BİR İKTİDAR KURUMLARI NİYE BATIRMAK İSTER?

Yazan: Turgut Koçak 23 Temmuz 2021

Bunun anlaşılmayacak bir yanı yok. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış enkazı bile tozla buz olurken yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş. Hiç kuşku yok ki böylesine uzun uyurluk döneminden sonrası topraklarda kurulan Cumhuriyet ilerici bir hareketti. Oysa bu topraklar üstünde her türlü ilerici hamleye karşı direnen İslami anlayışı ileri sürerek örgütlenmiş ve zaman zaman sinerek zaman zaman da açıktan mücadeleye geçerek gerici bir hareket hep olagelmiştir. Doğal olarak Cumhuriyet kurulurken kendi kurum ve kuruluşlarını da kurmak zorundaydı. Bu ayakta kalmanın tek dayanağıydı.

Durum bu olunca da gericileri neden Cumhuriyet’in kurumlarının hedef aldığı anlaşılmayacak bir şey değildir. 12 Eylül döneminde başlayan, Turgut Özal’la birlikte hızla yükselen bu anlayış AKP ve saray iktidarı ile birlikte de tavan yaptı. Cumhuriyet’e ait ne kadar kurum varsa hepsi tek tek yok edilip işlevsiz bırakıldı. Bugün geldiğimiz noktada hiçbir kurumdan söz edemeyiz ki cumhuriyetin kurumu özelliğini taşısın.

Bunlardan sadece Diyanet’i saymıyorum orası zaten Cumhuriyet’in hep yumuşak karnı olmuştur. Zaten gerici iktidarların elinde de onca yüksek bütçesiyle gericiliğe hizmet eder bir kurum haline dönüşmüşken kim niçin bu kuruma dokunsun değil mi AKP ve saray iktidarının da bu yüzden değil Diyanete dokunmak şan ile şöhretle bu kurumu tepe tepe kullandığını görüyoruz.

Bugün eğitim kurumlarından, sağlık kurumlarına, tarımdan, ormancılığa ve çevreye kadar bütün kurumlar yerle yeksandır. Bunların yanına adalet kurumlarını da, ordu ve emniyet kurumlarını da katabiliriz. Geriye ne mi kaldı diyorsanız; işte bizler de onu söylüyoruz geriye kalan bir şey yok. Sağlık kurumunu uzun uzadıya almanın gereği bile kalmadı. Sadece Hıfzıssıhha ’ya ne oldu diye sormak yeter de artar bile. Ve hatta bugün geçmişte sayısız aşıyı üretmiş olan bu kurum kapanmasaydı eğer koronavirüs aşısını ilk bulanlar arasında bile yer alacakken bugün böyle bir durum söz konusu bile değil. Sonra bir bütün olarak sağlık sistemi ne hale getirildi iyice oturup bir düşünelim.

Ülkemizde 33 Askeri hastane görev yapıyordu. Bunların bazılarının konumu ise diyebiliriz ki uluslararası bir konumdayken niye Sağlık Bakanlığı’na bağlanıp işlevsizleştirildiğine bir kafa yorun isterseniz.

Soruyoruz içinizde kaç kişi GATA’yı bilmezdi. Niye bu kurum artık dünkü kurum değil de sıradan bir hastane haline getirilmiştir acaba?

Konu Askeri hastanelerden açılmışken kapanıştan sonra bu hastanelere ne oldu? 7 bine yaklaşan çalışanının başına neler geldi. Bu sözünü ettiğimiz kurumlar şimdi nasıl bir hizmet veriyor ya da verebiliyor mu?

Bazı hastanelere bağlı yan kuruluşlar gibi çalışan pek çok hastane artık poliklinik hizmeti bile veremez durumdayken bu hastanelerin ameliyathanelerine ne oldu? Bu hastanelerin kaçı hizmet veriyor, veremiyorsa niye veremiyor bir soran eden var mı? GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin adına bile tahammül edemeyip gerici bir anlayışla İstanbul Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmüş olmasına ne buyurursunuz?

Kapanmış olan sayısız tarihi askeri hastane var. Bunlar hepten kapatılmamış fakat hiçbir özelliği de kalmamış olarak verdiği hizmet sürekli olarak neden aşağı düşürülüyor? Sizce bu Cinoğlu cinliğin altında yatan nedir? Bugün yaptırılmış olan kendisi devası hizmeti sınırlı şehir hastaneleri var. Bunlara süreç içinde neler olacak onu bile bildiğimiz yok. Bir şey var ki bu hastanelerin de yabancı şirketlere günü gelince satılacağıdır.

Akılları satmaktan başka bir şeye çalışmayanların nasıl bir ülke yıkıcılığı içinde olduklarını dün görememiş, bugün hala göremeyen yarın görseler bile işin işten geçmesi sonucunda nasıl bir yıkımla karşı karşı olduğumuzu anlamaları için illa dünya mı yıkılması gerekir. Cumhuriyet’in tüm kurumlarının bilinçli bir şekilde yıkılması demek sonunda ülkemizin bir yere doğru götürüldüğünü göstermiyor mu? Kurulmak istenen İslami rejimin hedef tahtasında her ne var idiyse bilinçli şekilde seçilmiş hedeflerdir.

Hiçbir direnç noktası bırakılmaması hedeflenmektedir ki sonrası sen sağ ben selamettir ama şurası da hiçbir şekilde akıldan çıkarılmamalıdır ülkemizde her şeyi soyup soğana çevirmek isteyenler kadar mevzilerimizi savunacak kadar yürekli de sosyalistleri vardır bu da hiçbir zaman akıllardan çıkarılmamalıdır.