Yazan: Turgut Koçak 12 Nisan 2021
Sabah Gazetesi’ndeki başlığa bir bakın!
“MUHALEFET GAVURUN KILICIYLA SARDIRIYOR”
Peki, bu sözü kim söylemiş?
Recep Tayyip Erdoğan.
Şimdi oturun bir düşünün, bu sözler hiç söylenecek söz mü? ‘Gavur’ sözcüğü ayrı bir alamet, bu sözcükle karalanmaya çalışılan en az ülkenin yarısından fazlası için söylenmiş bu suçlamamın yarattığı felaket ayrı bir alamet.
Bu denli ucuz bir politika anlayışıyla bir ülkenin yönetilebileceğini aklınız kesiyor mu? Kesiyorsa varın soğukkanlıca bir düşünün o zaman ki varacağınız sonuç sizi rahatlatıyorsa diyecek bir şey bulamıyoruz. Yok, rahatlatmıyorsa bu sözler nasıl olur da bu kadar kolay söylenir varın gerisini siz hesap edin eğer hesap kitap biliyorsanız? Bu yaklaşımın ülkede yaratabileceği bir gerilimin nelere mal olabileceğini söylemeye bile dilimiz varmıyor. Çünkü o kadar tehlikeli.
Neyse söylenmiş. Madem söylenmiş o zaman kalkıp bu suçlamaya ait defterleri biraz karıştıralım öyleyse. Bu suçlama ile kim ya da kimler hangi “gavur” denilen ülkelerin kılıcıyla iktidara saldırıyor bir bilelim isterim. Bizce durumun özeti şudur Avrupa ülkeleri ve ABD’yi kapsıyor. Öyleyse AKP iktidarının Ortadoğu politikasına bir dönüş yapalım istiyorsanız. Bildiğiniz gibi ABD ve Batı ülkeleri bölgeye demokrasi getirmek gibi bir işgal anlayışı ile kolları sıvamamış mıydı? Sıvadıktan sonra bölgede neler yaşandı anımsıyor musunuz?
Evet, yıllardır bölgede ağır iç savaş koşulları yaşanıyor ve bu dönemde kendisini ben BOP Eşbaşkanı’yım diye tanıtan kişi kimdi? Bu sözleri bizler doğrudan Erdoğan’ın ağzından işittik. İyi de böylesi bir görevin üstlenilmesi, Irak politikasından, Suriye politikasına kadar ağır sonuçların doğması sonucunda olup bitenlere neden olanlar sizce hangi ülkelerin yanında yer almıştı? Bu ülkeler Müslüman olmadıklarına göre inanışları Müslümanlara göre “Gavur” değil miydi? “Arap Baharı” sırasında AKP iktidarı bölgede nasıl bir rol üstlenmişti? Bu rolün sonuçları sizce ne oldu düşünebiliyor musunuz?
Madem öyle o zaman kılıç nasıl bir kılıçtır? Kim kimin kılıcını nasıl sallamaktadır bizim sormak hakkımız değil mi?
Bu tür suçlamalarla AKP tabanı partide tutulamaz ya haydi diyelim ki bizim dediğimiz gibi olmadı da tuttu. Sonrasında neler olur hiç mi düşünülmez? Ülkede bu denli ayrımcılık yapanların yarattığı çatlakları onarabilmenin olanağı var mı? İşte bizce bunlar çok önemlidir. Bu tür politikalar Türkiye’nin geleceğinin temeline dinamik koymakla aynı şeydir.
Hani muhalefet tabi ki de iktidarın yanlış gördüğü ekonomik, sosyal ve siyasal politikalarını eleştirme hakkına sahiptir. Bir iktidar düşünün ki bu tür eleştirilere karşı şunu söyleyebiliyorsa “arkadaş sen madem beni eleştiriyorsun eleştirdiğin için de “gavur’un” kılıcını sallıyorsun derse o zaman o ülkede muhalefet partilerine bir gerek var mıdır? İktidar ne diyorsa onu diyen, iktidarın politikalarını göklere çıkararak öven bir muhalefet isteniyorsa böyle bir muhalefete muhalefet denilebilir mi?
Denilemeyeceğine göre böylesi bir yaklaşım partileri baskılayarak kapatmakla farklı bir anlam taşır mı? Elbette taşımaz. İşte bu yüzden AKP Genel Başkanlığını yürüten, aynı zamanda da yürütmenin başındaki kişi sıfatını taşıyan bir kişi demek istiyordur ki kimse beni eleştiremez. Eleştirirse “MUHALEFET GAVURUN KILICIYLA SARDIRIYOR” suçlamasıyla ayrı bir yere konur ki bu suçlama ülke ve ülke yurttaşları için kabul edilecek bir yaklaşım değildir.
Bizler bu yaklaşımı da eleştiririz, iktidarın uyguladığı ekonomik politikaları da, sosyal ve siyasal yaklaşımlarını da.
Diyelim ki biz böyle davrandığımız için ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorsak orada da demokrasinin kırıntısından bile söz etmenin olasılığı yoktur.
Böyle bir rejimin adı da faşizmdir.
Bizlerin de faşizme karşı mücadele hakları vardır, kimse de bunu engelleyemez.