Yazan: Turgut Koçak 17 Haziran 2021
Bilirsiniz bazı kimseler söylediklerinin nasıl isabetli şeyler olduğunu belirtmek için bir olay yaşandığında o konuyu değerlendirirken “Ben size dediydim” diye başlar söze ya benzeri Mersin Limanı’nda yakalanan 1 ton kokainle birlikte gerçekleşti.
Biliyorsunuz Sedat Peker ilk konuşmaya başladığında uyuşturucudan söz etti bu işin de kimler tarafından yürütüldüğünü isim vererek açıkladı. İşin daha da tuhaf yanı milyonlarca dolarla oynayan genç yaşta birisi bu parayı nasıl kazandı diye sorarak sürdürdü suçlamalarını.
Kimden söz ettiğimi sanırım anladınız. Bu kişi daha önce de adı orada burada geçen Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım. Peker, bu olayı anlatırken Kolombiya’dan yüklenen uyuşturucu ticaretinin trafiğinin değiştirildiğini oradan getirilen uyuşturucunun da Türkiye’ye getirilerek dağıtıldığını söyledi. Konuşulan adreslerde Yalıkavak’taki başında Mehmet Ağar’ın bulunduğu marinadan söz edildi. Erkan Yıldırım’ın ise Venezuela’ya giderek Kolombiya’dan yüklenen uyuşturucu sevkiyatı için adres ayarlamaya gittiğini açıkladı ya bunun yanıtını vermesi gereken Erkan Yıldırım’ken onun yerine babası Binali Yıldırım açıklama yaparak sazan örneği ağa düşüverdi.
Ne dedi baba Yıldırım?
Oğlum korona virüs salgını nedeniyle Venezuela’ya gitti ve giderken de oraya salgınla ilgili kit götürdü açıklamasını yaptı. Olayın peşine düşen Cumhuriyet Gazetesi Erkan Yıldırım’ın giderken salgın kiti götürdüğüne dair hiçbir kayıta rastlanmadığını yazdı. İşler tam karışıyordu ki piyasada adı gazeteci diye geçen Abdülkadir Selvi Binali Yıldırım’ın yükünü hafifletmek için hemen bir yazı kaleme alıp kitleri elden çanta içinde götürdüğünü yazdı.
Eee peki Abdülkadir Selvi saray iktidarının ne yazarsa çıkıyor denilen gazetecisiydi ama bu kez öyle bir şey yazmıştı ki aklını yemişler bile bu masala inanmaz aklı da yarmazdı. Öyle ya adı ne söylerse çıkan gazeteci söyler de inanılmaz mı diye düşünülmüş olmalı ki böyle bir yazı yazıldı ancak bu yazıya kimse inanmadığı gibi tam anlamıyla alay konusu oldu. Konuya Peker’in yaklaşımı da öyleydi ki Abdülkadir Selvi’yi bu vurguncu takımın gazetecisi olma sıfatından aldı yalancı, güvenilmez, kendisinden her şey beklenir bir noktaya taşıyıverdi.
Şimdi Mersin Limanı’nda yakalanan uyuşturucu miktarı Ticaret Bakanı’nın söylediğine göre şimdiye kadar yakalananların en büyüğüymüş. Güzel, bu iş de başarılı olan herkesi kutlamak gerek elbette. Ancak bir konu var ki çok daha önemli. O da muz kasalarının arasına saklanmış bu kokainin teslim adresi neymiş, mal sahipleri kimlermiş? Onu da bilelim de ne diyeceksek ona göre diyelim değil mi? Çünkü bu iş gerçekten de çok ama çok önemlidir.
Yoksa açıklanmazsa var ya Sedat Peker maazallah bir video daha yapıverir ve feleğinizi şaşırtır feleğinizi…
Eh bu arada bazı bilinmezlikle de yok değil hani. Bodrum Yalıkavak’taki marinanın yönetiminde bulunan Mehmet Ağar’ı kim nasıl görevden aldı bunun da bir açıklığa kavuşturulmasında yarar var değil mi? Öyle ya ne demişler senden de büyük Allah var. Şimdi Mehmet Ağar’dan da büyük kim imiş bilelim ki iş nereye varıp dayanacak bilgi sahibi olalım değil mi?
Ama isterseniz suskunluğa yatın. Yatın da kitleler çevirdiğiniz daleverelerden bilgi sahibi olmasın diye düşünüyor olsanız da bu böyle olmayacak. Güneşin altında el atılmadık şey bırakmamak için pek çok kimsenin de gecesini gündüzüne katarak çalıştığı da hiç aklınızdan çıkmasın ki uykularınız kaçsın. Nasıl çalınır çırpılır ve bir yerlere el konulurmuş varsın halkımız da öğrensin ki bir daha sizin yolunuzu açacak adımlar atmasın.
Ki kim kimin efendisiymiş belli olsun, sizler yalanlarınızla halka nasıl efendilik edip onları soyuyor olmanızın da sonu gelsin kötü mü olur?