Yazan: Turgut Koçak 7 Şubat 2014
AKP iktidarının yolsuzlukları ayyuka çıktı. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, kara para aklama, yandaşlara çekilen peşkeşler, Arap dünyasının çağdışı yöneticileriyle al gülüm ver gülüm kazan kazandır işleri, ülke doğasını yok ederek her çayın önüne bir HES ve iç ve dış ortaklıklara para kazandırma, orman arazilerinin 2B arazileri haline getirilerek satışa çıkarılması köylülere zarar ettirmek, yabancılara toprak satışının akıl almaz boyutlara ulaşması, özelleştirme adı altında ülke varlıklarının yabancılara satılması, bankaların %70’inin yabancıların kontrolüne geçmesi, işçilere ve tüm çalışanlara zırnık koklatılmazken bir avuç haramzadenin kasalarına para dolması evet, hepsi hepsi AKP iktidarının döneminde yaşanmıştır.
Demokratik hak ve özgürlüklerin hiçe sayılması, oluşturulmuş sahte CD’lerle keyfi tutuklamalar yapılması, demokratik üniversite işleyişine son verilerek üniversitelerin AKP’nin çiftliği haline getirilmesi, eğitimin bilimsellikten uzak AKP’nin dünya görüşüne uygun olarak düzenlenmesi, imam hatip okullarının yaygınlaştırılıp okulların her birinin dini eğitim yapan okullar haline getirilmesi, bilimsel araştırmalar yapmakla yükümlü kurum ve kuruluşların iktidara hizmet eder hale getirilmeleri, basın üzerinde ağır baskılar kurularak basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması, yargı bağımsızlığının hiçe sayılarak iktidarın yönlendirimine geçmesi, sınavlara düşürülen gölge, KPSS sınavları ile ülkemiz gençlerinin emeklerinin heder edilip sınav kazananların bile atamalarının yapılmaması, vurgun, talan, yalan, karalama, hiçbir devlet memurunun yasal güvencesinin olmaması hepsi hepsi evet hepsi AKP iktidarı döneminde bir bir yaşama geçirildi.
Sonucunda AKP’nin ne kadar gizilisi saklısı varsa ortaya dökülmesi ile birlikte yaşadıklarımız gerçekten de dudak uçuklatacak düzeyde. Arka arkaya yapılan operasyonlar sonrasında bakanlar istifa etmek zorunda kaldı kalmasına ya, bu bakanlarla ilgili fezlekeler ve artı fezlekeler ne yazık ki, meclis kapısından geri döndü. Ayrıca bu fezlekeleri hazırlayan savcılarsa çoktan yerlerinden edilip onların yerine yenileri atandı. Öyle görünüyor ki, bu fezlekeler ya yeni savcılar tarafından değiştirilecek ya da fezelekeye gerek bile kalmayıp sorumlular bir bir kurtarılacak.
Şimdi soralım: Bu iktidar meşru mu?
El cevap: Meşru. Çünkü bu iktidar için tek meşru şey çalıp çırpmak, yiyip yutmak, vurgunlar vurup dolar harmaları oluşturmak.
Gelelim kendilerine ulusalcı diyenlerin hayallerine. Şu Ergenekon, Poyraz, Balyoz, Casusluk, Oda TV vb davaları ile ilgili sahte kanıtlar ortaya çıktı ya birden bire kimi ulusalcılar AKP iktidarından umut umar oldular. Yollara düşüp günlerce onu bunu ziyaret ederek içerdekilere sizi kurtardık, kurtarıyoruz umudu verdiler. İşin içine bir de ucu AKP’ye dokunan yargının durumu gündeme gelince umut çayırı daha da yeşerdi. Neymiş efendim Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılacakmış. Tutuklulukları 5 yılı geçen sanıklar tahliye edileceklermiş. Bir hummalı çalışma ki demeyin gitsin. Üstelik AKP “Paralel devlet” kurmak konusunda kanıt göstermeye çalıştığı Hoca Efendi yanlısı yargı mensuplarını hedef tahtasına koymadı mı? Koydu. Üstelik sözünü ettiğimiz davalarda tutuklamaları ve cezaları veren bu kişiler değil miydi? Evet, bu kişilerdi. İşte bu paralellik ortadan kaldırılacak, yargı doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’a bağlanacaktı. Sayın Erdoğan’da artık yürütmenin başı olarak yürütüp götürdüğü devlet yönetiminin yanına yargıyı da koymuş olacak, iktidar canı cennette bir ülke yöneterek vurgununu ve her anlamda diktatörlüğünü de tepe tepe uygulayacaktı.
Ancak düş içinde olan ulusalcıların düşü uzun sürmedi. Adalet Kapanı pardon Bakanı Bekir Bozdağ bir açıklama yaparak havalananların yelkenini indiriverdi. Dedi ki, Bozdağ; " bu düzenlemelerden Ergenekon vb davaların tutukluları yararlanamayacak." E peki kim yararlanacak öyleyse?
Bunu bilmeyecek ne var?
AKP’nin ne kadar götüreni varsa onlar yararlanıp aklanıp paklanacaklar bir güzel hacı yağı sürüp tutacaklar Haccın yolunu.
Bilmem anlaşıldı mı?