BU DEVRAN BÖYLE GİTMEZ!

Yazan: Turgut Koçak 29 Mart 2021

AKP ve saray iktidarı ile birlikte geçmişe öykünen, geçmişi sanki güllük gülistanlıkmış gibi göstermeye çalışan ve bu yönde düş gördürüp geçmişe geri dönülebileceği safsatasıyla kandırılan bir ülkeye dönüştük. Hani geçmiş dediysem o geçmiş elbette Cumhuriyet dönemi değil. Onların öykündürüp cennetmiş gibi gösterdikleri geçmiş Osmanlı dönemi.

Din insanları kurulu düzene uyar hale getirmek için bu ülkenin sağcı siyasetçilerince her daim silah olarak kullanıldı. Dünyada özellikle de ülkemizde sömürü düzeninin savunucuları her kötü gidişi geçmişi geride bırakan daha çağdaş bir yaşamı savunan insanlara sürekli olarak atılı suçlar icat edip durarak iz azdırdılar. Sanırsınız ki geçmişte insanlar aç da değillerdi, açıkta da, kimsenin zulüm gördüğü de yoktu, kimsenin hakkı hukuku da çiğnenmiyordu. Ama ne oldu bazıları çıktı geçmişi geride bıraktılar bunun sonucu olarak da şimdi cehennemi bir yaşam içindeyiz. Oysa az buçuk tarih bilenler geçmişte insanların nasıl analarından doğduklarına pişman edildiklerini harfiyen bilirler.

Sağ partiler tabi ki de dini referans yaparak çıkar sağlıyorlardı ama bugüne kadar bu konuda hiçbir sağcı iktidar AKP kadar bu konuda başarılı olmadı, olamadı. Şimdi AKP’nin tabanını oluşturanların içinde böyle düşünen ve davranan önemli sayabileceğimiz bir kitlesi var.

AKP öyle doludizgin geldi ki bir sosyalisti de rahatlıkla liberallerle aynı kefeye koyup veryansın bir propaganda yürüttü. Daha kimler kimler kendilerinin önünü kesen düşmanlar olarak gösterilip yandaşlarının gözlerinin önünü görmelerini engellemek için kin ve nefret dolu bir zehri toplumun üstüne serpiverdiler. Çünkü böylece yandaşları da yanlarında tutmaları kolaylaşacaktı, gerektiğinde yandaşların düşman olarak tanımlananların üzerlerine sürmeleri de.

Bu anlayış bir kez içselleştirildi mi ortada ne hak kalır ne de hukuk. Bunlar dünya malı dünyada kalır deseler de dünya malının salt kendilerinin hakkı olduğuna adları gibi emindirler. Zulüm yaparken bile kafa aynı kafadır. Dolayısıyla başkalarının emeğinin üstüne konmak onlar için hiçte kötü bir şey değildir. Sonuçta düşmanın malı, mülkü, alın teri ve hatta kadını kızı bile kendilerine helaldir.

Ne olacak ki insanlar açlar ise? İşsizmiş, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamıyormuş bütün bunların bir önemi mi olur? Nasıl olsa AKP ve sarayın sürekli olarak bugün değilse yarın, yarın değilse bir başka gün her türlü nimetler ayağınızın altına serilecek sözüne niye kanmasınlar ki? İşte bu yüzden 2023, olmadı 2051, o da olmadı 2071 hedefiyle niye uyutulup düşlere dalmasınlar ki kitleler? İçinde din sosu da olduktan sonra dindarlar Allah’a karşı gelecek değiller ya?

AKP iktidara geldiğinde de ne vaatlerde bulunmamış mıydı? Aradan 19 yıl geçti ne oldu? Her şey daha da kötüye gitmedi mi? Gittiği için AKP’nin peşine takılanlar yavaş yavaşta olsa AKP’yi terk etmiyorlar mı? Ediyorlar elbette de içlerinde uzun soluklu olanlar da AKP’de 2071 hedefi bile gösterilse kalmayı sürdürmüyorlar mı?

Hani din dokunulmaz ve eleştirilemez ya. Bu yüzden de öbür dünya ahkâmı kesenlere bir türlü dur diyemiyoruz. Denildi mi koro hazır. Allahsızlar…vatansızlar…hainler… Peki, bunu diyen politikacıları geçtik onlar zaten bu dünyayı kendilerine cennet yapmışlar. Tarikatlar, cemaatlerin ileri gelenleri nasıl yaşıyorlar o zaman? Onlar da bu dünyada cenneti keşfedeli çok olmuş. Altlarındaki arabanın farına bile bizim gibilerin gücü yetmez.

Bu tür söylemlerin de sonu vardır elbette. Hem bu öyle bir sondur ki savunanlar ne yapsalar yaratılan tehlikelerin sonuçlarından kendilerini kurtaramazlar. Bir şey yapmayıp olan her şeyin nedeni olarak başkalarını gösterip duranların çarkının da kırıldığı tarihte çok olmuştur. Bundan sonra da devran dönecekse ki dönecek böyle dönecektir.

Bütün bu yaşanılanların ortaya çıkardığı bir şey var. Milyonlar artık burunlarından soluyorlar. Burunlarından soluyanlara baktığımız zaman hemen bunların hepsinin de yaşamlarını çalışarak kazandıklarını görüyoruz. Çalışarak yaşamlarını sürdürenler ise biliyorlar ki bu yaşadıkları insanca bir yaşam değildir. İktidarın ise kötü gidişe göstereceği bin bir sebep bile olsa sonuçta zamanı gelir ve toplumun her kesiminde bir bilinç sıçraması yaşanır ve o bilinç sıçramasıyla da kim nerede duracağını, kiminle birlikte kime karşı mücadele edeceğinin seçimini yapar dolayısıyla da bugüne kadar her türlü silahı kullanıp milyonları uyutanların egemenliklerinin çarkı kırılır iktidarlarına da son verilir…

İşte o zaman da kurulacak olan düzen insanlığın tek kurtuluş seçeneği olan sosyalizmdir.