Yazan: Turgut Koçak 22 Aralık 2022
Ülkede iyiye giden tek bir şey yok. Ancak bu kötü gidişin sorumluları da yok. İktidara kalırsa sorumluları kendi dışında herkes. Çünkü ülkeyi yönetenler sanki başkalarıymış gibi davranılıyor. Biliyorsunuz geçen yıl 20 Aralık 2021’de dolar tepetakla aşağı düşürüldü ve 11 liraya kadar geriledi. Sonra başladı yavaş yavaş tırmanmaya ve bir yıl içinde de dolar gelip geri 18.60’ları geçiverdi. Yani geçen yılın inen gecesinde Merkez Bankasının arka kapısından kimileri malı alıp götürdü ve Merkez Bankası’nın kasası tamtakır kuru bakır hale geldi. Nebati’nin gözleri ışıldadı. Sonraları ise eline verilen bir kağıtla kendisinin de doğru dürüst okuyamadığı anlaşılmaz sözlerle feleği bir güzel şaştı. Ona herkes gülerken o da yüzünden gülümsemeyi hiç mi hiç eksik etmedi. Ülke tek kişinin yönetimindeydi zaten o da kendisine oy verilmesini istemiş ekonomiyi nasıl uçuracağının sözünü vermişti vermesine de değil ekonominin uçması her şey virane oldu yıkıldı. Yani sözler hiç mi hiç tutulmadı. Önümüzde seçimler vardı şu EYT’lilere de bir şeyler verilmesi gerekirdi ama sırtında küfe olduğunu söyleyen Erdoğan’ın sözleriyle birlikte EYT’lilerin yeni yıl umutları da böylece suya düştü.
Bugünlerde kitabına uydurmak için asgari ücret komisyonu toplanıp dağıldı. Rakamlar dile getirildi. Ama iktidar yetkilisi Çalışma Bakanı’nın bile ağzını bıçak açmadı. 7500-8000 TL arasında rakamlar dolaşıyordu ki Türk-İş 9000 TL’den aşağı olursa masadan kalkar imza atmayız deyince karar merci olan Erdoğan sözü yapıştırdı. Herkes bir şeyler konuşuyor ama bizim sırtımızda küfe var anlamında bir şeyler söyleyip geçti umutlananların da böylece umudu sönmüş oldu.
Herkes der alınmasından söz etti. Kapitalist soygun düzeninin yöneticileri neyin dersini alacaklardı da düzelteceklerdi acaba bunca kötü giden şeyi. Gerçekler iyi niyetle değiştirilebilir miydi? Haydi değiştirilebilirdi diye düşünülse bile bu iktidar bu zihniyetle neyi, nasıl ve niçin düzeltecekti? Bunca yük, bunca çalıp çırpma, bunca halkın olanaklarına çökme alenen yaşanırken birilerinin eli yağda balda birileri yokluk ve yoksullukla savaşırken, ülke varlıkları bir avuç sermayedara ve yabancılara peşkeş çekilirken kim şapkadan tavşan çıkarıp da sorunları çözdük diyebilirdi?
Ya hak ve özgürlüklerin çiğnenmesine ne buyrulur? Yargı bağımsız değilken önüne gelene ceza verir hak ihlalleri yapılırken, kimse sokakta hak arayamaz, arayanlar da polis şiddetiyle engellenirken AHİM, AYM kararları iktidarca hiçe sayılırken, Yurttaş başını sokacağı bir ev bulamaz, ısınamaz aydınlanamazken İktidarın bunları görmezden gelmesinden doğal ne olabilir? Çünkü iktidar saraylarda yaşıyor, halksa yerlerde sürünüyor halkın ne yaşadığının bunlar nasıl farkında olabilir? Bir yanda kuru ekmeği bulamayanlar bir yanda da bu gerçeğe gözlerini kapatanlar ülkenin insanlarının neler yaşadıklarını görebilirler mi?
Artık yazmaktan gına geldi. Yazdık çizdin ne oldu? Kapitalizmi hedef gösterdik, bu sözlerimizi bin kez yineledik de ne oldu? Hoca yine bildiğini okuyor yine bildiğini okuyor. Dönüp bakınca geçmişe geçmişte de aynı şeyler yaşandı. Bir avuç vurguncu dünyalık içinde yüzerken halk canından bezdi, yaşamaktan bunaldı. Yaşadıklarından illallah edenler sokaklarda ağlaya ağlaya habercilere açıklamalarda bulunurken sokakta AKP’nin kefen giyicileri muhabirlere saldırdı. Zam yapma şampiyonluğu kimseye kaptırılmaz gelecek zamlarla şu verileceği söylenen maaş artışları daha şimdiden erimişken kim bize neyi anlatıyor kim?
RTÜK Ali kıran baş kesen kesilmiş. Televizyonlarda Tele1’e Halk TV’ye, FOX’a, Flach TV’ye, KRT’ye İktidarın işine gelmeyen her habere ya da programa için ceza yağdırılıyor. Yani bir diktatörlükle yönetilir gibiyiz. Bir bakıma söylenildiği gibi bıçak kemiğe dayanmış. Neyin hesabını nasıl yapacağız? TÜİK verilerinde bile enflasyon yüzde 90’ları bulmuş.
Bozulmayan hiçbir şey yok. Bir lokantaya girip yemek yiyemezsin. Bir yere oturup çay içmeye kalksan cebindeki para ya yeter ya yetmez. Bu yüzden sokaklar öfkeli insanlardan geçilmiyor. Gençlerin önü kesilmiş, iş bulamıyor geleceğini başka ülkelerde arar olmuş. Umut var da gelecek karartılmış. Ancak yine de şunu iyi bilmeliyiz ki her zorluk aşılır. Gün gelir bu koşulları yaratanlar yapıp ettiklerinin bir hesabını vermekten yakalarını kurtaramazlar.
Evet, önümüzdeki seçimler birçoklarınca bir çıkış, bir umut gibi görülüyor. Görülüyor da iktidarın kurduğu oyunlar nasıl bozulacak? Kitlelerin gücü sokağa yansımıyorsa, kitleler anayasal haklarını arayamaz konuma getirilmişlerse iktidarı kim nasıl engelleyecek attığı hukuksuz adımlardan? Ama unutmayalım karanlığın en koyu olduğu an sabahın ucunu gösterdiği andır ki herkes de ayağını buna göre denk almalı. Söyleyelim:
“Ancak bu böyle gitmez Sömürü devam etmez”