BİTENLERDEN ÇOK RAHATSIZIZ ÇOK!

Yazan: Turgut Koçak 27 Mart 2021

Artık ülke kararnamelerle yönetilecek. Neymiş, meclisin yasa çıkarmak için uğraşıp durması ve zaman yitimine sebep olmak? Erdoğan’ın bunları bekleyecek zamanı mı var? İşler bağlanır kararnameye o kararnameler de yasa hükmündedir işler tıkır tıkır götürülür.

Bu kararnameler üzerinde ince elenip sık düşünülmediği için gelecekte sorunlar yaşanmasına neden olurmuş, olmazmış bu konuya kafa yormaya bile gerek yok. Yaratsa da zaten AKP ve saray iktidarının derdi bile değildir. Madem Erdoğan tarafından böyle kararnameler çıkarılıyor, yandaşlara ve iktidarın hık deyicisi televizyon ve gazetelere de bu kararnameleri ölümüne savunmak düşer. Öyle de oluyor zaten. Kimsenin kararnamelerin sonuçları ve getirisi götürüsü ile uğraşmak derdi bile değil.

Sonuçta ortada bir kararname var. Meclisin ise yasa yapma yetkisi var var olmasına da bir tek kişinin yasal bağlamda yetkilerinin sınırsızlığı da ortada. TBMM Başkanı AKP’li Mustafa Şentop konuyu ele alıp üzerinde konuşurken sonuçları itibariyle ülke açısından çok olumsuz sonuçları olacak kimi konularda akıl yürütürken Erdoğan’ın imzalanmış uluslararası tüm sözleşmeleri kaldırabilme yetkisinin anayasanın ihlali olmadığını söyleyebiliyor. Bakan Hulusi Akar ise daha duyarlı bir konu üzerinde rahat rahat harp okullarına giriş koşulları arasında geçen irtica sözcüğünün çıkarılmasını ise sorun yaratmayacaktır diye yorumlayabiliyor. Hoş zaten bizler Akar’ın ve bugün birçok önemli rütbe sahibi subayların da aynı minval üzerinde düşündüklerini zaten biliyoruz. Çünkü bazıları cüppe ve sarıklı olarak tarikat erbaplarının sağında solunda namaza bile durabiliyorlar. Yani zaten tarikatçılar.

Ortalık toz duman. Korona virüs patlaması önemseniyor mu önemsenmiyor mu bilemiyorsunuz. AKP il kongreleri nihayetinde de merkez kongresi şöyle insan toplandı böyle insan toplandı denilerek propaganda amacıyla kullanılıyor ama bulaşın sınırlarını ve bu kongrelerin bulaş konusunda etkisini kimsenin konuştuğu yok. Hastanelerin 1 yıldır başka hastalıkların tedavi servisleri doğru dürüst hizmet veremez hale gelmiş. Şu andaki artışla da diğer servisler kapatılıp korona virüs tedavisi için kullanılmaya başlanmış. Yani özetle tam anlamıyla her konuda bir çuvallamayla karşı karşıyayız.

Artık diz boyu armış olan yoksulluğu, işsizliği, ekonomik yıkımı bile yeterince konuşamaz olduk. Saraydan çıkarılan kararnameler gündemi patlatıyor. Birine yetişseniz diğerine yetişemiyorsunuz. Yüz binlerce iflas bile gündem olmuyor. İşsizliğin bu denli tavan yapması konuşulamıyor. Kararnameler üzerinden tarikatçısı, yobazı, cemaatçisi, dincisi ayağa kalkmış şunu da isteriz bunu da diyerek arpayı çiğneyip duruyor. Yani sanki dinci devlet isteğine ve şeriat isteklerinin gerçekleştirilmesine kimse karşı koymayacakmış da oldubittiye getirilip geriye adım atılması kalmış gibi bir hava yaratılarak geniş halk yığınları suskunluğa zorlanıyor.

Bu arada bir de Hrant Dink davasında çıkan cezalarla karşılaştık. Hrant Dink’in katledilmesi her yanı ile ortadayken bu katliamı hazırlayanlar yani asıl sorumlular traşlanıp görmezden gelindi. Onlara dokunulmaz ve onlar bu davadan yakalarını kurtarırlarken bazılarına verilen cezaların da gerçeği ortaya çıkarma bağlamında umutsuzluk yarattığı ortada. Şu an her şey kolaylıkla Fetöcülerin üzerine yıkılıyor ya bunlarla iş tutanlar her nedense es geçilip görmezlikten geliniyor. O dönemin savcısı Zekeriya Öz bile elini kolunu sallaya salaya çıkıp gitti ülkeden. Bu yüzden de bu davayı cezalarla bağlamak isteseler de diyoruz ki bu dava bitmez!

Hran Dink’in yakınları dava sonrasında gerçek suçlulara ulaşılamadığını söyleyip verilen kararın doğruluğuna inanmadıklarını söylediler. Ki haksız değiller. Sonuçta AKP ve saray iktidarı döneminde üstü örtülmüş, o kadar çok şey var ki bunlara bakıp da bir kişinin kararnamesiyle ülkenin yazgısının belirlenmeye kalkışılması kabul edilemez.

Edilmemelidir de…

İşte bu nedenle olup bitenlerden çok rahatsızız çok!