Yazan: Turgut Koçak 16 Temmuz 2015
Ne ilginçtir, kendileri koalisyonun içinde olamıyorlar ama her nasılsa AKP-CHP ortaklığına bir sıcaklar bir sıcaklar ki demeyin gitsin. Önceki gün MHP, koalisyonda olmayacağının sinyalinin verdikten sonra AKP-CHP koalisyon kursun diyerek CHP’ye “iyilik” dileklerini göstermiş oldu. Her ne hikmetse dünden bugüne onca birliktelikleri olan “Çözüm süreci” nedeniyle tozlu yollarda birlikte yazgı birliği yapmış olan HDP de kalkmış kendisinin koalisyonda olmayacağını ama AKP-CHP koalisyonunu ilkeleri doğrultusunda destekleyeceğini açıklamış.
İnsan bu olayları film şeridi gibi arka arkaya izlerken ülkemiz siyasetinde köylü kurnazlığının ne denli etkili olduğunu söylemeden geçemiyor. Malum; AKP-CHP koalisyonu olursa zaten duvara toslamış olan AKP’nin bir kısım oylarının MHP’ye gideceği yorumunu yapan az MHP’li yok. Ayrıca MHP’lilerin bir kısmı da CHP’lilerin partilerine kızarak kendilerine oy vereceklerini düşünüyorlar ki, ne güzel her koşulda MHP kazanmış oluyor. Bu durumda iyi bir taktisyen ve stratejist görünümü çizen Devlet Bahçeli’nin hayalleri de gerçekleşmiş olacak.
Peki, her anlamda AKP’ye yakınlığı tescilli HDP’nin burada amacı ne olabilir ki?
Aslında HDP’nin düşündüğü açıkça ortada. AKP’nin tek başına iktidar olmasının önüne geçilmesi için CHP’ye gidecek oylardan HDP’ye hatırı sayılır bir kayma oldu. Yapılacak bir erken seçimde HDP’liler de biliyorlar ki, bu oylar emanet oylardı, gerisin geriye CHP’ye dönmesi de büyük olasalıktı. HDP öncelikli olarak bu oyları kalıcı hale getirmek istemektedir. İkincisi de AKP’ye karşı solda ve CHP’de büyük bir tepki söz konusudur. Bu yüzden AKP-CHP koalisyonuna kızacak olanların büyük bir bölümü de oylarını HDP’ye verecekler, böylelikle HDP büyürken AKP CHP de tam istenildiği gibi etkisiz ama baraj üstü hale getirilmiş olacaktır.
Koalisyon görüşmelerinde her iki partinin de muradı özet olarak budur. Daha da önemlisi, HDP’nin etkin olduğu doğu ve Güneydoğu illerinde AKP de tıpkı CHP ve MHP gibi havlu atmış olacak ki, sonuç HDP’nin işine gelmiş olacak ve HDP’siz Türkiye’de iktidarın kurulma şansı böylece ortadan kaldırılmış olacaktır. Aslına bakarsanız birbirine bir anlamda benzeyen MHP ve HDP’nin murat ettikleri şey aynıdır. Birisi Kürtleri temsilen aynı zamanda da Batı’dan da aldığı oylarla tartışmasız bir güce erişmiş olacak, MHP ise Türk milliyetçiliğinin ve Türklüğün kurtarıcısı olarak güdük bir parti olmaktan kurtularak siyasi yelpazenin üst sıralarına oturmuş olacaktır. Bu yüzden de her iki partiden de AKP-CHP koalisyonunun kurulmasının desteklenmesinin özünde yatan gerçeklik budur. Ancak CHP’lilerin de işi ciddi tuttukları görülmekte, her ne kadar bazı ağızlardan sıcak açıklamalar gelse de AKP koalisyonuna çok da sıcak olunduğu fazlaca dillendirilmemektedir.
Bütün bu manevralara bakıldığı zaman herkes kendi hesabını yapmakta, bir erken seçimde alacağı sonuçların ne olacağı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Saraydan bu nedenle sık sık anketler yaptırıldığının söylenmesinin yanında bir anket şirketinin seçimlerin yenilenmesi halinde AKP oylarının %4 gibi bir artış göstereceği sonuçlarını vermesi de inanılması güç olmasına karşın Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzını sulandırmaktadır. Ancak bu sonuç tam tersine de olabilir.
Yani bir erken seçimde AKP %4 oranında da gerileyebilir. Bu durumda da sonuçlar yeniden düşünüldüğünde AKP kazanç yerine evdeki bulgurdan da olarak eriyip yok olma yoluna hızla girebilir. Ayrıca olup bitenlere baktığımız zaman Abdullah Gül faktörünü de göz ardı etmemek gerekir.
Sonuç olarak kurulan tuzaklar, girişilen taktikler oyun kurucu olarak davrananların çıkarına da olmayabilir. Yani birileri ava giderken avlanabilir de. Hemen her kesimin CHP üzerinden kendisine güç sağlamaya kalkıştığı bu oyunlarda her şey tersine de dönebilir. Üstelik CHP olup bitenleri doğru değerlendirir ve sola makas da kırarsa sonuçlar kimsenin düşünemeyeceği kadar CHP’nin lehine de olabilir.
Yani önümüzde yapılacak bir erken seçimde CHP çok büyük hatalar yapmazsa kaybeden değil kazanan olarak öne çıkabilir ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için iyi bir rolde oynaması içten bile değildir.