Yazan: Turgut Koçak 10 Ekim 2020
AKP ve saray iktidarının, ekonomiden anlayan ve anlamayanlarının o kadar çok palavralarını işittik ki artık ekonomide neyin olacağını ya da olmayacağını kafamızda tartarken bunların tangır teneke sözlerine bakmıyoruz bile. Anımsarsanız bu iktidarın Maliye Bakanı Berat Albayrak ne söylemişti? Doların 2022 hedefinin 7.88 olacağını değil mi?
Peki, 8 Ekim 2020 tarihinde dolar kaç lirayı gördü? 7.94. Öyleyse efendim çekin bunca palavra sözlerin kuyruğunu siz gerçeklere bakın gerçeklere.
Gerçekleri görmek için de öyle ince eleyip sık dokumaya bile gerek yok.
Bugünün Sözcü Gazetesi’nin birinci sayfasında başlıklarla yazılmış yazıyı okumanız yetecektir.
Artık Türk lirası için güvenilir bir liman yok. Çünkü küçücük bir esintiden bile TL’nin zatürre olma olasılığı çok yüksek. Öyle ya Kasım’da yapılacak olan ABD Başkanlık seçimlerinden bile Türk Lirası’nın nasıl gazi çıkacağını söyleyenlerin haddi hesabı yok.
Sizin anlayacağınız TL’nin kar gibi erimesinin saklanması olası değildi ama hiç değil maliyenin başında bulunan Berat Albayrak’ın söylediklerine uygun bir şey yapılabilirdi. O da TÜİK’in aylık fiyat artışları ile ilgili yayınladığı tablo olabilirdi. Tamam da, bu konuda sıradan yurttaş bile bu fiyatlar nerede uzayda mı bize de adresini verseler de gidip alacağımızı oradan alsak diyorlarsa iktidarın algılarla da durumu değiştiremeyeceği görülmüyor mu?
Gerçi Maliye ve Hazineden Sorumlu Bakan Berat Albayrak, “Doların yükselişi benim için hiç önemli değil, hiç oraya bakmıyorum..” dese de gerçekler bırakalım devletin önüne sıradan yurttaşlarının önüne bile anında çıkıyor, onlarında işleri güçleriyle ilgili olarak nasıl şikayetlendiklerini açıkça görüyoruz. Durumlar TÜİK’e şuna buna ayarlatılıyor tamam da, enflasyonun nasıl 40’ları aştığını bu ülkenin çarşısı da pazarı da bir güzel göstermiyor mu?
Hemen neredeyse her gün sayısız araştırma önümüze bir sürü veri koyuyor. Bugün asgari ücret, asgari geçim indiriminin altına düşmüş mü düşmemiş mi görmüyor muyuz? Hani böyle giderse yakında emekli maaşları da örenemezse toplumda neler yaşanır hiç iktidar akıl edip tartışabiliyor mu? İktidara bakarsanız sık yurttaşın boğazını elinde ne var ne yok al havasında işleri götürülüyor da bir terazi ne zamana kadar sürekli ağırlaşan kefeyi çeker anlamak için çok mu zekâlı olmak gerekiyor?
Evet, dünyanın her tarafında kapitalizm gelebileceği kadar yere gelmiş dayanmış. Bu yüzden de kapitalist sistem sürekli bunalım içinde. Doğal olarak kapitalizm de ortaya çıkan bu sorunların faturasını emekçi çevrelere keseceğine göre; bu sistemde çıkış yolu aramak olası mı? Hele bizim gibi ülkelerde bu tür bunalımlar tabiki de daha ağır seyrediyor etmek de zorunda. Son zamanlarda işin içine korona virüs salgınını da katarak kimlere ne gibi bedel ödettirildiğini, kimlerinse ne vurgunlar vurduklarını bilmiyor muyuz?
Bu yüzden Türkiye için çıkış yolları önerenlerin söylediklerine baktığımız zaman hemen hepsinin de pansuman tedbirler olduğunu görmemek olası mı? Öyleyse ağır bir bunalım içinde olan kapitalizm bizim ülkemizde daha ağır seyrediyorsa bunalımdan çıkış yolu olarak sosyalizm bir çıkış yolu değil mi? Evet, bize göre sosyalizm bir çıkış yolu ve biz sol ve sosyalist partiler ise kavgamızı bu gerçekleri ön plana çıkararak yapmalıyız ki yığınlar sahte umutlarla uyutulmaya kalkışılmasın.
Durmadan ülkemizi dolar ve Avro üzerinden borçlandıran ve borç batağına battıkça da ağır bir yük altında ezildiğimiz gerçeği capcanlı ortada dururken her fırsatta kapitalizmi işaret edenlerin yalanına mı kanacağız? Bizim seçeneğimiz sosyalizmse ki ödünsüz bu böyledir her fırsatta bu görüşümüzü asla atlamadan yığınları kapitalist sistemin curuhu olan faşizme karşı demokrasi mücadelesinde buluşturur ve asli amaç olan sosyalizm için yığınlara yol gösterici olursak neler başarabileceğimizi bilemiyor muyuz? Bilemiyorsak artık bu gerçeği öncelikle kendimize sonra da geniş halk yığınlarına göstermemiz gerekmez mi?
Bugün iktidar büyük bir allemin kallemin içinde. Kimse birçok şeyi bilmesin konuşmasın istiyor. Üstelik bunu yasa ile de garantiye almaya çalışıyor ki göreceksiniz sonrasında işimiz daha da zorlaşacak.
Ama demokrasi güçleri olarak bütün bu zorlukları aşabilir miyiz?
Aşarız.
Yığınlara tek kurtuluş seçeneğinin sosyalizm olduğunu gösterebilir miyiz?
Gösteririz.
Sözün özü biz üzerimize düşeni yapalım o zaman TÜİK müik hikaye…