BİZ SINIF PENCERESİNDEN BAKIYORUZ

Yazan: Turgut Koçak 11 Şubat 2022

Bildiğiniz gibi kapitalizm birkaç asırlık dönem içinde sürekli olarak varlığını ve sömürüsünü sürdürmek için sayısız usta işi yollar keşfetti. Yöntem olarak kullanmadığı ne savaş, ne milliyetçilik, ne mafya ve terör yöntemleri kaldı.

Uzatmayalım işine ne geliyorsa kullanıyor kullanmaya da devam ediyor. Kabul edelim ki bu işte de başarılı olmadığı söylenemez. İçinde yaşadığımız ortamda sömürünün bu denli ağırlaştığı, baskı ve zulmün artmış olması sosyalizmi savunanlar açısından fırsatlar yaratması gerekirken bir sıçrama yaşanmıyor olması toplumu öyle bir kilitliyor ki topluma ölüm gösteriliyor sonuçta da sıtmaya razı ediliyor. Bu yüzden de dikkat edilirse AKP ve saray iktidarının yarattığı ortam yüzünden toplum sistemli bir şekilde düzen için bir muhalefetin iktidar olması ve kapitalizmin egemenliğinin sürmesi için adeta efsunlanıyor.

Dolayısıyla sınıf gerçeği gündeme bile getirilmeden sistem kimi yeni düzenlemelerle sürsün isteniyor. Ancak kimsenin ne sömürü ortadan kalksın dediği var, ne eşitlik, ne kardeşlik ne de hak ve özgürlüklerin önü engelsiz açılsın isteği.

Bu böyle devam edebilir mi? Ettiği sayısız ket kanıtlanmıştır ama sonucu açıkça belli olan bir durumun kitlelere yeniden yeniden bir daha yaşatılmasından ibarettir gerçekleştirilmek istenen şeyler.

Şu an yaşadıklarımız neyin sonucudur acaba? Sayısız kurum, kuruluş ve fabrika bir avuç yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekilmiş. Peşkeş çekilirken enerji gibi stratejik bir alanda bile gözetilmesi gereken özen gösterilmemiş ve bütün kurumlar bir avuç vurguncuya teslim edilmiştir. Doğalgaza, elektriğe, akaryakıta hemen her gün yapılan astronomik zamlar gelip sonuçta halkın belini bükmüştür. Özel mülkiyete tanınan sınırsız sömürme ve davranış özgürlüğü halka zamlarla yansıtılmış en temel gereksinmelerden tutun da diğer bütün gereksinimlere kadar her gün zam üstüne zam bindirilmiştir. Kamuya ait ne varsa birilerine peşkeş çekilirken öyle taahhütlere girilmiştir ki bu sonuç ister istemez her koşulda halkın sırtına bindirileceğinden halk kuru ekmeği bulamaz temel gereksinimlerini karşılayamaz konuma düşürülmüştür.

Eh bu durumda bizlerinde dolaylı hiçbir yola kaçmadan söyleyecekleri olmalı. Madem özelleştirmelerden, yapılmayan yatırımlardan ve kâr hırsından kaynaklı pek çok sorun söz konusudur. Bizler de halkımızın karşısına çıkıp açıkça demeliyiz ki zaten söylüyoruz da daha etkili olarak söylemeliyiz söyleyeceğimizi kem küm etmeden kamulaştıracağımızı, bunun için de sermaye takımına bir borcumuzun olmadığını söylemeli ve arkasında durmalıyız ki bizim söylediklerimizle bazılarının devletleştirme anlayışı arasında bir farkın da olduğunu yığınlar açıkça kavrayabilsinler.

Anayasa örnek gösterilerek buradan kendimize etkili bir çıkış yakalama şansımı yok. Bu yüzden bizler kamulaştırmadan ne anlıyorsak onun yasasına göre hareket edeceğimizi söylerken düzen içi yaklaşımlara tav olan bir anlayışa ödün verir bir tutumu asla göstermemeliyiz. Çünkü bu Anayasa’yı biz sosyalistler yapmadık. Kaldı ki egemenler yeri geldiğinde kendi yaptıkları Anayasa’yı da tanımadıklarını açıkça ifade ediyorlar.

Şu an içinde yaşadığımız olumsuzluklara baktığımız zaman kapitalist sistem gemi öyle bir azıya almış ki nereye elinizi atsanız altından bir çapanoğlu çıkıyor. Mafya, mafya siyaset ilişkisi, mevcut hukukta hiçbir kurala uyulmaması, soygunlar, ihale yolsuzlukları, devlet işine personel alırken bile bile yapılan kayrılmalar daha pek çok şey elbette düzeltilse iyi olacaktır fakat sonuçta kapitalizm asla sömürüyü ortadan kaldıracak ve hak ve özgürlükleri tanıyıp eşitliği sağlayacak bir uygulamayı amaçlamıyor. Bazı şeyler değiştirilse bile kapitalizmin doğası gereği sömürü var oldukça yukarıda dile getirdiğimiz bütün kötülükler bir süre sonra daha da boy atarak karşımıza kesinlikle çıkacaktır.

Tek adam yönetiminin ve yeni tip cumhurbaşkanlığı sisteminin arızalarını açıkça yaşıyoruz. Bu yüzden alınan kararlar ve uygulamaların hiçbirisi denetlenemiyor. Ancak bu ülkede her şey iyiydi de bu noktaya da durup dururken gelmiş değildir. Bu neden sonuç ilişkisi olup kapitalizmin neden olduğu bir durumdur. Ayrıca analar bilinmeli ki daha ne tek adam rejimi için ne çok tek adam doğurmuştur bu gerçeği de göz ardı edemeyiz.

Sonuç olarak elbette kapitalizmin bütün kural tanımazlığı ile yığınların üstüne çullanmasıyla mücadele edeceğiz ve böyle bir düzeni zorla kabul ettirme yoluna gidenleri diz çöktürmek için savaşacağız.

Savaşacağız ki bu mücadele yöntemi yığınlar için bir okul görevi görecek, daha üst bir noktaya, sosyalizme sıçratmak için mücadele edecek ve mücadele ettikçe de yüksek düzeyde politikleşen yığınlarla varacağımız yere varacağız…