AYNIYLA VAKİ

Yazan: Turgut Koçak 7 Temmuz 2015

Bizler ne politikacılara tanık olduk ne politikacılara. Bir Erbakan vardı örneğin. O muhterem kişi tutturmuştu bir “ağır sanayi” nerede bir boşluk görse gidip temel atardı da, sonra o temel unutulup giderdi. Bir süre sonrada temel atılan yere ne fabrikası vaat edilişti kimse anımsamazdı. Erbakan’ın bu tür girişimlerinde yine de bir masumiyet bulmak olasıydı. Çünkü o düşünürdü ki, Türkiye’ye ağır sanayi kurulmadan dış güçlerin etkisinden kurtulmanın olanağı yoktu. Ancak Erbakan’ın hesap edemediği bir şey vardı ki, o da Erbakan’ın hayaline geçit vermeyecek denli bir gerçekti. Çünkü Türkiye’deki sistem kapitalizmdi, üstelikte bu kapitalizm ta göbeğinden dışa bağımlıydı. Bu yüzden de hem politikacıları hem de sermaye güçleri su götürmez birer işbirlikçiydiler. Bu yüzden de Erbakan olsa olsa tiye alınıp dalga geçilen biri olabilirdi. Nitekim de öyle oldu. Erbakan’ın temel atıp unuttuğu temelin beton kalıntıları haklı olarak yerinden sökülüp Ankara’ya getirilerek konuyla ilgili basın açıklamaları yapıldı.

Sonra uluslararası güçler Erbakan’ın dizi dibinden yıldızı parlamış “Milli Görüşçülerden bazılarını kaldırdı ve onlara parti kurdurarak onların ilk seçimde iktidara gelmelerini sağladı. Bu parti AKP idi, başında da şimdi 1150 odalı Kaç/ak Saray’da oturan ve kendisini her şeye kadir ve muktedir sayan Recep Tayyip Erdoğan vardı. AKP 13 yıllık iktidarı döneminde öyle çok akıl almaz şeylere imza attı ki, Amerikancıların bile dişi kitlendi. Emperyalizme yürekten bağlı olanlar bunların yanında modası geçmiş birer yurtsever konumuna düştüler.

Bu yazımda tabiki de nasıl kuruldu, ne oldu gibilerden şeylerle kafanızı şişirmek istemiyorum. Benim daha çok yalanların üstüne bina edilmiş bir partinin politikalarının 13 yıldır geldiği noktaya işaret edip yazımı sonlandırmak istiyorum.

Yazımızın başlığı aynıyla vaki. Giriş kısmında ise Erbakan’ın temel atmalarından söz ettim. Sonra geldik AKP dönemine. Temel memel önemli değil ama bunların zamanında açılan bir tesis ya da ne bileyim bir tuvaletin bile belki de on kez açılışı yapılmıştır. Öyle ki 7 Haziran 2015 seçimleri sırasında Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlara inmesi ve AKP lehine propaganda yapması için çoktan hizmete girmiş birçok şeyin bile açılışı yeniden yapıldı. Bunlar yüzleri hiç kızarmadan, halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyip ortalığı velveleye verip halkın gözünü boyayarak oylarını almaya kalkıştı. Diyebiliriz ki bir ölçüde de olsa başarılı da oldular. Yoksa AKP’nin %41’e dayanan oyunu başka türlü açıklamanın olanağı var mı? Bu açılışlardan bazıları ise açıldı hizmete girdi, siyasiler oradan ayrıldı hizmetten çıktı. Yapılan eleştiriler ise dikkate bile alınmayıp imam bildiğini okur hesabı AKP’liler bildiklerini okumaya devam ettiler. Yani ortada hiçbir şeyin gizle kalmayacağı bir dönemi yaşıyorduk ama Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı bildiğini okumayı sürdürdü.

AKP için biliyorsunuz Kocaeli’de önem taşıyor. Sanayi bölgesi olan Kocaeli’nde AKP’nin birinci parti olması düşündürücüdür tabi de AKP de doğrusu işini biliyor. Seçimlerden önce AKP’nin iki bakanı Kocaeli’nde askeriyeden kalma yerde büyük bir hastahanenin temeli atıldı. Bu temel atış öyle bir tantana ve şaşa ile yapıldı ki, görenler maşallah dediler. Seçimler bitti. Ortada bir iş olup olmadığını kontrol etmek için temel atılan yere giden CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar oraya gitti ve yapılan işleri kontrol etmek istedi. Bir de ne görsün ortada ne temel var ne de burada hastahane yapılacağını gösteren bir çalışma. Bir iki kırık dökük iş makinesi bir tekerleği durduğu yerde patlamış araç ortalıkta in cin top oynuyor. Yani sizin anlayacağınız bir kez daha Erbakan’ın geçmişte attığı temel öyküsünü aynıyla vaki yaşıyorduk ki, artık bu kadar da olmaz demek için ülke ülke insanlarının sokağa dökülmemesini afyonlanmış olmakla açıklamaktan başka bir söyleyeceğimiz de kalmadı.

İşin tuhaf yanına bakın. AKP hep duble yollar yaptırmakla övünürdü ama her nasılsa Salihli/Akhisar arası yol tamı tamına 17 yıl önce ihaleye çıkarılmış bugüne kadar da tamamlanamamıştı. İşte bu yolda kamyonet kasasında günlükleri 15 lirayı geçmeyen işçiler bağ yaprağı toplamak için götürülüyordu ki, süt toplayan bir tır onlara çarptı ve hepsini hayattan koparıverdi. Daha önce de tarım işçilerinin açık kasalarda taşınması nedeniyle öldüklerini hepimiz biliyoruz. Bu yüzden AKP iktidarı işi bir genelgeyle geçiştirip konu ile ilgili yaptırımı olan ne bir yasa çıkardı, ne de bu yönde bir tedbir aldı. Yani anlayacağınız AKP iktidarı işi bir kez daha fıtratına bırakarak yoksul halkımıza ölümlerden ölüm beğenin demiş oldu. Her gün iş kazalarının yaşandığı, işçilerimizin beşer onar öldüğü günlerden geçiyoruz ki, böylesi durumlar Kaç/ak Saray için bir şey ifade etmediği gibi, iktidardan düşürülmüş ama iktidarda olan AKP için de bir şey ifade etmiyor.

Onlar için varsa da yoksa da erken seçime gitmek, bir katakulli ile Recep Tayyip Erdoğan’ın Beştepe’deki yerini sağlamlaştırıp külliyesinde külliyen Türkiye’nin işini bitirerek yönetmekten ibaret.

Biz söylemiş olalım da sizler de aklınızdan geçenleri uygulamak için kıpırdayın biraz.