Yazan: Turgut Koçak 23 Haziran 2021
Bir insan bu kadar mı kin ve nefret dolu olabilir? Bir insan bu kadar mı herkese düşman kesilip düşünde yılan, çıyan görmüş gibi karabasanlara uğrar? Hiç mi dalda öten güzel bir kuşa içi pır pır ederek bakmaz. Ya da ne bileyim başını mavi göğe hiç mi çevirmemiştir de hep çölün toz bulutu altında kalmış gibi davranır? Dünyada ülke bölündü bölünecek korkusuyla hezeyanlar geçirir de attığı adımların sonuçlarının ne olacağını niye hesaplamaz?
“Beka sorunu” dendi halkımızın tepesine binildi. Bir avuç haramzade ülkeyi soyup soğana çevirirken bile bu tespite yaslanıp insanların sesini kısmak istediler. Sürekli bir korku içinde olalım ki bir adım ötemizi göremeyelim diye propaganda yağmuruna tutulduk. Onlara kalsaydı vatan şimdiye kadar bin kez elden gitmişti fakat bereket ki bunlar her şeye egemen değiller. Bunların içi cıfıt çarşısına dönmüş. Düşmanla yatıp düşmanla uyanıyorlar. Anlayacağınız fıttırmışlar. Öyle ki ne söyleseniz karşınıza ülke bölünecek diye çıkıyorlar. Yetmezse kimler ezilecek isim isim açıklamaktan bile çekinmiyorlar. Hani böyle yapınca sanıyorlar ki yurttaşların kanına kahramanlık ve alıklık ilacı şırınga edilirse herkes onların peşinden gelecekmiş gibi bir duygu içinde olduklarında ortalığı yeri geliyor cayır cayır yakmaktan bile çekinmiyorlar.
Arkadaş siz nasıl insansınız böyle? Hiç durmadan HDP ve Kürt düşmanlığı niye yapıyorsunuz? Yapmakla da kalmıyor ülke insanlarını kapı bir komşu olanların üzerine neden sürmek hesabınıza geliyor? Siz böyle yaptığınızda neye hizmet ettiğinizin hiç mi farkına varamıyorsunuz? Öyle ya siz her şeyi yapacak, her kötü sözü söyleyeceksiniz kimse de çıkıp da size gözünüzün üstünde kaşınız var demeyecek gerçekten öyle mi sanıyorsunuz? Hani dün birlikte yediğiniz, içtiğiniz, bugün suç örgütü lideri dediğiniz Sedat Peker bile farkına vardı da siz niye farkına varamıyorsunuz yapıp ettiklerinizin doğurduğu tehlikeli sonuçların?
Bu davranışı sergileye sergileye götürüp Suriye’de eğittiğiniz bir ite İzmir HDP İl Merkezi’ni silahla bastırdınız da gencecik bir kızımızın ölümüne sebep oldunuz. Yahu sizler ne menem bir şeysiniz öyle?
Bakın, sizlerin şimdiye kadar yaptığınız politikalar yüzünden ne unutulmaz acılar yaşadı bu ülke görmüyor musunuz? HDP İzmir İl Merkezi’ne gönderdiğiniz yavşak SADAT tarafından mı eğitildi? Yoksa devlet olarak siz mi içinize alıp onu yetiştirip it kopuk olarak ortaya sürdünüz? Gencecik çocuğumuzun katline neden oluyorsunuz sizin için bu utanç az geliyor bir de suçlama kampanyasına öyle hız veriyorsunuz ki size ne anlatsak boş. Niye demiyorsunuz kimse katil bulunacak, hesabı da sorulacak? Devletin görevi bu değil mi?
Hele bir onbaşınız var, Bahçeli. O kişi artık bir yerde durmalı. Kendisini ne yargıç yerine koymaya hakkı var ne de kara vicdanı ile ortalığı bulandırıp durmaya. Şu sözlere bakın bir:
“Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir.”
Bu sözler aslında katili sahiplenmektir. Daha açık söylemek gerekirse katliamı biz planladık demektir. Daha dün Boğaziçi’li öğrencilere yılanın başı suçlaması yapıp başlarının ezilmesi gerektiğini de söyleyen bu kişi değil miydi? Bu sözleri söyleyen kişi kalkmış şimdi de Deniz kızımız için daha beterini söylüyor. Hem öyle bir ileri gidiyor ki bu olayın bile planlanmasının HDP tarafından yapıldığını ima edecek kadar da haritasını pusulasını şaşırmış görünerek atmış bir benizle bozarmış adam yüzüyle partisinin meclis grubunda kin ve nefret tohumları saçmaya devam ediyor.
Sürekli olarak HDP hakkında kullanılan dil hiç ipe sapa gelecek dil mi? Bu konuda savcı da Bahçeli, yargıç da Alikıran başkesen de. Hiç olacak iş mi?
Evet, biz sosyalistler Kürt yurttaşlarımızla kardeşiz. Onların haklarını savunmak bizim kardeşlik görevimizdir ama sizinle hiçbir ortak yönümüz yok. Niye derseniz sizinle bu güzel coğrafyanın ne güzel havası, ne suyu, ne ekmeği ne de mutluluğu paylaşılamaz. Öyle kin ve nefret dolusunuz ki bir gün damarlarınız basınçla paramparça olacak ve kendi kanınızda boğulacaksınız. Demokrasi güçleri olarak bizler sizin kardeşlik ortamını zehirlemenize izin vermeyeceğiz, siz yarın belki olmayacaksınız ama bu topraklarda kardeşlik hep yaşayacak, kardeşlik tohumları hep yeşerecek.
Bilmem anlatabildim mi Sayın Bahçeli, Sayın Oba Beyi?