BİLAL ÇIKIŞTA AKP İNİŞTE

Yazan: Turgut Koçak 18 Nisan 2015

AKP sürekli olarak inişe geçmiş bulunuyor.

Ya Bilal?

Bilal inişte değil, Allah daha çok versin, birileri sürekli olarak TÜRGEV’e bağışlar yağdırıp ülke varlığını peşkeş çekiyor.

Yani?

Yanisi şu; BİLAL ÇIKIŞTA, AKP İNİŞTE…

Diyoruz ya bizim ülke bir garip. Hani derler ya, “ayranı yok içmeye, tahteravalliyle gider bilmem neye” diye, işte o hesap, Bilal’in değil eğitim; dünyadan haberi yoktur ama kalkar eğitime düzen vermeye girişir. Bir de TÜRGEV kurmuş, ülke varlıklarının bu vakfa peşkeş çekilmesiyle iyice palazlanmış olup İmam Hatipli sayısını 1 milyona çıkarmaktan söz eder. Diyarbakır’da okul müdürlerini toplamış bu konuyu konuşur.

Yani sizin anlayacağınız bizim ülkemizin bilime, teknolojiye gereksinimi yoktur ama kafası ütülenmiş, aklı başından sıçratılmış imam hatipliye öyle çok gereksinimi vardır ki, tüm devlet daireleri onlarla doldurulabilsin. Sonra da bu devlet dairelerinde hiçbir iş usulüne göre yürümesin minare gölgesi davul tozu hesabı Allah’ın izniyle birileri Karunlaşırken milyonlar ise işe, aşa yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç hale gelsin.

Sonra da AKP siyasetinin arka bahçesi haline getirilen İmam Hatipler AKP militanı olarak toplumun kafasını ütüleyip hep birlikte Recep Tayyip Erdoğan’a meydanlarda “Parişahım çok yaşa” diyerek ünleri yettiğince davudi hafız sesleriyle meddah şenlikleri düzenlesinler. Yetmesin, Recep Tayyip Erdoğan kutsansın mübarek ilan edilip kendisine dokunulması bile ibadet sayılıp bir sürü ona dokunan insan cennetin yolunu tutarak tuba dallarının arasından geçip çeşmelerinden bal ve süt akan, ırmakları duru mu duru, gılmanların ve hurilerin arasında fink atsınlar.

Yani öbür dünyayı garantileyen zevat bu dünyada da dünya malının içinde yüzerek kendilerini cennete alıştırmanın ön çalışmalarını burada yapabilsinler. Mübarek ve masum halkımız ise onları cennet yolunda görüp avuçları patlayıncaya kadar alkışlasınlar. Allah Recep Tayyip Erdoğan’a devler gücü verirken Bilal’e de biraz akıl biraz konuşma kıvraklığı versin ki, işleri daha kolay kıvırırken işi eline yüzüne bulaştırmasın. Malum her yere Sümeyye Hanım yetişemez ya. Bilal de kendi işini kendisi görerek hiç değil kartal, şahin olamazsa bile bir başka yırtıcı kuş alıp rakiplerinin yüreğini söküp yiyecek hale gelebilsin.

Bizim ülkemiz dedik ya bir garip. Adamlara soruyorsunuz bu çalma çırpma nedir? Dinle, imanla bu işi nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Yanıtı anında geliyor.

Kim çalmıyor ki, başkaları da gelse nasıl olsa onlar da çalacak. Bunlar çalıyorlar ama hiç değil iş de yapıyorlar.

Allah Allah demek çaldıklarından bu kadar eminsiniz?

Eminiz tabi?

Eee peki, çalınanlardan size de pay var mı?

Ne gezer…

Yahu demek size fırsat verilse siz de çalar mısınız?

Bal tutan parmağını yalar.

Hırsızsınız yani?

Hık mık ve de siz mi kurtaracaksınız bu ülkeyi?

Yoo biz kurtarmayacağız da, bazılarının bozulmuş ahlak değerlerini anlamakta zorlanıyoruz. Hem ortada yapılan iş olsa nasıl olur da sürekli olarak dolar Türk Lirası karşısında değer kazanır? Fiatlar tavan yapıp iğneden ipliğe her şey nasıl olur da zamlanır? İşsizlik oranı devletin rakamlarıyla bile %11,3’e çıkar? Açlık ve yoksulluk nasıl olur da haneleri ev halkının başına yıkıp hayatlarını cehenneme çevirir? Ağaoğlu gibileri Alikıran başkesen midir ki, korumalarıyla gelip dernek toplantısını basarak hem insanları sopalar hem de ağıza alınmayacak küfürler edebilir?

Neresinden tutsak ki? Ortada bir şey yoktur ama bir israf, bir devlet parasını harcama gırladır. Ağlak Bülent Arınç bile israf konusunu itiraf ederek yine ilginç bir konuşmaya imza attı. Ahmet Davutoğlu örtülü ödenekten bir harcamış bir hamış ki, Recep Tayyip Erdoğan’ı bile sollamış. Peki, var mı ortada yapılan bir şey? Yokta, harcamış işte.

İşte böyle yurttaşlar, birileri bizim aklımızla alay ediyor. Çalıyorlar, çırpıyorlar, işlerinde kötünün de kötüsü bir performans sergiliyorlar ama yine de bunları tutan hiç de az değil. İnsanlar parlamenter sayısı hesabına oturmuşlar. Şu kadar mı çıkarır, bu kadar mı? Kim kiminen koalisyon kurar? AKP iktidar olur ama ne anayasayı değiştirecek sayıya ulaşır ne de değiştirdiği Anayasayı halkoylamasına götürecek sayıya.

Vallahi insanın sinir katsayısı artıyor? Biz diyoruz Çanakkale boğazı, birileri diyor yandı keten helva… Eyy insanlar, siz niye inanmıyorsunuz bu haramzadelerin yıkılıp gideceklerine? Toplumu koşullandırarak niye AKP’nin kapısına sürüyorsunuz onları?

Bırakalım başkalarının davulunu çalmayı biz yine de kendi davulumuzu çalalım.

Eyyy yurttaşlar! Duyduk duymadık demeyin, 7 Haziran seçimlerinde AKP sandığa gömülecek, 8 Haziran günü kaçan kaçacak, kaçamayan da şansına küssün gayri değil mi?