ASGARİ DEĞİL İNSAN GİBİ YAŞAM İÇİN ÜCRET

Yazan: Turgut Koçak 19 Aralık 2022

Asgari ücretin açıklanmasına pek bir şey kalmadı fakat Türk-İş niyeyse çizgi mizgi sözü edip duruyor. Oysa Türk- İş’in açıkladığı rakamın bile üstünde açıklama yapmış bulunuyor hem MÜSİAD hem de Çalışma Bakanı. Yani hayal kurmayın, iktidar nasıl istiyorsa o rakam kabul edilip geçilecek. Türk-İş’in laf edip durmasına gelince tam da sarı sendikanın yalancı güreşine benziyor. Yapılan şey bir bakıma işçiden gelecek tepkinin gazını almaktan öte bir anlamı yok.

MÜSİAD’ın Türk-İŞ başkanından bile daha fazla bir rakamdan söz etmiş olmasının sebebi nedir. Bu durumda siz siz olsanız patronların memnun olduğunu, Türk-İş’in de patrondan daha patroncu hevesler içinde olduğunu düşünmez misiniz? Bir düşünün Çalışma Bakanı’nın açıkladığı rakamlar 7845 lira. MÜSİAD ise 7500-8000 bin arasında bir rakamdan söz ediyor. Gördüğünüz gibi her bir şeyin plan ve programı iyi yapılmış.

Demek ki bu rakamların daha aşağıya indirilmesi için birileri ikna edilecek. Neden derseniz; büyük sermaye güçleri bu konuda daha az bir rakamda söz ediyorlar. 300 dolar gibi bir rakam konuşuluyor ki bu da nihayetinde 6.000 liraya falan denk gelir. Bu rakamı son günlerde patron örgütlerinden daha sık duyar olduk. TİSK başkanı genel kurulunda şu görüşü ileri sürdü. “Asgari ücret taban ücrettir, makul olması gerekir” sözlerini okuyunca her bir şeyi anlamak daha da bir kolaylaşmaktadır. Çalışanların neredeyse tamamına yakın olanı asgari ücretten aylık aldığına, bu gerçekleri de hemen herkes bildiğine göre TİSK başkanı hangi kurnazlığa yatıyor dersiniz? Yani patronlar ne kadar enflasyon olursa olsun rakamlar hep en alt seviyeden düşünülsün istiyorlar. Bu oyun her zaman oynanan en bilinen patron oyunudur. Bu pazarlıkta gerçek anlamda işçiler var mı? İşçilerin haklarını kim ya da kimler savunuyor hiç kafa yordunuz mu?

Her konuda olduğu gibi elbette son söz Erdoğan’a düşecek. Erdoğan ise seçimleri de düşünerek rakamları biraz yükseltmeyi düşünse de o yine ileri tarihi işaret ederek Temmuz ayını umut olarak gösterecek de seçim olduğu için bu tarihte değişiklik yapıp seçimden kısa bir süre öncesine bile çekeceği bizim aklımızın bir köşesinde hep yazılı. Komisyondu, şuydu, buydu bunların hepsi nafile namazlarına benziyor. Anlamsız ve yalandan ibaret umudun sömürülmesinden ibaret.

Bunları konuşurken iktidarın ensesinde bir de EYT’lilerin soluğu var. 2018 yılında yapılan seçimlerde “seçimi kaybedeceğimi bilsem yine de yapmam” diyen Erdoğan’ın bu kez eli güçlü değil. Bu yüzden EYT ile ilgili düzenleme yapacak fakat kimse de umduğunu bulmamış olsa bile hiç yoktan iyidir diyenlerin olabileceğini hesapladığı da bir gerçek. Erdoğan işini bilir, patronları da üzmemek için bir orta yol bulacak ama başarılı olur mu bugünkü zamların tavan yaptığı bir ortamda bilinmez.

Bu durumda bizler elbette yığınları uyarmak ve örgütlü güç haline dönüştürmek için elimizden geleni yapacağız ama öyle sallama sözler ederek de bu işlerin olağanüstü bir iradi yöntemle hareket ederek işçilerin, emekçilerin haklarını almaları için tozu dumana katacağız cinsinden sözler etmenin ajitatif yani elbette var ama maddi güce dönüşmesi çok zorsa eğer bu sözler rüzgâra söylenmiş gibi uçup gidecektir ki o zaman biz sosyalistlerin işi daha da bir zorlaşacak. Yani nesnelliği elden bırakmadan ama mücadele ederek kazanımlar sağlamak için elbette elimizden geleni yapacağız.

Görüldüğü gibi pazarlık masasında kaç dönemdir Türk-İş bulunuyor. Türk-İş’in bulunması aşılmadığı sürece de sarı sendikacılık işçileri bir satacak dönüp bir daha satmaya devam edecektir.

Atalay’ı dinledik. O bir an önce bu işin bitmesini istiyor. Çünkü işçiler adına ne pazarlık gücüne sahipler ne de işçilerin haklarını savunmak için o masada bulunuyorlar. Açıkladıkları rakam belli. İşverenlerin ve bakanlığın altında bir rakamı konuşarak söze başladılar ki iş daha o zaman bitti sayılır işçiler için. Türk-İş’in tavrına gelen tepkiler üzerine her ne kadar dil değiştirmeye başlamış olsalar da atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş sayılır. Türk-İş de başkanının ağzıyla işçileri bir kez daha sattığını alenen belli etti.

Masada bir sendikanın bulunmuş olması durumu değiştirmiyor. Erdoğan’dan gelecek olan son söz sonucu belirleyecek. Türk-İş de sarı sendikacılığın kitabını yazmış bir sendika olarak tarihe altın harflerle geçmiş olacak.

Türk-İş 7800 lira dedi. DİSK’in açıklamalarında ise bu rakam 13000 lira olarak duyuruldu. Duyuruldu da kimsenin aklına ASGARİ DEĞİL İNSAN GİBİ YAŞAM İÇİN ÜCRET çizgisi çekmek gelmedi.

Yaşamak için temel gereksinimleri karşılamayan bir rakamı konuşuyorsak bilmeliyiz ki ülkemizde tam anlamıyla bu soygun düzeni işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, kısaca tüm çalışanların üstünden bir buldozer gibi geçmesine razı olmaktır ki işte orada neyi konuşursak konuşalım bir anlam.