Yazan: Turgut Koçak 20 Ekim 2021
Bir garip ülkeyiz vesselam. Erdoğan maaşını yüzde 14 arttırarak 100 bin TL’ye çıkarmış. Bu iş olur muydu olmaz mıydı, nasıl olurdu diye tartışmayacağız bile. Çünkü adam çıkarmış, olmuş da. Ancak bir şey var. Bu artırım mecliste onaylanmalıymış. Onaylanır mı, tartışılır mı hiç sanmıyorum. Muhalefet biraz işin üzerine gider, üstünde memleket bu haldeyken yönünden konuşmalar yapar sonra da AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla küt diye onaylanır geçer. Yani sizin anlayacağınız bu iş de meclisin hiçbir hükmü yoktur. AKP ve MHP milletvekilleri onaylamasınlar da bir görelim. Onaylarlar çünkü kurulan mekanizma da yazgı ortaklığı var. Hem bu işe niye kafa yoruyoruz ki? Sizin 100 bin diye söylediğiniz rakam ne ki? Bugün bu para ile adam gibi binilecek bir ota bile alınmıyor. Bu para ile bir oto alabilmesi için Sayın Erdoğan’ın kaç ay çalışması gerekiyor oturun bir düşünün. Şurdan çözer, burdan çözer diyorsanız onu zaten biliyoruz. Bir de bu işin üzeri şal örtülü örtülü ödeneği var tabi de adı üstünde örtülü ödenek. Bizim elimiz oraya kadar zaten uzanmaz ki bir şeyler yazıp çizelim size, sizler de bilgilenin.
Bugüne kadar iktidara bir eleştiri yapıldıysa iktidar 100 eleştiri yaparak eleştirenlere feleğini şaşırttı. Olmadı, mahkeme kapılarında süründürdü. Önemli olan ev sahibini bastırma değil mi? Bu iktidarın şimdiye kadar en iyi başardığı işlerden birisi bizce bu yöntem. Hani iş yapmıyor da değil. Bir sürü saftirik üstelik bu sözlere inanıp bir de bizim karşımıza çıkıp akıllarınca yanıt vermeye kalkmazlar mı? EEE bizler de insanız tepemiz atıyor ve de çiğneyip geçiyoruz böylelerini. Çünkü bizim aklımız var bilgimiz var dağda böcek toplamıyoruz şükür.
Hani ben oldum olası şu vakıflara gıcığımdır. Vakıf denildi mi aklıma hep örümcekli kafalar geliyor da şimdi şimdi anlıyorum meğer vakıf kurmak hırsızlığın en önemli aracıymış. Bugün iktidarı destekleyen vakıflara bir bakın maşallah hepsinin işleri tıkırında. Ceplerine giren paralarsa gıcır gıcır. İktidar çevrelerinin vakıflarına, derneklerine, cemaat ve tarikatlarına akıtılan parayı düşünüyoruz da çarpılacak gibi oluyoruz vallahi.
Adamlar çökmüşler malın üstüne, hesap soran yok, arayan soran yok. Üstelik de matah bir bilgileri varmış gibi Milli Eğitim’e de el atmazlar mı? Bazen kendi kendime sorarım, ne eğitimi verecekler acaba diye.
Valla aklıma hep yetmiş yıl gitsen altıncı semada oturan meleğin yüz genişliği gelir de gülmekten kendimi alamam bu nasıl bir ölçü diye. Yani ne denir minareyi çalan kılıfını uyduruyor işte özetle.
Bazen bu iktidar takımının bilgisizliğine kafamı taktığım gibi görgüsüzlüğüne de takıyorum hani. Zaman zaman da kendi kendime bu takma işini tartışırken acaba gıcıklığımdan mı yapıyorum diye de sormuyor değilim ama birader çekilecek gibi değil. Hayatta ne görgüsüzlükler, ne gösteriş meraklısı kimseler varmış. Adamlar gıcığına bindikleri arabaların önünde resim çekip çekin sosyal medyaya atıyorlar. Giyimleri özenti. Özellikle erkekleri tam olarak mafya filmlerinden çıkmışlar gibi giyiniyorlar. Allah’ın fukaralarına ders vermek için ne yollar deniyorlar ne yollar. Kimisi ne kadar önemli bir şahsiyet olduklarını göstermek için bakanlarla önemli adamlarla resimler çektirip çektirip paylaşı paylaşıveriyorlar. Sonra bir terslik olunca da kimse kimseyi tanımıyor. Öyle ya ne işi olur ki kendisine uyuşturucu partisi düzenleyen adamlarla bir bakanın ya da önemli bir devlet görevlisinin. Ama be arkadaş bizim insanımızın da maşallahı var. Öyle bir yaratıcılar ki inanın her birine madalya veresi geliyor. Ne diyelim ülkemiz insanı işte.
Bir şey daha var vallahi. Bu insanlar bu halleriyle yeme, içme, gezme, tozma yöntemlerini bir yana koysak bile yine de önemli insanlar. Bir şeyle karşılaşsalar hemen ortaya zıplayıp memura, polise; “sen benim kim olduğumu biliyor musun” çekip akan suları durdurmaları yok mu hayranım bu hallerine. Valla bu yöntemle adamlar işlerini de bir güzel yürütüyorlar. Varsın kendisine hakaret edildiğini düşünen bir polis kızımız intihar etsin ne önemi olabilir ki? Ya da bir komiser hakaretlere dayanamayıp kafasına bassın tetiği.
Dalga dubara işlerine alışmış bir millet olarak vakfına da, tarikatine, derneğine kadar ne varsa hepsine alıştık ancak demek ki bütün bunların da bir sonu gelirmiş. Yavaş yavaş foyaları ortaya çıkan AKP ve saray iktidarı tarafından ha bire yemlenip duran bu gibi kuruluşların da sonu geliyor sanırım. Öyle ya iktidarın 20 yıllık süresi az değil. Bu süre içinde AKP sadece kendisini bitirmiş olmayacak buna inanın. Ne kadar din tüccarı varsa, ne kadar vurguncu ve talancı varsa onları da bitirecek fakat yerlerini de yenisi alacağından hiç kuşkunuz olmasın.
Çünkü niye?
Kapitalizm bir pisliktir.
Bu pislikte de ancak böylesi bataklık gülleri biter.