Yazan: Turgut Koçak 5 Mayıs 2021
Aman efendim, bu ülkenin Devlet Bahçeli’si “Başkanlık sistemini kurumsallaştıracak” yeni bir anayasa hazırladıklarını açıklamış. Daha önce bu sisteme ve Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çıkan Bahçeli nasıl oldu ne değişti de “Başkanlık sistemini” baş tacı eder hale geldi? Bunu anlamak zor değil. Çünkü Bahçeli de biliyor ki bu sistemde yüzde 50 artı 1’e zorunlu olan Erdoğan Bahçeli’nin her istediğini yerine getirmek zorunda aksi halde altındaki koltuğun kayıp gideceğini kendisi de biliyor.
Unutmayın ki Meral Akşener MHP’deyken eğer seçim olabilseydi Genel Başkanlığı Bahçeli’nin elinden çekip alacaktı. Bahçeli’nin düştüğü kötü konumu engelleyen hepimiz biliyoruz ki Erdoğan oldu. O dönemde yaşananları hemen pek çok kimse iyi bilmektedir.
Bahçeli kendisine yapılan bu desteğin bedelini nasıl ödedi dersiniz? 2015 yılında yapılan seçimlerde AKP azınlığa düşmüş, hükümeti oluşturamaz hale gelmişti. Erdoğan’ın imdadına da dolayısıyla Bahçeli yetişti ve uzun oyalamalardan sonra erken seçime gidilmesi sağlandı ve AKP bir sürü alavere dalavereden sonra oyunu akıl almayacak şekilde yeniden yükseltip iktidar oldu. Böylece de Bahçeli yeniden MHP’nin tartışılmaz adamı olurken, Erdoğan içinse tek başına iktidar olmanın yolu açıldı.
Eh artık işler yolundaydı. MHP küçücük etiyle buduyla iktidarın en etkili ortağı haline geldi. Geldikten sonra da izlenen pek çok politikanın belirleyicisi olduğu gibi kendi yandaşlarını devlet kapısında işe yerleştirmekte akıl almaz gelişmeler yaşandı.
Eee buradan hız alan ve hız kesmeyen Bahçeli 100 maddelik anayasa hazırlayıp meclisin önüne çıkacak kadar cüretkar sahibi olup çıktı. Bu tasarının özeti ise “Başkanlık sistemi”nin altında kurumsallaştırılıp kalıcılaştırma isteği yatmaktadır.
Ancak bir önemli konu daha var. Erdoğan’ın ise bir B planının olmadığın düşünmek safdillik olur. O da elinin altında parlamenter sisteme geri dönüşü ve en çok oy alan parti olarak iktidarını sürdürebileceği düşüncesini tutuyor. Böylece Erdoğan yüzde 50+1 yerine parlamenter yolla yeniden iktidar şansını koruyacağının hesabını yapıyor. Bu durumda iktidarın önünde ikili bir yol bulunuyor. Parlamenter setsem ve başkanlık sistemi. Öyle sanıyoruz ki AKP ve saray iktidarı çevreleri şimdi bu hesabın içindeler. Eh her iki durumda da iktidarı zora düşürecek hukuki ne kadar sorun varsa hepsinin de önüne set çekileceği gerçeğini unutmamamız gerekiyor.
İktidarın beceriksizliği her durumda önüne geliyor. Kapanma var gibi ama değişen bir şey yok, vakalar aynı sayıda, canlarını yitiren yurttaşlarımızın da sayısında bir düşüş söz konusu değil. Durum TELE1’de tartışılırken konu ile ilgili CHP’li Haluk Pekşen diyor ki “iktidar sadece bize izin versin para da vermesin CHP’li belediyeler olarak aşıyı biz yapıp bitirelim.” Bu sözler size iddialı gibi geliyor değil mi? Ama gelmesin, gerçekten de CHP’li belediyeler bu işin üstesinden gelebilir, gelebilir de İstanbul’da ucuz ekmek satışına bile izin vermeyen bir iktidar buna evet der mi işte bütün mesele bu.
Bahçeli ve Erdoğan yukarıda da söylediğimiz gibi başkanlık sistemi ve parlamenter sistemle iktidarda kalmanın hesabını yapar ve de anayasa hazırlanması Bahçeli’nin partisine düşerken yeniden iktidar olabilir mi diye aklınızdan geçiriyorsanız bence hiç geçirmeyin.
Çünkü bu iktidarı ne alavere dalavere anayasası kurtarabilir ne de başvurulacak olan bin bir çeşit Alicengiz oyunu.
Neden derseniz deniz bitti iktidar içinse bizce kara göründü artık…