Yazan: Turgut Koçak 13 Aralık 2020
Bahçeli öyle bir konuşuyor ki konuşmasının şekli de sınırı da belirsiz. CHP Fetö’nün siyasi ayağının ortaya çıkması için mecliste araştırma önergesi verince Bahçeli’nin de ayarı bozuluverdi.
Bu nedenle de CHP’nin hiçbir önergesine olur demeyeceklerini çünkü CHP’ye güvenmediklerinden tuttu ne tarih ve coğrafya cahilliğini koydu ne de birilerinin hizmetinde olduklarını.
Bir zamanlar yapılan her yanlış girişimi Türkiye’nin beka sorununa bağlayıp atmasyon sözler eden başta Bahçeli olmak üzere bu tarafı oluşturan tüm güruh iyice azıttı ve Türkiye’nin güvenliğinin Yemen’den, Somali’den, Libya’dan, Kuveyt’ten, Tunus’tan, Mısır’dan, Cezayir’den, Afganistan’dan başladığını söylemeye başladılar. İyi tamam da o kadar uzağa gitmeye ne gerek var, siz değil miydiniz Barış Pınarı Harekâtı’nı da aynı gerekçelerle başlatıp da Amerika buraya kadar der demez zınk diye duran? Ne diye yalan üfürüp duruyorsunuz? Siz bu yalanlarınızı kamuoyuna değil, sizi her koşulda dinleyecek ve yalanlarınızı yutacak yandaşlarınıza söyleseniz olmaz mı?
Hem söyler misiniz onu bunu bilgisiz ve cahil ilan ettiğiniz zaman onlar cahil ve bilgisiz mi olacaklar? Ama bir şey söyleyeyim mi siz hem bilgisizsiniz, hem maksatlı hem de birilerinin dümen suyunda hareket ediyorsunuz kesin.
Bir düşünseniz ya Recep Tayyip Erdoğan kalkmış yandaşlarına konuşuyor. Aman efendim o ne bilgiçlik öyle. Libya’nın meşru yönetimi Serrac Hükümetiymiş de meşru hükümet için bir şeyler yapmak gerekirken terörist Hafter’i muhatap alıp arabuluculuk mu yapılırmış da palavra üstüne palavra sözler. Eee iyi de ne oldu? Putin geldi, konuşuldu, edildi edilen onca sözün bir değeri kaldı mı? Şıp diye sözlerinden dönen ve arabuluculuğun yapılamayacağını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan Ateşkes konusunda ne yapmış oldu? Uzatmayalım Putin söyledi o da şak diye arabuluculuk yapılacağını kabul etmedi mi? Şimdi söyleyebilir mi Bahçeli; kimin sözüne güvenilirmiş kimin sözüne güvenilmezmiş?
Öncelikle şu konuya bir karar verilmesi gerekmez mi? Fetö Örgütü terörist mi değil mi? Terörist değilse ne diye iktidardan sürekli aynı sözleri işitiyoruz, yok teröristti, şuydu, buydu diye? Ama bize sorarsanız her iki tarafında birbirinden farkı yok. İktidar Osmanlı Bankası, Fetöcüler ise bir başka çeşit Osmanlı bankası. Peki, niye karşı karşıya geldiler öyleyse?
Sorunun yanıtı çok basit. Birincisi vurgun paylaşımında doğan anlaşmazlıklar, ikincisi de iktidarın paylaşılamaması. Bu yüzden anlaşmazlık belirtileri su yüzüne çıktığında az mı Recep Tayyip Erdoğan Fetöcüleri iknaya çalıştı? Haydi, her şeyi bırakalım ben miydim Fetöcülere, “Ne istediniz de vermedik” diyen?
Neyse bu tür arızaları saymakla bitiremeyiz ama bir gerçek var ki işte o gerçek her şeyi açıklamaya yetiyor da artıyor bile. Bugün AKP’nin önemli mevkilerinde bulunan ya da iktidarın en kritik noktalarında görev almış olan geçmişte Fetö’yü öve öve bitiremeyen az mı insan var? Bu insanların üzerine niye gidilmiyor? Yanıtı şu; o kişiler süngülerini indirdiler ve daha ilk anlaşmazlıklar baş gösterir göstermez saf değiştirip Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına geçtiler. Önemli bir kısmı da 15 Temmuz Darbe kalkışmasından sonra saf değiştirip hidayete erince bunların üzerine gidilmedi. Çünkü AKP saflarında parçalanma yaşanacağından korkuldu.
Arada sırada Bahçeli’nin çıkıp bazı Fetöcülerden rahatsız olduğunu duyurmasının ise hiçbir önemi yok. Bir başka deyişle Bahçeli köylü kurnazlığına yatarak kendisini kurtarma çabasında. Diyelim ki Fetö diye bir gerçek var. Bu saflarda yer almış ve suç işlemişler de söz konusu. Ülkede demek ki yasa masa yok ya da dinleyen yok ki olağan yollardan gidilmeyip top ikide birde Erdoğan’ın kucağına atılıyor. Öyle ki araştırma yapıp suçluları kamuoyunun önünde sergileyeceğinden korkulan TBMM’ye bile güvenilmiyor. Bu yüzden de bir kağnı laf eden Bahçeli boş boş sallayıp duruyor.
Neymiş efendim CHP’ye güvenmiyormuş. Neymiş efendim CHP tarih ve coğrafya bilgisinden yoksunmuş. Neymiş efendim CHP birilerinin hizmetindeymiş. Hani CHP’nin yöneticileri zaten sana yanıtlarını verdiler, CHP’yi savunmak bize düşmedi de bir şey var ki işte o şey gerçeğin ta kendisi.
Sayın Bahçeli, birilerinin hizmetinde birini mi arıyorsun işte o sensin. Tarih ve coğrafya bilgisinden yoksun olan da sensin, güvenilmeyecek olan kişi de kesinlikle sensin.
Bu da bizim size söylediklerimiz nasıl anlaşıldı mı?