Yazan: Turgut Koçak 23 Ekim 2013
Dün partilerin grup toplantıları vardı. Hepsi esti yağdı. Ancak ortada ne dişe dokunur bir şey var ne de Recep Tayyip Erdoğan’ı yolundan döndürmek için ciddiye alınacak bir durum. Recep Tayyip Erdoğan başını aldı gidiyor. İçerde ve dışarıda tehlikeli sularda kulaç atmaktan bir an bile geri durmuyor. Dedik ya; biz çok gördük çok! İşte Recep Tayyip Erdoğan ve benzerlerini o kadar çok gördük ve yaşadık ki, onun konuşmalara asla bizi şaşırtmıyor.
Anımsayalım; 12 Mart faşist muhtırasından sonra ne demişti Sadi Koçaş? “Balyoz gibi kafalarına ineceğiz.” Arkasından gelen 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren Kenan Evren farklı mı söylemişti? Yok, hayır o da aynı sözlerin daha beterini söylemiş ve ilericilere, devrimcilere ve sosyalistlere kan kusturmuştu. 11 yıldır iş başında bulunan AKP iktidarının söylediklerine ve yaptıklarına da baktığımız zaman aynı şeyleri hatta daha da beterini görüyor ve yaşıyoruz.
Gezi Parkı gösterilerini polis baskı ve zulmü ile durdurmaya çalışan iktidar o kadar ileri gitti ki, 5 genç kardeşimiz yaşamından oldu. 12 yurttaşımız gözünü kaybetti. 8 binin üstünde yurttaşımız yaralandı. Yüzlerce yurttaşımız gözaltına alındı, hakaretler gördü. Birçoğu da tutuklandı. Olaylar yaşanırken Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkan sözleri bir anımsayalım. Polislere vurmaları, kırmaları, öldürmeleri için emri ben verdim diyen bir başbakan var karşımızda. Ben iktidarım asarım da, keserim de, istediğimi de yaparım kimse bana karışamaz, ben yaptım oldu. Demokrasi ise işte demokrasi, sandıktan çıkan kim, benim, öyleyse ben nasıl davranırsam davranırım, sizde çıkın sandıktan, sizde istediğiniz gibi davranın yolunda konuşan birinin burjuva demokrasisine inandığını söylemek olası mıdır? Değildir. Böylesi konuşmalar ancak ve ancak faşist rejimlerin tepesinde oturan kişilere özgüdür. Bizler durmadan tehdit edici sözler işitiyoruz. İşitmekle de kalmıyor bizzat etimizde kemiğimizde yaşıyoruz uygulamaları.
ODTÜ ormanlarına göz diken plandan, programdan yoksun, bilimin kapısından geçmemiş ama vurgun vurmayı, rantçılığı bilen bir belediye başkanı ile karşı karşıyalar Ankaralılar. Bir gece yarısı ağır iş makineleriyle ormanı basıp ağaçları kestiren kişinin siz yasa masa tanıdığını düşünebilir misiniz? Neymiş efendim; arkadaşları kendisine sürpriz yapmışlarmış. Sevsinler senin sürprizini. O güzelim kestirdiğin ağaçların parasını odun parası öder gibi öderken de mi arkadaşların sana sürpriz yapıp bu parayı ödemişlerdi? Bunun yanıtı var mı sizde? Neymiş, Ankara’nın trafiğini rahatlatacakmış. Kim inanır sana? O açmak istediğin yola bir bak, hiç trafiğin rahatlatılmasına uygun mu? Hiç mi senin kent plancıların yok? Hiç mi senin karşına çıkıp bu doğru değil diyecek kişilikli bir kişi yok yanında?
Olması olası mı? Ön teker nereye giderse arka teker oraya gider derler. Senin başbakanın ne yapıyorsa sende onu yapıyorsun. Kısaca hepiniz birbirinize benziyorsunuz. Bu olaylar yaşanırken dümenin başında bir iktidar yok mu, var. Peki, bu hükümetin başı Recep Tayyip Erdoğan senin tasarrufuna bir şey diyor mu, demiyor. Niye? Çünkü hepiniz birbirinize benziyorsunuz da onun için demiyor. Oysa demesi gerekmez miydi, bu işten vazgeç İ. Melih Gökçek. Demesi gerekirdi ama demedi. Ne dedi peki? YOLUMUZA ÇIKANLAR BİZİM ÇELİK İRADEMİZİ KARŞILARINDA BULURLAR. İşte bu kadar, bu sözler demokrasi olan ülkelerin hiçbirinde ne söylenir ne de söylenmesi düşünülür. Çünkü bu sözleri söylediğiniz andan itibaren siz artık olağan gidişin dışına çıkmışsınız demektir. AKP iktidarı da iş başına geldiği günden başlayarak o bildiğimiz faşist iktidarların davranışlarını gösteriyor ve beş beterini de uygulamaktan çekinmiyor.
Ben, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin genel başkanıyım. Bir genel başkan olarak da, parti olarak da, sade bir yurttaş olarak da sizlerin bütün tasarruflarınızın ve yaptıklarınızın karşısındayım. Demişsin ya; YOLUMUZA ÇIKANLAR BİZİM ÇELİK İRADEMİZİ KARŞILARINDA BULURLAR diye, ben de sana ve iktidarının her kademesinde bulunan ve sizleri gözü kapalı destekleyenlere anımsatıyorum.
SİZİN İRADENİZ ÇELİKSE BİZİM Kİ DAHA DA ÇELİK. ÜSTELİK DE BİZİM İRADEMİZ DÜNDEN BUGÜNE HEP DENENDİ, SINANDI.
Ya sizin ki?
Sizinki sınanmadı Bay Recep Tayyip Erdoğan sınanmadı. Öyle devletin polisini şununu bununu arkana alıp da konuşmak kolay.
Konuşacaksan ve de çelik iradeliysen aynı koşullarda bu iradeni göster de görelim.
Hodri meydan!
Her karanlık gecenin sabahının olduğunu hiç ama hiç unutmayalım…