Yazan: Turgut Koçak 28 Ocak 2014
Bülent Arınç’ın numarası bir değil beş değil. Anımsıyorsanız bir zamanlar Arınç kendisine suikast yapılacağı savıyla oturduğu binanın yakınlarında ordu mensuplarına yönelik operasyon yaptırmaya kalkmış, arkasından da Mamak çevresinde bir askeri arabayı çevirttirerek arama yapılmasını sağlamıştı. Arınç’a suikast yapılacağına dair şişirme haberler bir süre devam etti ve sanki hiçbir şey olmamış gibi kapanıp gitti. AKP’lerin deyimi ile orduya “kumpas” kurulmasının bir parçasıydı ve görüldü ki, buradan iş çıkmayacak kumpasın yönü de başka yöne çevrildi.
Biliyorsunuz, Suriye sorununu görüşmek için Recep Tayyip Erdoğan Obama ile görüşmek üzere Amerika’ya gitmişti. Oysa Reyhanlı’da patlatılan iki bombalı araç sonrasında çok sayıda yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmış, çevre binalarda büyük hasar meydana gelmişti. Recep Tayyip Erdoğan Reyhanlı’ya gitmeyi değil, Amerika’ya giderek Obama ile görüşmeyi tercih etmişti. O görüşmede bir sürü söz kalabalığının dışında Erdoğan eli boş dönmüş, Suriye’ye yönelik operasyon yapılamayacağı anlaşılmıştı. Erdoğan’a gazeteciler Pensilvanya’da bulunan Hoca Efendi ile görüşüp görüşmeyeceğini sormuşlar o da, Hoca Efendi’nin hakkında iyi sözler etmekle yetinmiş, Arınç’sa bizzat görüşerek karşılıklı birbirlerini övgülere boğmuşlar, Arınç “Hoca Efendi"nin Recep Tayyip Erdoğan hakkında iyi sözler söylediğine işaret eden açıklamalar yapmıştı.
Bülen Arınç Devlet Bakanı aynı zamanda da hükümet sözcüsüydü. Elinde bulundurduğu yetkiye dayanarak Gezi Parkı gösterileri ve bazı konularda açıklama yapmış, yurdışından dönen Başbakan bu açıklamalara çok kızdığı için Bakanlar Kurulu toplantısında Arınç’ı bir güzel haşlamıştı. Söylendiğine göre Arınç bu tutuma çok kızmış, Bakanlar Kurulu toplantısını terketmiş hatta bakanlıktan ve AKP’den istifa etmişti de araya giren hatırlı kişiler ve Gül tarafından istifasını almak konusunda zor ikna edilmişti. Benzer bir durum bir kez daha yaşandı. Bu kez de Arınç, bizzat açıklama yaparak kendisinin görevini ve yerini anımsatan bir açıklama ile Başbakan’ın davranışını sözümona eleştirmişti.
Bülent Arınç son operasyonlarla ilgili olarak birdenbire tutum değiştirdi. Kendisini ortaya atarak Recep Tayyip Erdoğan’ın saflarında yer aldı. Operasyonları yapan emniyet görevlilerini, operasyona karar veren savcı ve yargıçları eleştirmeye başladı. Oysa bizler, Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen hesaplaşmasında Arınç’ın Hoca Efendi’den yana tavır koyacağını düşünüp beklerken tam tersi yönde gelişmeler devam etti. Artık Arınç her fırsatta Erdoğan’ın yanında yer alıyor, gelişmelerle ilgili anında açıklamalar yapmayı bir görev sayıyordu.
Bülen Arınç bu kez Bursa’da ortaya çıktı. Bursa’da AKP’lilere yaptığı konuşmada, son zamanlarda yaşananlara değiniyor, Hoca Efendi’yi kendi uslubu ile eleştiriyordu. Bülent Arınç, “Biz olmazsak sizde olmazsınız” diyerek Hoca Efendi’yi aklınca uyarıyor, sözü yağmurdan kaçarken doluya tutulmayın demeye getiriyordu. Ha bir de son zamanlarda Fethullahçılara karşı çok ağır konuşan Recep Tayyip Erdoğan’ın köpürmüşlüğünü Recep Tayyip Erdoğan’ın çok şey bildiğine bağlıyor ve diyor ki, “sizde onun bildiğini bilseniz hak verirsiniz.” Demek ki, artık saflar iyice belirginleşmiş. Arınç kendilerine biz diyor, Hoca Efendi yandaşlarını da siz olarak niteliyordu. Öyle ya AKP iktidardan düşerse hangi cemaat her yerde fink atabilirdi? Aslında Arınç’ın sözü çok açıktı. Türkiye cumhuriyetle yönetiliyordu, cumhuriyet de şıhlar, şeyhler ve meczuplar yönetimi değildi. Yani kendileri giderse devleti dinsel hasletlerle yönetmeye kalkanların da saltanatı son bulmuş olacaktı. Arınç’ın anlatmak istediği buydu.
Ha bir de Bülent Arınç Recep Tayyip Erdoğan’a kırıldığında basında onu öven yazılar ve konuşma yapanlar olmuştu.
Neymiş efendim, Bülent Arınç dürüst adammış, boğazından bir lokma haram geçmemişmiş, efediliği de cabasıymış.
Diyelim ki, öyledir.
Son zamanlarda ortaya dökülen onca vurgun, rüşvet, nüfus ticareti, mal mülk sahibi olma konusunu en az bizim kadar Arınç da bilmesine karşın nasıl olmuştur da seçimini Recep Tayyip Erdoğan’dan yana yapmıştır acaba?
Yoksa kendisine vahi mi inmiştir de Fethullahçılara “biz yoksak siz de yoksunuz” demek gereği duymuştur?
Ne dersiniz; Bülent Arınç gerçekten de denildiği gibi dürüst müymüş acaba?