BU NE PİŞKİNLİK?

Yazan: Turgut Koçak 26 Mayıs 2014

İptal edilen Yalova Belediye Başkanlığı seçimi bu pazar günü yapılacak. Seçim dolayısı ile dün Recep Tayyip Erdoğan Yalova’da bir miting gerçekleştirdi. Mitinge katılımın kalabalık ya da kalabalık olmamaması önemli değildi. Burada önemli olan Başbakan’ın sıkıntı dolu sözleriydi. Mitingte seslenen Erdoğan 17 Aralık operasyonuna atıfta bulunuyor ve sanki böyle bir operasyonun hiç ama hiç maddi temeli yokmuş da kendisi polisler tarafından hedef alınmış. Aradan da Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs geçmiş, üstelik de 30 Mart seçimleri de olmuş ve halk yine tercihini kendisinden yana koymuşmuş. Hakkında suçlamalar yapan polisler tuttukları tutanakta kendisinden utanmazca dönemin Başbakanı diye söz etmişlermiş. Oysa kendisi hâlâ başbakanmış.

17 Aralık operasyonu sonrasında ortaya çıkan tapeler ve maddi kanıtlara bakıldığı zaman bu konuda en az konuşacak kişi kesinlikle başbakanın kendisidir. Çünkü bakanlarının ayıpları örtülemeyecek denli orta yerde durmakta, Reza Zarrab ise onca kanıta karşın iktidar gücü ile yargının eli kolu bağlanarak dışarı çıkarılmış bulunmaktadır. Konu ile ilgili 4 bakan rüşvet almaktan tutun da adam kayırmaya kadar varan pek çok suçlamayla karşı karşıya kalmışlar haklarında fezleke mecliste görüşülmüş, bakanların birisi kendisini hiç savunmamış (sadece gözyaşı dökmüş) diğerleri ise savunma yerine ya sahte belge göstermek ya da başkalarına ağır hakaretlere varan suçlama yapmanın ötesinde dişe dokunur bir savunma da yapamamışlardır.

Gerçekler bu denli ortada iken ve de Başbakan’ın kendi konuşmaları bizzat tapelere düşmüşken, üstelik de 1 milyarın üstünde bir paranın sıfırlanması gerçekleştirilmiş, son 30 milyon Euro’nun ise ortalıktan çeşitli yöntemlerle çekilmiş olmasının konuşmaları varken Recep Tayyip Erdoğan Yalova’da kalkıp ayıplı konuşmasını inkar üzerine kurarak sürdürmeye devam etmektedir. Daha da önemlisi kendisine ve oğluna yönelik bu operasyonlara doğrudan müdahale ederek emniyet güçlerini, savcıları ve yargıyı çil yavrusu gibi dağıtıp yerlerine de operasyon sanıklarını serbest bırakacak kadar emir ve komuta ile hareket eden yargı mensupları atanmışken Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı konuyu gündeme getirip meydan okuma havasında olmasını gerçekten de anlamak olası değildir.

Gerçi konu Recep Tayyip Erdoğan olduktan sonra hiçbir şeye şaşırmamak gerekir gerekmesine ya, bununla birlikte insanın yine de bu denli cüretkarlığı aklı bir türlü almamaktadır.

Bu son seçimlere gelinceye kadar bu denli üzerine şaibe düşmüş seçim söz konusu olmamıştır. Bu seçimlerde birçok yerde seçimler AKP’nin isteği doğrultusunda iptal edilmiş ve seçimlerin yenilenmesi kararı alınmıştır. Yalova seçimlerini CHP’nin adayının kazandığı ortaya çıkmış olmasına karşın, AKP’nin yargı üzerindeki etkisi nedeniyle seçimler iptal edilmiştir. Öyle ki Ankar Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçları da Anayasa Mahkemesi’nin önündedir. Öğrendiğimize göre Anayasa Mahkemesi konu ile ilgili bazı evrakları başvuru sahibi Mansur Yaşvaş’tan istemiştir. Bu yüzden de 30 Mart seçimleri üzerine en fazla gölge düşen seçimler olmuştur.

1 Haziran seçimlerinde CHP’lilerin iddiasına göre bu seçimleri CHP yine kazanacaktır. Ancak aradaki fark çok büyük değildir. Bu yüzden de AKP iktidar olmanın gücüyle Yalova seçimlerini pekala belli bir sayıda oyu her türlü yönteme başvurarak kendisine kaydıracağı için kazanma olasalığı da söz konusudur. Dolayısı ile Yalova AKP tarafından kazanılsa bile gerçekte kazanılmış olmayacaktır. Çünkü AKP, burada iktidar olmanın avantajı ile oyları her türlü yöntemi kullanarak kendisine kaydırabilir. Zaten Recep Tayyip Erdoğan’ın Yalova mitinginde yaptığı konuşmaya baktığımız zaman başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün AKP’lilerin neler yapabileceklerini açıkça görmekteyiz.

Recep Tayyip Erdoğan bütün din alıp satanlarda olduğu gibi büyük bir pişkinlik içinde Yalova’da konuşmuştur. Neymiş efendim Recep Tayyip Erdoğan yerinde duruyormuş.

Söylüyoruz Recep Tayyip Erdoğan bundan böyle yerinde olağan koşullarda duramayacaktır.

Bu yüzden de Recep Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki koşulları olağanüstü koşullarda yerinde durmak olacağı için olağanüstü koşullarda da yerinde durmayı başaramayacak ve de kesinlikle hesap vermek zorunda kalacaktır.