Yazan: Turgut Koçak 17 Ekim 2020
Şimdi de bir hayret etme halini tartışır olduk. Öyle ya Türkiye’de o kadar çok şey yaşandı ki meğer bu olup bitenlerle ilgili yine de şaşırmayan insanlar varmış bu insanların başında da Abdullah Gül geliyormuş. AYM’de son yaşananları ele alan Gül, Hayret ediyormuş.
Tartışmalar CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun durumu hakkında AYM’nin verdiği kararla birlikte hem konu ile ilgili hem de AYM ile ilgili tartışmalar zirve yaptı. Demek durum bu denli önemli görülmektedir ki Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’la konu ile ilgili olarak görüşmek gereği duydu. Şentop tarafından AYM’nin kararı yetersiz bulunduğu için top 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atılarak yerel mahkeme AYM’nin kararına uygun bir karar alınırsa konunun düşünüleceği belirtildiyse de yerel mahkeme böyle bir karar almadı.
Erdoğan – Şentop görüşmesinin arkasından ise AYM’nin kararına uyulmasının aksine AYM’ye karşı tavır geliştirilen bir noktaya gelindi.
Durum bu olunca da geçmişte Zekeriya Öz nasıl her dediğini yapıyorsa 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gülkek’in de aynı konumda olağanüstü yetkilerle donatılmış olduğu düşünüldü. Çünkü bugüne kadar verilen en hassas kararlar bu kişinin bulunduğu mahkemelerden çıktı. Oysa hukukun üstünlüğünü kendisine kılavuz edinmiş bir kişinin en basit konularda bile hakları çiğnenenlerin aleyhinde kararlar verilmesi bambaşka bir şeydi bu yüzden de sözü geçen kişiyi yargı sistemi içinde düşünmekten çok doğrusu doğrudan Erdoğan’a bağlı olması ile düşünmek çok daha yerinde bir değerlendirim olurdu, görünüşe bakılırsa öyledir de zaten.
Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Gürlek, Selahattin Demirtaş’tan tutun da Canan Kaftancıoğlu’na oradan ÇHD’li avukatlara ve Sözcü davalarında daha pek çok kişinin tutuklanmasında Gürlek’in imzası olduğunu unutmamak gerekiyor.
AYM üyesi Engin Yıldırım’ın bir twit atacağı tutmuş o da amacı hiçbir şekilde darbe marbe olmadığı halde “Işıklarımız yanıyor” dediği için hedef tahtasına konulmuştu ki ne attığı twitin arkasında kendisi durabildi ne de AYM üyeleri durabildiler adı geçen kişinin kişisel düşüncesidir kurumumuzun düşüncesi değildir deyip çıktılar işin içinden. Ancak AKP’ye de gün doğmuştu hani. Atladılar bu tartışmanın içine neler söylemediler neler.
Ancak kimsenin derdi işin özü ile ilgili değildi niyeyse. Tartışmaya katılanların hepsi gol atmak amacıyla değil de top dolaştırmak için hareket içindeydiler sanki. Tetikçiler harekete geçip Ersoy Dede ve Cem Küçük gibiler söylemediklerini bırakmadılar. Bir yandaş gazete de ise (Takvim) Yıldırım’ın bayrak direğine asılmasından söz edilecek kadar ileri gidildi.
Ne söyleyebiliriz ki ülkede demokrasinin kırıntısı bırakılmamış, HDP’li bütün belediyelere kayyum atanmış, HDP’li siyasetçiler cezaevlerini boylamış ama Adalet Bakanı bunlardan habersizce yine çürümüş sakızı çiğnemeyi sürdürerek, “Vesayet özleminde olanlar, hukuk adına konuşma ehliyetini yitirirler, ışıkları millet açar, millet kapar.” Diyebiliyor. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise Yıldırım’a cuntacı derken, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem ise “Bir FETÖ’cü daha kendini deşifre etti” diyebiliyor.
İçişleri Bakanı Soylu duracak değil ya o da tartışmaya “Bizim Işıklarımız hiç sönmüyor” diyerek katılıyor.
Eee bu durumda tartışmalar öyle sürüp giderse ki böyle isteniyor o zamanda ülkemizdeki çok büyük hukuk skandalları da tartışılamıyor bile.
Artık hukukun denetimi altında olması gereken her şey iktidarın keyfiliğine terkedilmişti. Öyle ya KHK’ları denetleyemeyeceğine hükmeden AYM bundan böyle neyi nasıl görüşür ve yetkisi altında sayabilirdi hiç bu konuyu enine boyuna tartıştınız mı? Bu yüzden de bugün AYM’nin değiştirilmesi iktidarın gündeminde. Artık Divan-ı Ali mi yapar yoksa tümden mi işlevsizleştirir yaşayıp göreceğiz.
Ancak bu dönemin de kapanacağı noktaya hızla gelmiş bulunuyoruz.
Eğer bir gün AYM falan kalmaz, muhalefet için de Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle şuraya götürürüm, buraya götürürüm benzeri sözleri de tamamıyla anlamsızlaşırsa ki öyle olacak işte o zaman daha sonuç alıcı bir yerden başlamak gerektiği de kim bilir bazılarının aklına düşer de bu iktidarın da önünün kesilebilme şansı doğar…