BIKTIK SİZİN KUTSİYETİNİZDEN

Yazan: Turgut Koçak 9 Temmuz 2021

Bir şeyi kutsallaştırdığın andan itibaren onun ne kirine dokunabilir ne de pasını silebilirsin. Din konusu da böyle. Yalan yanlış birilerinin çıkarına uygun bir şekilde klişeleşmiş ne varsa kutsallaştırıldığında o artık dokunulamaz olur. O andan itibaren de egemen çevrelerin birer kurumlarına dönüşen ne varsa örneğin Diyanet gibi durmadan yalanı yanlışı toplumun en ince gözeneklerine kadar pompalar durur. Bir yanda din öte yanda milliyetçilikle toplum kıvrandırıla kıvrandırıla soyulur, susturulur ve baskı altına alınır. Öyle ki görünmez bir el sanki herkesi yakasını toplamıştır da haddini bildirmektedir.

Ancak ne olursa olsun yine de gerçeklerin üstü örtülemez. Her zaman bilimden yana, laik ve solcu gazeteci ve kimseler çıkar iflah olmazların suçlarını yüzüne çarpıverir. Bir dönem bu tür hokkabazların arkasından sürüklenenler bile geç de olsa işin ayırdına vararak bu kesimlerle yollarını ayırmaya başlarlar ki bunun tarihte sayısız örnekleri vardır.

Öyle ya At atabildiğin kadar. Yerli olan bir şey bırakma, her sözünün arkasına ya da önünü bir “milli” sözcüğü ekle ve ne var ne yok yabancılara sat savur, olmadı kendine ait iş çevreleri yarat, birlikte ülkeyi soyup soğana çevirerek vurguna talana ortam hazırla, iş çetelerin zorba çetelerin olsun sonra da kalkıp dinden, imandan, yerlilikten millilikten dem vur. İyi iş değil mi? Öyle alçak gönüllü öyle alçak gönüllü görün ki kendine bir hırka bir lokmaya talim ediyormuş havası vererek holdinglerin sahibi ol. Türedi cemaat ve tarikatlarla çevirmediğin dolap kalmasın. Her türlü ahlaki çöküntü içinde debelen dur ama herkese ahlak numarası yap…

Devleti ve ülkeyi yönetmeye kalkan bu tür kimselerin bütün bu kutsiyetlere niye sarıldıklarını, din ticareti ile halkın gözünü niye boyamaya kalkıştıklarını, ilişkilerini nasıl düzenlediklerini göre göre gözleri açılanları da düşman belle hedef tahtasına koy ki gerçeğin bilinmesin. Ama öyle olmuyor işte gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu var işte ne yapacaksın?

Bu türler siyaset ilişkisi ile allanıp pullandıklarında çetesiydi, hırlısıydı, hırsızıydı, rüşvetçisiydi bir kutsallık kazandırılırsa üstü örtülebiliyor mu? Çıkar çatışmaları erinde geçinde bütün bu alavereleri dalavereleri ortaya döküp saçmıyor mu? Yığınlar da bu gerçeklerle buluştuğunda herkesin mi eski tas eski hamam yolunda yürümek için ayak direttiği sanılıyor? Ortaya çıkan bu çirkinliklerin nasıl da insanların aklını başına getirdiğine tanıklık etmiyor muyuz?

Halka yokluk yoksulluk, zam, zulüm işkence. Kendilerine ballı börekler, saraylar debdebeli şaşalı yaşamlar. Kendilerine uçak üstüne uçak halka ise tren ve otobüs önerenler sizler kendinizi çok mu akıllı sanıyorsunuz? Kimse sizlerin gerçek yüzünü görmez mi düşüncesindesiniz?

İktidar çarkını elinizde bulundurmanın size kazandırdığı manevra yeteneğini nasıl kullandığınız konusunda ortaya dökülmedik ne kaldı? Nerelerin içini boşalttınız, halkı nasıl soydunuz yanınıza kalacağını mı sanıyorsunuz? Hemen hangi taşı kaldırsak altından sizlerin Alicengiz oyunlarının çıkması bir rastlantı mı? Minareyi çalmışsınız tamam da kılıfını uydurabilmiş misiniz? Onca yolsuzluk, haksız kazanç, kasalarınızı doldurmanız, halktan kopup başka dünyalarda yaşar hale gelmenizin bilinmediğini mi sanıyorsunuz? Uzatmayalım çok kirlenmişsiniz çok. Öyle bir kokuyorsunuz ki artık sizden halk iğrenir hale geldi. Kokunuzla burunların direklerini kırıyorsunuz direklerini.

Evet, sömürü sistemi olan kapitalizm sürgit devam etsin diye halkı dinle, imanla ve de yerli ve millilik silahıyla bugüne dek hep uyutageldiniz. Kim size karşı çıksa kutsallık zırhını giyinerek işlediğiniz onca suçların üstünü örtmeye kalkıştınız da sonucu değiştirebiliyor musunuz? Yığınların durumunun giderek daha da bir kötüleşmesini önlemek gibi bir hüneriniz var mı? Bugüne kadar sarıldığınız ne varsa sizi başarıya götürememiş çünkü aslı yok astarı yok şeylerden medet uman bir toplumu sonsuza kadar yönetebileceğinizi düşündüğünüz için hesabınız birbirini tutmuyor. Bu yüzden de hırçınsınız, hemen herkese düşman muamelesi yapıp herkesi susturmanın yollarını arıyorsunuz da işin sonuna geldiğinizin de bizler farkındayız, sizler de farkına vardıkça hırçınlaşıp saldırganlaşıyorsunuz…

Kargadan başka kuş tanımayan bir havadasınız da 1934 yılında Bursa ve çevresinde yaşanmış Kargalarla Leyleklerin savaşından sanırım bilgisizsiniz. Evet, bugüne kadar yığınları hep susturmuş ve ellerine vurmuş ekmeklerini ağızlarından almışsınız tamam da bu kez organize olmuş bu toplumla karşı karşıya olduğunuzu gördüğünüz için çok saldırgansınız. Çünkü iyi örgütlenmiş ve organze olmuş bir topluma sizin dinsel ve yerli milli kandırıkçılığınız sökmez anlıyor musunuz sökmez.

Çünkü kargalarla leyleklerin savaşında leylekler galip geldiler. Nedeni ise birincisi sayıca çok üstündüler ikincisi de iyi organize olmuşlardı.

Ülkemizdeki şu anki durum da budur bilin de…