Yazan: Turgut Koçak 25 Ocak 2015
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İsviçre’nin Zürih şehrinde düzenlenen “İsviçre Türk Toplumu ile Buluşma” etkinliğinde konuştu. Konuşmasında herkesi şaşırtan şeyler söyledi. Davutoğlu’na oradan biri çıkıp da “atma Recep din kardeşiyiz” demediyse ya oraya gelenler gözü dönmüş AKP’lilerdi, ya da sindirilmiş, AKP’ye ram edilmiş birer yalancı pehlivandı. Şimdi görelim ne demiş:
“AB küresel güç olacaksa Türkiye’nin üyeliğiyle, krizden çıkacaksa Türkiye’nin nüfusuyla, girişimci ruhuyla çıkacak. Avrupa için biz bir yük değiliz, Avrupa için Türkiye bir şifadır. Irkçılık ve düşen gücüne karşı şifadır. Avrupalıların işe ihtiyacı varsa onlara iş kapısı olabilecek Türkiye var. Zeybek oynayan Efelerle halay çeken Diyarbakırlı gençler bir arada. Bizim çözüm sürecinden anladığımız bu. İsteyen herkese al bayrağı göndereceğiz. Balkanlara, İsviçre’ye. Bizim siyasetimiz Türkiye’yi birleştirmektir.”,
Bu sözlerin bir tanesi bile doğru olsa diyeceğimiz bir şey olamazdı, ancak bu sözlerin bir tanesi bile doğru değil. Türkiye Avrupa için bir “şifa"ymış. Tam 13 yıldır Türkiye’yi hasta adama çeviren AKP iktidarı nasıl olur da bu gerçeği görmez ve ortaya palavra sözler sıkarak durumu kurtaracağını sanır gerçekten de anlamanın olanağı yoktur. Oradan buradan gelen ileride Türkiye ekonomisi için yıkım olacak kara paralar ya da sıcak para olarak anılan faizleriyle Türkiye’yi batıracak olan bir işleyişin nasıl bir şifası olabilir? Avrupa’yı ırkçılıkla suçlayan zihniyete bakın bir. AKP’liler ki, gerektiğinde ırkçılığın daniskasına, gerektiğinde ise ümmetçiliği yaşamı zehir edecek denli gündeme çıkaran bir anlayışa sahipken ve de her alavereyi bu çerçeveye sığdırarak yürüten bir anlayışın odağı konumundayken söylenenlerin ne hikmeti olabilir ki?. Hani biz sosyalistler Avrupa’yı ırkçılıkla suçlasak bir anlamı olur ama sürekli olarak ırkçılıktan ve ümmetçilikten beslenen bir partinin genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bu sözleri söyleyecek yüzü var mıdır acaba?
Hani bunların altındaki toprak kaymaya başladı ya bunlar da ne yapacaklar taraftarlarını içi boş sözlerle avutup ayranlarını kabartacaklar ki, durumlarını koruyabilsinler. Ya da ne bileyim hâlâ boş sözlerle şişinip ortalıkta “biz neymişiz” diye gezinen ahmaklar varsa ki vardır, Ahmet Davutoğlu’nun sözleri de ancak onlar için geçerlidir. En haklı eleştirileri bile çarpıtarak anlamak isteyen bir zihniyet eleştirileri tersyüz edip herkesin İslam düşmanlığı yaptığını propaganda ederek durmadan düşmanlığı körüklüyor. Recep Tayyip Erdoğan ileride lazım olur diye Saray’ının merdivenlerine sözümona 16 Türk devletini ifade eden asker giysileriyle konuk karşılıyor. Bunla şimdi yavuz hırsız ev sahibini bastarır örneğinde olduğu gibi kalkmışlar kendi hâl ve gidişlerine bakmıyorlar ırkçılıkla Avrupa’yı suçluyorlar. Evet, kapitalist dünya ne zaman çıkmaza düşse ırkçılığa başvuracaktır, bu durum kapitalist sistemin doğasında vardır. Ancak bu ırkçılık ve ümmetçi ırkçılık en çok sistemi sık sık arızaya uğrayan ülkelerde daha sık olur ve ağır seyreder. Yoksa Türkiye’nin demokratik hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran faşist darbeler ve faşizan yönetimler niçin gelip gelip iki de bir Türkiye’nin kapısını çalmaktadır? Demek ki neymiş? Davutoğlu doğru söylemiyormuş. Ya da ne bileyim aynaya baksa görecek ya görmek istemiyor doğal olarak.
Gelelim; " Avrupa’nın işe ihtiyacı varsa onlara iş kapısı olabilecek Türkiye var” sözlerine. Türkiye işsizlerin cirit attığı bir ülke haline geldi. Patronlar durmadan işçi çıkarıyor. Üniversitelilerin neredeyse onda dokuzu işsiz. İşten atıldığı için işsizlik aylığı almak için başvuranların sayısı İşsizliğe paralel olarak İşsizlik Fonu’ndan maaş almak için başvurular hızla artıyor. 2011’de 441 bin 328 kişi işsizlik maaşı için başvuru yaparken, bu rakam 2014 sonunda yüzde 101 artarak 889 bin 795 bine ulaştı. Artık işsizlik maaşı alamayacak konuma düşmüşleri saymıyoruz bile. Hoş insanların işi olsa neyi değiştirir? Bugün asgari ücretle çalışan milyonlar sadece 949 lira maaş alabiliyor. Bu para bugün bir ev kirası kadardır ancak. Yani bu durumda Davutoğlu kimin gözünü boyuyor acaba? Bize göre Avrupalıların gözünü boyayamaz ama iş şükürcülere gelince değişir tabi.
Ha bir de böylelerine AYRANI YOK İÇMEYE TAHTEREVALLİ İLE GİDER BİLMEM NEREYE DERLER.
Bir de; “Zeybek oynayan Efelerle halay çeken Diyarbakırlı gençler bir arada. Bizim çözüm sürecinden anladığımız bu. İsteyen herkese al bayrağı göndereceğiz” sözünün AKP iktidarı ile birlikte ne kadar anlamı var herkes biliyor. Ne derler Yalanla peynir gemisi yürümez.
Bir de yalancının mumu yatsıya kadar yanar sözü var.
Öyleyse Sayın Davutoğlu sizin peynir geminiz denizde dağılır, mumunuz da yatsıya kadar yanarsa ne âlâ sonra o da kesinlikle söner kesinlikle…