu açıkça dile getirdi ve Türkiye’nin burada bulunması konusunu İslami terör örgütlerinin temizlenmesi olduğu halde hiçbir şey yapmadığını bu nedenle de BM kararlarına bağlı olarak Rusya ile varılan anlaşmaya da uymadığını böylelikle söylemiş oluyor. Oluyor da İslami terör örgütlerince de askerlerimize yönelik saldırılar devam ediyor. Askerlerimiz yaşamlarını yitirdikleri halde TSK’nın ve AKP iktidarının aldırmazlığı ise doğrusu anlaşılır gibi değil.
BM İdlib’i Afganistan’dan bile İslami terör örgütlerinin bulunması açısından önemli sayıyor. Burada Türkiye’nin bulunması hesabıyla da küçük bir El Kaide Devleti’nin varlığına değinilerek bu konuda Türkiye’nin ses etmediğine değiniliyor. Hani bu gerçekler tüm dünya tarafından bilinirken konu ile ilgili olarak Türkiye kamuoyunun bilgilendirilmemiş olması gerçekten de bizleri ciddi olarak düşündürüyor.
Bugün İslami terör örgütleri kendilerini İdlib’de var ediyor. El Kaide’si, El Nusra’sı, Heyet Tahrir El Şam’ı hepsi şimdilerde (HTŞ) olarak bilinse de bütün bu saydığımız örgütlerin varlığı da bilinmeyen bir şey değil. Türkiye bu haliyle bu işin sürgit devamından yana bir politika izliyor. Ancak Türkiye’ye bu örgütlerin varlığı da görüldüğü gibi çok ama çok pahalıya mal oluyor.
İdlib’de saldırıyı üslenen örgütün adı Seriyet Ensar Ebu Bekir Es Sıddık isimli grupmuş. Ancak kimse bu isimlere bakıp da yanılgıya düşmesin. Bu örgütlerin hepsinin ana gövdesi IŞİD. Bu yapılar zaman zaman birbirinden kopan ve bir diğerine geçiş yapan ya da yeniden birleşen terör örgütleri. Bu yüzden de AKP ve saray iktidarı ve TSK gerçeğe bir türlü doğru tanı koymuyor ve halkımızı bu konularla ilgili olarak bilgilendirmiyor. Çünkü öyle görünüyor ki ortada zaman zaman ortaklaşan görüşler söz konusu olmalı ki bu anlayış bu şekilde devam ettiriliyor.
İsmini ilk kez 2018 yılında duyduğumuz örgüt Seriyet Ensar Ebu Bekir Es Sıddık örgütü. Bu örgüt şimdiye kadar 11 kez TSK’ya saldırı düzenlemiş. 2020’de Cisr el Suğur yakınlarında Salah el-Zuhur köyüne gerçekleştirmiş. Bu TSK üssüne yapılan intihar eyleminde ölen yok. Ancak bu örgüt sadece ve sadece hedefine Türkiye’yi koymuş durumda.
Türkiye’nin Suriye operasyonu daha çok su götürür bir operasyon fakat bu operasyon sonrası buraların Türkiye için “bataklık” olduğu uyarısı da yapılmadı değil hani.
Şimdi bu uyarılara karşın aldırmaz görünen iktidarın politikaları yüzünden namlular Türkiye’ye çevrilmiş durumda yakında neler yaşanacak hep birlikte yaşayıp göreceğiz…