Yazan: Turgut Koçak 5 Aralık 2020
Biliyorsunuz yığınlar zor durumda. Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar milyonların evlerine ekmek götürememelerine inanmasa da ne yazık ki gerçek bu. Yığınlar değil ekmeğine katık edecek şeyleri evine götürmek için ekmek alacak durumda bile değil.
Tarih öyle bir şeydir ki herkesin unuttuğu gerçekleri durup durup önümüze çıkarır.
Biliyorsunuz Fansa açlık ve yoksullukla boğuştuğu dönemlerde sokağa çıkan halk ekmek bulamadıklarını aç olduklarını haykırırlar. Bu sözleri Kraliçe Marie Antoinette çevresindekilere sorar; “Ne diyorlar bunlar” diye. Çevresindekiler de “Kraliçem ekmek bulamadıklarını aç olduklarını söylüyorlar” der. Bunun üzerine meşhur Kraliçe Marie Antoinette tarihe geçen meşhur sözünü söyler.
“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.”
O günden bugüne kraliçenin bu sözleri yeri geldiğinde sık sık söylenerek halkın isteklerine kulak tıkayan iktidarlar için söylenir durur. Tamam, söylenir durur da bu sözlerden kapitalist sömürü düzenini savunan iktidarlar küçücük bir ders alırlar mı? Ne gezer, almazlar elbette. İşte Recep Tayyip Erdoğan’a insanların evime ekmek götüremiyorum sözü anımsatıldığında da benzer olmasa da aynı anlayışla söylenen bir sözü unutmuş değiliz. Ne diyordu Erdoğan, “Sahi siz insanların evlerine ekmek götüremediğine inanıyor musunuz?” Demek ki Erdoğan da söylenen bu sözlere inanamıyor. Çünkü kendisi başta olmak üzere tüm yandaşları her şey için harcamadan çekinmeyecekleri gani olanak sahibi olmuşlar. Bir yandan da devlet malı deniz ya bunların önüne konulmuş. Yani babalarının malı gibi har vurup harman savuruyorlar. Bu yüzden de elbette Türkiye toplumunun getirildiği aşamayı anlamalarının olanağı yoktur. Dolayısıyla da bu sözleri söyleyenler iktidarın en tepesindeki kişi tarafından ağız dolusu eleştirilip haddi de bildirilmektedir.
Önceki gün Sivas’ta bir dernek beş yüz lira yakacak yardımı yapacağını söyleyince yardım için gelenlerin oluşturduğu kuyruğun bir ucu Hanya’ya bir ucu da Konya’ya ulaştı. Halk öyle zorda öyle zorda ki yardıma ulaşmak için koronavirüs bulaşmasını bile hiçe saydı.
Askıda ekmek tartışmalarını geride bıraktık. Malum pasta yemesi gereken halka ekmeğinin olmamasını anımsatmak Bahçeli’ye iyi gelmedi. Onun bu hareketi yığınlarda ekonomik çöküşün hangi noktalara geldiğini anımsattığı için unutuldu gitti. Şimdi Bahçeli iktidarın silahşörlüğüne soyunmuş onu bunu tehdit ederek aklınca ortalığa korku salmaya çalışıyor.
Çarşı-Pazar yangın yerine dönmüş. Cep delik cepken delik. Enflasyon rakamları ne kadar gizlenirse gizlensin yığınlar tarafından anlaşılması önlenemiyor. İktidar her ne kadar her şeyin iyi gittiğini söylese de evinde elektriği ve doğal gazı yanmayan, sofrasında yiyecek bir şeyi bulunmayan halk, kim ne söylerse söylesin ekonomik çöküşü de, yalanları da kendi yaşamından görüp anlıyor.
İşsizliğin canına tak ettiği halk AKP yandaşlarının nasıl yaşadıkları, en ballı yerlere liyakat sahibi bile olmadıkları halde torpille nasıl iş bulup işlerini yoluna koyduklarını bu ülkede görmeyen mi var? Yandaş şirketlere verilen ihalelerden elde edilen vurgunları sağır sultan duyar da halk duymaz mı? Ortalığa çırılçıplak koyverilen yalanları bu gerçeklere karşın halkın nereye kadar yutacağı sanılıyor?
Evet, işler kötü gidiyor, bu gidişle düzeltilmesinin de olanağı yok. Demokrasi yok edilmiş. Esasen artık kapitalizmin çalışan geniş halk yığınlarına vereceği hiçbir şey olmadığı gibi vaat edeceği hiçbir şey de kalmamış. Vatan, millet, Sakarya yalanlarıyla da peynir gemisi yürümüyor ki yürütülsün. Yani iktidarın pili bitmiş. Bu yüzden de iktidarda kalabilmek için son umarı dinci, gerici, ırkçı faşizm olmuş. Dolayısı ile bugüne kadar bu şekilde götürülen iktidar aracının da önü tıkandığı için Türkiye kışkırtıcı bir ortamın kapı eşiğine gelmiş dayanmış. Polisiye tedbirlerin yetmediğini, yetmeyeceğini gören iktidar şimdi de Ordu mensuplarını arkasına alarak siyaset yapma peşinde.
Ancak iktidarı ayakta tutmak için bu yöntemin de işe yaramayacağı günler uzakta değil. Halka pasta yiyin diyenlerin halktan ne kadar uzağa düştüklerini namuslu sade her yurttaş görüyor.
Gördüğü için de bu iktidara çoktan yol göründü. Eh geriye bir tek itelenmesi kalıyor ki itelendiler mi kesinlikle gidecekler…
Bunu da altını çizerek söylemiş olalım.