Yazan: Turgut Koçak 23 Aralık 2022
Öyledir elbette. Batı’da ne varsa bizde de olmalı ki bizim de elimiz yüzümüz bir şeye benzesin. Ama göstermelik görünüşün altında da hiçbir etkisi de olmasın, ülkeye ve ülke insanına kazandırdıkları da. Hani bunları söylüyorum ya sanmayın ki tarihte verilmiş olan mücadeleleri yadsıyorum. Elbette yansımıyorum ama kendilerine mecliste yer verilip bir koltuğu kapanları da içimden doğrusu hiç de övmek falan gelmiyor. Dünden bugüne oraya kapak atmışları yakından izlediğinizde o kadar o koltuklara hık deyiciler oturmuşlar ki şaşarsınız adamlar örneğin padişahtan da daha padişahçı. Elini kaldırsa sözü dinlenir düzenci hemen çoğu hizaya geçip evet efendimci oluvermişler… Ama yine de görevini hakkıyla hiç yapmamış olanların meclise düzdükleri övgüler yüzünden bir türlü ne der, kimin fesidir bir türlü anlayamamışız.
Durum bu olunca da gelmişiz bugüne. O yerinilen sözde kendilerine halkın temsilcisi denilen muhteremler bir kişinin arkasına düşüp koskoca meclisi işlevsiz bırakırken bir kişinin otoritesine dipten doruğa ne varsa teslim edip bir güzel el kaldırıp el indirirken içlerinden küçücük ir arlanma sıkılma esintisi bile geçmemiş. Dolayısıyla yasama görevi ile yetkili olan meclisin elinden yetki alınıp bir kişinin hükümranlığına geçmiş.
Meclis işlevini yitirmiş yitirmesine de onları yine maaşlarını almışlar. Hele iktidarın hık deyicileri ise yorulmalarına bile gerek yok her bir nimeti kendilerine hak görüp yararlanmışlar da yararlanmışlar. Ülkeler gezip tozmuşlar, yapıp ettikleri bir şey yok ama bunların bütün harcamaları halkın sırtına yüklenmiş.
Çizgi dışına çıkanlar yok mu? Tabi ki de var. Milletvekilinin kürsü dokunulmazlığı olsa ne çıkar olmasa ne? Her bir şey bir savcının eline bırakılmış. Hele konuyu terördü, şuydu buydu noktasına da getirdiniz mi meclisteki milletvekillerinin birçoğunun ödü kopmuş birçoğu ise zaten dünya görüşleri nedeniyle dokunulmazlıkların kaldırılması için el kaldırıp el indirmişler. Örneğin HDP’nin belediye başkanlıkları görevden alınıp yerlerine kayyumlar atanırken milletvekillerinin de birer birer dokunulmazlığı kaldırılarak milletvekillikleri düşürülüp içeri atılmışlar.
Bizde demokrasi var ya var mı yok mu bilemezsiniz. Hani iktidar, iktidar olma görevini yerine getirirken muhalefet de muhalefet etmesini bilecek ki birileri yollarını şaşırıp ülke emekçilerinin ensesinde boza pişirmesin. Muhalefet görevini yerine ya kıstırıldığı için getiremiyor ya da politik çizgileri düzenin savunuculuğunda öteye geçmediği çin muhalefet görevi yapılamıyor. Gözümüzün önünde sayısız haksızlıklar yapılıyor ama terör merör karıştırdın mı muhalefet de vatan, millet, Sakarya cephesine kapağı attığı için iktidarın keyfi keka. Çünkü muhalefet olmuş iktidarın bir parçası. Bir türlü de bu girdaptan çıkılamıyor. Güç iktidarda onlar soysalar da, çalsalar da, yolsuzluğa hatta en adi suçlara bile bulaşmış olalar da kimse bunlara bir şey yapamıyor. Biraz kafayı kaldıran muhalefet milletvekillerine ise kolaylıkla ölümlerden ölüm beğenin denilebiliyor. Bu yüzden de olmaz diye aklımızdan ne geçiyorsa bizim ülkemizde bak gibi oluyor.
Hani demokrasiyi hiç konuşmayalım öyle ya bir ülkede demokrasi bollaşırsa hani var ya inanın birçoğumuz demokrasi oksijeninden boğuluruz. Dolayısı ise her şeyin azı yarar çoğu zarar getirir söylemi ile kendimizi sınırlayıp oturuyoruz işte. Bugüne kadar bizler neler yaşadık bundan sonra neler yaşayacağız biliyor muyuz? Geçmişte daha sandıklar bile açılmadan bu ülkeden seçim sonuçları ilan edilmedi mi? Edildiyse bu işin altına bir Çapan oğlu olduğunun niye üstüne gidilmez de sonuçlar kuzu kuzu kabullenilir?
Demokrasiymiş sevsinler sizin demokrasinizi e mi? Demokrasi çoğunluğun her türlü zorbalığı değildir. Demokrasi azınlıkta kalanların haklarını savunmaktır ama bizde her bir şey tersine işler. Çoğunluğu hile hurda ele geçirenler her bir şeyi yapma konusunda kendilerinde hak görürler.
Yok be kardeşim, bizde iktidar eleştirilemez. Eleştirilirse yabancıların eline koz verilmiş sayılır. Bu yüzden de iktidarı eleştirmek suç ise ki öyle sayılıyor niye bir sürü parti vardır bu ülkede? Bu partiler imamın testisi gibi dizileceklerse eğer niye biz olmayan bir şeyi varmış gibi kendimizi kandıralım. Bir şeyin adını koyup çıkalım işin içinden. Ne menem şeydir muhalefetin vatan, millet, Sakarya adına küheylan kesilip kuyruk savurtturup durması? İktidar hakaretleri ayyuka çıkmışken, önüne gelenin haddi bildirilir icaplarına bakılırken gık bile çıkmazsa sizce yaşatılanlar neyin nesidir?
Buluna buluna “Türk tipi” bir sistem bulundu ya bugüne kadar hangi yaraya merhem oldu? Ülkede enflasyon mu, zamlar mı önlendi? Yokluğun, yoksulluğun önüne mi geçildi? Açlık Per perişanlık niye diz boyu? Diğer tarafta ise bir ellere yağda bir elleri balda olanların niye hiçbir derdi tasası yok? Hani bütün bunları kabul edip sözüm ona muhalefetmiş gibi davrandığımızda muhalefetlik mi yapmış oluyoruz? Bizim hiç mi Yeter” çekecek yüreğimiz yok? Yoksa ne gezinip duruyoruz ortalarda yalancı pehlivanlar gibi?